Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/3453 E. 2023/3767 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3453
KARAR NO : 2023/3767
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/27 E., 2023/120 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 3. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/53 E., 2022/361 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı taraf ile davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı taraf ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı apartman yönetiminde 01.03.1996 tarihinden iş akdinin feshedildiği 10.05.2012 tarihine kadar kapıcılık hizmeti verdiğini, çalışmasına sabah 07.00’de başlayıp akşam 20.00’ye kadar devam ettiğini, buna karşın hizmetinin SGK’ya bildirilmediğini, işe ilk başladığında kira sözleşmesi imzalatıldığını, eşinin bu konulardaki bilgisizliği nedeniyle sözleşme imzaladığını, ancak kapıcı dairelerinin kiraya verilmesinin mümkün bulunmadığını, kendisinin kiracı olmayıp bu dairede ücretsiz oturduğunu, kapıcılık hizmeti verdiğini, binanın doğalgazlı ve kombili olduğunu, dairenin elektrik ve su aboneliklerinin bina yönetimi adına bulunduğunu, evinde doğalgaz bağlantısının olmadığını belirterek fiilen çalıştığı halde işverence bildirilmeyen ve primi yatırılmayan 01.03.1996-10.05.2012 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının eşi ile imzalanan kira sözleşmesinin mevcut olduğunu, apartmanda kiracı olarak oturduklarını, her ne kadar uzun bir süredir kira alacağı tahsil edilmemiş ise de yönetimin değişmesi ve gelen yöneticinin bu durum üzerinde durmamasından kaynaklandığını, binanın kapıcı çalıştırmayı gerektirmediğini, davacının talep edilen dönemde başka işyerlerinde çalışmasının olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının SGK kayıtlarında Ali Şirin işyerinden işe giriş tarihinin 24.12.2009 olduğunu, 07.01.2010 tarihinde çıkış verildiğini, 08.03.2010 tarihinde Çelik Kardeşler Limited Şirketinden girişinin bulunduğunu, 16.3.2010 tarihinde çıkışının verildiğini belirtilerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…davacı …’in 01.03.1996 tarihinden itibaren davalı apartmana ait kapıcı dairesinde kira kontratı ile oturmaya başladığı, 26.08.1998 dönemine kadar kira bedeli ödemek sureti ile oturmaya devam ettiği, 01.10.1998 tarihinden itibaren ise kira ödemesi yapmadığı, apartman görevlisi olarak 10.05.2012 tarihine kadar çalıştığı, apartmanın 14 daireli olduğu, çöp toplama, apartman ve bahçe temizliği işini yaptığı, bu şekilde çalışmasının günde 1 saat, ayda 4 gün olarak belirlendiği, toplam 653 gün davalı apartmanda hizmetinin bulunduğu, dinlenen davacı tanıkları …, …, …. …. ile …’in beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, gerekçeli ve denetime elverişli şekilde düzenlenen 29.03.2019 tarihli rapor Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunarak davacının davasının kısmen kabulü cihetine gidilmiştir…” gerekçesiyle,

Davacının davasının kısmen kabulü ile, davacının davalı … Apt. yöneticiliği işyerinde 01.10.1998-10.05.2012 tarihleri arasında (günde 1 saat, ayda 4 gün olmak üzere ) toplam 653 gün hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı taraf ile davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davalı apartmanda 01.03.1996 tarihinden beri çalıştığını, bu durumun alacak dosyasında dinlenen tanık beyanları ile de sabit olduğunu, haftanın her günü apartmanın işlerini yaptığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik araştırma ile karar verildiğini, binanın kapıcılık hizmetine ihtiyaç duymadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiili çalışmanın kanıtlanamadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı apartman iş yerinden yapılan sigortalı bildiriminin bulunmadığı, 24.12.2009-07.01.2010 tarihleri arasında 15 gün dava dışı Ali Şirin’e ait iş yerinden ve 08.03.2010-16.03.2010 tarihleri arasında 9 gün dava dışı Çelik Ltd.Şti.’ye ait iş yerinden bildirilen sigortalı çalışmalarının bulunduğu, yönetici Selahattin Gözkaya ile davacının eşi Şaban Şirin arasında imzalanmış 01.03.1996 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin bulunduğu, 01.03.1996-26.08.1998 arasındaki döneme ilişkin aylarda kira ödemelerinin olduğu, bu tarihten sonra kira ödemesinin son bulduğu, davacının davalı apartmanın kapıcı dairesinde oturduğu, davalı apartmanın yıkılması nedeniyle keşif yapılmasının mümkün olmadığı, dinlenen tanık beyanlarından davacının 14 daireli apartmanın çöplerini topladığı, apartman ve bahçe temizliğini yaptığı, apartmanın kombili ısıtma ile ısındığı, davacının yaptığı işlerin niteliğine göre çalışmasının kısmi zamanlı olduğu, davacının mahkemece kabul edilen dönemde davalı iş yerinde çalıştığı kanaatine varıldığından kurulan hükme ilişkin mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı Kurum vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Temyiz eden davacı taraf ile davalılar vekilleri temyiz dilekçelerinde; istinaf gerekçeleri ile kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. 6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.

Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.

Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim,m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.

Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.

Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.

Diğer taraftan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13 üncü maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63 üncü maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır. Bu tür hizmet tespiti davalarında tam gün üzerinden veya kısmi zamanlı olarak çalışma olgusunun ortaya konulması önem arz etmekte olup, çalışmanın kısmi zamanlı olduğu anlaşıldığı takdirde günde kaç saat hizmet verildiği ve giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli, sonrasında değinilen 63 üncü madde kapsamında 7,5 saatlik çalışmanın 1 iş gününe karşılık geldiğinden yola çıkılarak hüküm altına alınması gereken aylık çalışma süresi belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
Eldeki davada, her ne kadar mahkemece davacının davalı iş yerinde tam süreli olarak istihdam edildiği kanaatiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, fiilen kapıcılık hizmetlerine hasrettiği süreler, kısmi zamanlı çalışma süresi bakımından hizmet olgusu açıklığa kavuşturulmadan, günde kaç saat çalıştığına dair varsayımsal hesaplama ile eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olup, bozmayı gerektirmiştir.

Dosya kapsamından, davacı … adına 24.12.2009-07.01.2010, 08.03.2010-16.03.2010 tarihleri arasında değişik işyerlerinden sigortaya 4/a kapsamında bildirim yapıldığı, dava dışı eşi Şaban Şirin’in hizmet cetveli incelendiğinde, 04.11.1991-30.04.2014 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinden hizmetlerinin bildirildiği, dosyadaki mevut kira kontratından 01.03.1996 kira başlangıç tarihli, kiraya verenin Selahattin Gözkaya-Yönetici, kiralayanın Şaban Şirin olduğu, bir yıl süreli kira kontratı bulunduğu, kiraya verene yapılan ödemeler bölümünde; 01.03.1996-26.08.1998 dönemine ilişkin aylarda kira ödemelerinin görüldüğü, ödemelerde tarafların imzasının yer aldığı anlaşılmıştır.

Davacının ailesi ile birlikte önce kiracı olarak sonra kapıcı olarak çalıştığını iddia ettiği davada, davacı …’ adına 24.12.2009-07.01.2010, 08.03.2010-16.03.2010 tarihleri arasında dava dışı farklı işyerlerinden bildirim yapılması, ayrıca bir kısım tanık beyanlarında davalı apartmandaki temizlik gibi işlerin birileri veya şirketler aracılığıyla yerine getirildiğinin ve bazı dönemlerde de davacının eşi Şaban’ın apartmana kapıcılık hizmeti verdiğinin belirtilmesi karşısında, 14 daireli apartmanda hangi kapıcılık hizmetlerinin bulunduğu, hangi dönemlerde kimler tarafından yerine getirildiği, davacı eşinin kapıcılık yapıp yapmadığı, bu durumda davacının faaliyetlerinin eşe yardım niteliğinde olup olmadığı, eşe yardım niteliğinde olmayıp hizmet akdi ile çalıştığının tespiti halinde aile hayatı ile iş hayatının iç içe geçtiği davaya konu olayda çalışırken kimden emir ve talimat aldığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu, gün içinde hangi işlerle uğraştığı, davacının her gün düzenli şekilde çöp toplama, apartman iç ve dış bölgelerinin temizliğini yapma ve şekli, apartman sakinleri için alışveriş yapma, market ihtiyaçlarının alımı gibi işlerini karşılama, apartmanda temizlik yapma gibi hizmetleri yerine getirip getirmediği hususlarında beyanı alınarak ve eksik hususlar davacıya açıklattırılarak dava konusu somutlaştırılmalı, davacı ve davalı tarafların gösterdiği tanık beyanları ile yetinilmeyip, apartmanda uzun süre ikamet edenler arasından davacının hizmetlerini bilebilecek durumdaki kat maliki olmayan sakinlerinden de kanaat edinmeye elverişli sayıda tanık dinlenilmeli, keza civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan, mahalle muhtarı veya azaları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurularak, uzun yılları kapsayan bu bilgilerinin doğruluğu konusunda tanıklar özenle dinlenilmeli ve bu yöndeki beyanları buna göre irdelenmeli, gerekirse, bu hususlar dinlenen bu tanıklara ayrıntılı şekilde açıklattırılmalı, buna göre davacının kısmi zamanlı çalışma durumunun günlük çalışma saatine göre (4857 sayılı İş Kanunu’nun 63 üncü maddesi gereğince 7.5 saat çalışmanın 1 günlük çalışma hesabı ile) haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu açıkça belirlenmeli, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliğine göre eylemli çalışmanın var olup olmadığı, sürekli veya kesintili olup olmadığı, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.

Mahkemenin, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.