YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3050
KARAR NO : 2023/3104
KARAR TARİHİ : 27.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/988 E., 2023/68 K.
KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 16. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/117 E., 2021/64 K.
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkili …’ın 25.02.1995 tarihinde eşi …’dan … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1995/158 E., 1995/139 K. sayılı ilamı ile boşandığını, boşanma sonrası müvekkilinin çocukları ile birlikte yaşamaya başladığını, daha sonrasında çocuklarının evlenmesi ile birlikte tek başına yaşamaya başladığını, geçimini vefat eden babasından kalan ölüm aylığı ile sağladığını, müvekkilinin davalı Kurumdan aldığı ölüm aylığının 02.09.2019-GK-86, 18.12.2019 – 19962564 numaralı işlem ile “muvazaalı boşanma” sebep olarak gösterilmesi nedeniyle aylığının kesildiğini, 02.03.2020 tarih, borç bildirim belgesi ile 105.054,52 TL asıl alacak, 38.207,40 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 143.261,92 TL müvekkilinin borçlu olduğunu, kurum tarafından yapılan işleme karşı süresinde itiraz edildiğini, müvekkilinin eski eşi dava dışı …’ın boşanma sonrası Almanya’ya yerleştiğini, halen Almanya’da yaşamakta olduğunu, 12.10.2000 tarihinde Regina Herta Martens ile Almanya’da evlendiğini ve halen evli olduğunu bahisle, müvekkilinin boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını ve bu yönde aylık kesme koşullarının müvekkili açısından gerçekleşmediğini belirterek, davalı Kurumun aylık kesme işleminin iptaliyle, aylıkların kesilme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi gereğinin ve Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kayıtlarının incelenmesinden Sosyal Güvenlik Denetmeni Gülçin Karslı tarafından yapılan inceleme sonucu 02.09.2019 tarih, 2019/GK/086 sayılı sonucu davacının fiilen boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespiti üzerine düzenlenen rapor üzerine davacıya ödenen ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi kapsamında iptal edildiğinin ve yersiz ödenen aylıkların tahsili için işlem başlatıldığının anlaşıldığını, müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemlerde yasaya aykırı bir yön bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; dosya kapsamına alınan belgelerden davacının boşandığı eşi …’ın yurt içinde herhangi bir yerleşim adresinin mevcut olmadığı, ayrıca yalnızca 2019 yılında yapılan seçimlerde oy kullandığı, oy kullandığı adresin de davacının nüfus kayıt bilgilerindeki adresinden farklı bir adres olduğu sabittir. Her ne kadar davalı Kurumun yapmış olduğu işleme esas teşkil eden 02.09.2019 tarih ve 2019/GK/086 sayılı raporda sonuç olarak davacı ile eski eşinin bir arada yaşadıkları şeklinde tespit yapılmış ise de raporun dayandırıldığı tanık beyanlarının tarafların ailevi durumları ile ilgili net bilgiye sahip olmayan kişiler oldukları, davacının boşandıktan sonra eşiyle bir arada aynı evde ikamet ettiğine dair somut bilgilerinin mevcut olmadığı, davacının eski eşinin hastanede muayene yaptırmak için adresini bir defaya mahsus eski eşinin adresi olarak bildirmesinin ve Almanya’dan yurda sık giriş çıkış yapmasının birlikte yaşadıklarına delil olamayacağı, toplanan tüm kayıtlardan tarafların aile birliği içerisinde karı koca gibi bir arada yaşadıklarına dair somut ve yeterli delil bulunamadığı, davacı tanıklarının beyanlarında davacı ve boşandığı eşinin boşandıktan sonra bir arada yaşamadıklarına dair beyanda bulundukları, ayrıca davacının eski eşi …’ın davacıdan boşandıktan sonra Almanya ülkesinde Almanya uyruklu bir bayan ile 1997 yılında evlendiği ve evliliğinin yaklaşık 3 yıl devam ettiği, bu haliyle de boşandıktan sonra tarafların karı koca gibi bir arada yaşamalarının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği, bu haliyle yeterli denetime dayanmayan denetmen raporu esas alınarak gerçekleştirilen kurum işleminin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davacı 54373423416 TC Kimlik numaralı …’ın kurumda 3/533166 nolu tahsis dosyasından bağlanılan aylıklarının kesilmesine ve davacıya 01.10.2008-24.12.2019 tarihleri arasında yersiz ödendiği iddiasıyla geri istenilen aylıkları ile ilgili borç çıkartılmasına yönelik davalı kurum işlemlerinin iptali ile davacının kesilen aylıklarının kesildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizleriyle beraber davacıya ödenmesine, davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kurum raporunda alınan ifadelerden ve yapılan çevre araştırmasından davacının …’tan boşanmasına rağmen muhtelif adreslerde birlikte yaşadıklarının tespit edildiğini, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama esnasında yalnızca davacı tanıklarının beyanlarının alındığını, dava konusu Kurum işleminin dayanağı olan denetmen raporunda belirtilen tutanak tanıklarının huzurda dinlenilmediğini, davacı tanıklarından birinin davacının boşandığı eski eşi, bir diğerinin ise davacının gelini olduğunu, tutanak tanığı olan ve dava dışı …’ın yeğeni Nergis Ak’ın beyanlarında amcasının Almanya’ya gidebilmek için davacıdan boşandığını, bir süre orada kaldıktan sonra Türkiye’ye döndüğünü ve davacı ile dava dışı …’ın bir süre birlikte yaşadığını belirtmesine rağmen huzurda dinlenilmediğini, her ne kadar …’ın sık sık Türkiye’ye gelip gitmesini tatil, akraba ziyareti olarak gerekçelendirse ve Afyon’da evi olduğunu söylese de 02.06.2016 tarihli hastane kaydında 1995 yılında boşandığı eşinin ikamet adresini hasta adresi olarak bildirdiğini, davacının yaşadığı apartmanda dava dışı …’ın ara sıra görüldüğüne dair beyanların bulunduğunu beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; Dava dosyasındaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, vakıa ve hukuki değerlendirme ile özellikle, davacının boşandığı kocası ile aile birliği içerisinde karı koca gibi bir arada yaşadıklarına dair somut ve yeterli delil bulunamadığı, dinlenen tanıkların davacı ve boşandığı eşinin boşandıktan sonra bir arada yaşamadıklarına dair beyanda bulundukları, ayrıca davacının eski eşi …’ın 12.10.2000 tarihinden itibaren Almanya ülkesinde Almanya uyruklu Regina Herta ile evli olduğu, bu haliyle de boşandıktan sonra tarafların karı koca gibi bir arada yaşamalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmakla, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davanın kabulüne dair verilen kararın yerinde olduğu belirgin olup, ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesi ile birebir aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 56 ve 59 uncu maddeleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalı kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.