Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/3426 E. 2023/3134 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3426
KARAR NO : 2023/3134
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2613 E., 2022/2635 K.
KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/132 E., 2022/661 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ile kuruma borçlu olmadığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kamu işçisi olarak dava dışı Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. nezdinde çalışırken iş sözleşmesinin feshedildiğini, davalı kuruma müracaat edilmesi üzerine müvekkiline yaşlılık aylığı bağlandığını bu arada haksız fesih nedeniyle açtığı işe iade davasının kabulü neticesinde işe iade edilmeyerek boşta geçen süre ve diğer tazminatlarının dava dışı işverence ödendiğini, davalı kuruma işe iade kararı uyarınca dava dışı işveren tarafından bildirim yapılması üzerine kurumca müvekkili tekrar işe başlatılmış gibi kabul edilerek yaşlılık aylığının kesildiğini ve yapılan aylık ödemelerinin yersiz olduğu gerekçesi ile işlem yapıldığını, kurum işleminin iptaline, yapılan kesintilerin müvekkiline yasal faiziyle ödenmesine, kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın işe iade davası devam ederken yaşlılık aylığı almak amacıyla kuruma başvuru yaptığını ve kendisine yaşlılık aylığı bağlandığını, işe iade davasında davanın kabulü üzerine işçinin işe başlatılmaması yahut bir aylık süre sonunda başlatılmamış kabul edilmesi halinde iş akdinin feshedilmiş sayılacağını bu kapsamda sigortalıya işe iade davası sonunda kamu iş yerinden hizmet kazandırıldığından ve sigortalının yaşlılık aylığı başlangıcı bu süreye denk gelen tarihten itibaren başlatıldığından 5335 sayılı Kanun uyarınca aylığın başlangıç tarihi itibari ile kesilerek sigortalıdan yeni bir tahsis talep dilekçesi alınmadan aylıkları hizmet süresinin sona erdiği tarihi takip eden ay başından itibaren yeniden başlatılacağını ve sigortalıya işe iade davası süresince hizmet kazandırılan sürede yersiz ödenen aylıkların bağlanan yeni aylıktan 1/4 oranında kesilmesi gerektiğini, kurumca yapılan işlemlerde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile; kurum işleminin iptali ile davacının bu işlem nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, kurum tarafından yapılan kesintilerin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacının işe iade davası devam ederken yaşlılık aylığı almak için kuruma müracaat etmesi üzerine yasal şartları taşıdığı anlaşılan davacıya yaşlılık aylığı bağlandığını. bu arada işe iade davasının davacı lehine sonuçlanması üzerine davacıya tazminat ödenmesi ve sigorta kollarına ilişkin kuruma prim ödemesi yapılması üzerine 506 sayılı Kanun’un 62 ve 5510 sayılı Kanun’un 28 inci maddesi uyarınca işten ayrılma koşulu yerine getirilmediğinden ayrıca yaşlılık aylığı kesilmeden davacının kamu iş yerinde çalışması mümkün olmadığından davacıya bağlanan yaşlılık aylığının kesildiğini 4 aylık boşta geçen süreye tekabül eden ve yersiz ödenen aylıkların 1/4 oranında davacının aylığından kesildiğini, hizmetin sona erdiği tarih nazara alınarak takip eden ay başından itibaren davacıya yeniden aylık bağlandığını kurumca yapılan işlemlerde herhangi bir hata bulunmadığını beyanla ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının iş akdi özelleştirme nedeni ile 12.07.2018 tarihinde feshedildikten sonra 13.07.2018 tarihinde tahsis talebinde bulunmuş olup, kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı, sonradan mahkemece işe iade davasında feshin geçersizliğine karar verilmiş ise de işe iade tarihine kadar davacının işten ayrıldığı ve hizmet akdinin kesintiye uğradığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. Zira geçersiz feshin mahkeme kararı ile saptanması durumunda, işverenin İş Kanunu’nun 21 inci maddesine göre; işçiyi bir ay içinde işe başlatma zorunluluğu vardır. İşçinin yeniden işe başlatılmasından söz edildiğine göre işçinin geçersiz fesih nedeniyle işten ayrıldığının kabulü gerekir. Ödenen 4 aylık ücret ve yatırılan sigorta primleri geçersiz fesihten dolayı işçinin fiili çalışma karşılığı olmayıp 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21 inci maddesinde belirtildiği üzere iş güvencesi hükümleri kapsamında çalıştırılmadığı süreye ilişkin tazminat niteliğindedir. Bu nedenle davalı kurum tarafından davacının fiili çalışması olmadığı halde çalıştığı işten ayrılmadığı gerekçesiyle 4 aylık süreye ilişkin yaşlılık aylığın kesilerek yapılan ödemelerin borç çıkarılması işlemi yerinde değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2021 tarih 2018/(21)10-176 Esas, 2021/1397 Karar, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 26.05.2022 tarih 2022/4660 Esas ve 2022/8014 Karar sayılı kararları da bu yöndedir) 5535 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin 2 nci fıkrası kapsamında yaşlılık aylığının kesilmesine neden olan durum, “fiili çalışma” olgusu olup aksi durumun kabulü hak arama özgürlüğünün kısıtlanması niteliği taşır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ilk derece mahkeme kararında kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacının işe iade davası devam ederken yaşlılık aylığı almak için kuruma müracaat etmesi üzerine yasal şartları taşıdığı anlaşılan davacıya yaşlılık aylığı bağlandığını. bu arada işe iade davasının davacı lehine sonuçlanması üzerine davacıya tazminat ödenmesi ve sigorta kollarına ilişkin kuruma prim ödemesi yapılması üzerine 506 sayılı Kanun’un 62 ve 5510 sayılı Kanun’un 28 inci maddesi uyarınca işten ayrılma koşulu yerine getirilmediğinden ayrıca yaşlılık aylığı kesilmeden davacının kamu iş yerinde çalışması mümkün olmadığından davacıya bağlanan yaşlılık aylığının kesildiğini 4 aylık boşta geçen süreye tekabül eden ve yersiz ödenen aylıkların 1/4 oranında davacının aylığından kesildiğini, hizmetin sona erdiği tarih nazara alınarak takip eden ay başından itibaren davacıya yeniden aylık bağlandığını kurumca yapılan işlemlerde herhangi bir hata bulunmadığını beyanla kararın bozulmasını karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş akdi özelleştirme nedeni ile feshedildikten sonra kendisine yaşlılık aylığı bağlanan davacının işe iade kararı sonrası, dava dışı iş yerinden yapılan ücret ödemesi ve prim kesintilerinin kuruma bildirilmesi nedeniyle 5535 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi kapsamında ödenen yaşlılık aylıklarının kurumca kesilerek borç çıkarma işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonuçları” başlıklı 21 inci maddesi hükmü uyarınca; işverenlerce geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçersizliği mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin işçiyi bir ay içerisinde işe başlatması gerekmektedir. İşçinin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurusuna rağmen işe başlatılmaz ise işveren tarafından işçiye; Mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenecek en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesi gerekmektedir.

21.04.2005 tarih, 5335 sayılı Yasanın 30 uncu maddesinde, “Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluştan, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar,” hükmü yer almaktadır.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Ödenen 4 aylık ücret ve yatırılan sigorta primleri geçersiz fesihten dolayı işçinin fiili çalışma karşılığı olmayıp 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21 inci maddesinde belirtildiği üzere iş güvencesi hükümleri kapsamında çalıştırılmadığı süreye ilişkin ödemedir. Bu nedenle davalı kurum tarafından davacının fiili çalışması olmadığı halde çalıştığı işten ayrılmadığı gerekçesiyle 5535 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin 2 nci fıkrası kapsamında yaşlılık aylığının kesilmesine, kesilerek yapılan ödemelerin borç çıkarılması işlemi yerinde değildir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.