YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3025
KARAR NO : 2023/6066
KARAR TARİHİ : 29.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2405 E., 2022/2669 K.
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : … İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/387 E., 2022/751 K.
Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptaline ilişkin asıl ve birleşen davalardan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle asıl ve birleşen davalar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davalar konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 19.01.2023 ek karar ile davacı vekilinin maddi hata düzeltme istemi reddedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili, ek kararı ise davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde; davalı Kurum tarafından müvekkiline 2019/13939 icra takip numaralı ödeme emriyle asıl amme borçlusu Hisar Güvenlik Hizmetleri Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin ödenmeyen 2012/1-2012/7-2016/7-2016/11 prim borcunun tahsili için ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin 04.04.2016 tarihinde hisse devir sözleşmesi ile payını Birol Bozkurt’a devrettiğini, bu tarihten itibaren şirketin tek paydaş Birol Bozkurt tarafından faaliyetine devam ettiğini, bu nedenle kendinden sonraki dönem için borçtan sorumlu tutulamayacağını beyanla ödeme emrinin iptalini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dosya 2022/388 Esas sayılı dava dilekçesinde; davalı Kurum tarafından müvekkiline 2019/13940 icra takip numaralı ödeme emriyle asıl amme borçlusu Hisar Güvenlik Hizmetleri Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin ödenmeyen 2016 yılı 7. ayı ile 2016 yılı 11. ayları arası işsizlik sigorta primi tahsili için ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin 04.04.2016 tarihinde hisse devir sözleşmesi ile payını Birol Bozkurt’a devrettiğini, bu tarihten itibaren şirketin tek paydaş Birol Bozkurt tarafından faaliyetine devam ettiğini, bu nedenle kendinden sonraki dönem için borçtan sorumlu tutulamayacağını tutulamayacağını beyanla ödeme emrinin iptalini talep etmiştir.
Davacı vekilinin birleşen dosya 2022/389 Esas sayılı dava dilekçesinde; davalı Kurum tarafından müvekkiline 2019/13941 icra takip numaralı ödeme emriyle asıl amme borçlusu Hisar Güvenlik Hizmetleri Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin ödenmeyen 2016 yılı 6. ayı ile 2016 yılı 11. ayları arası damga vergisi için ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin 04.04.2016 tarihinde hisse devir sözleşmesi ile payını Birol Bozkurt’a devrettiğini, bu tarihten itibaren şirketin tek paydaş Birol Bozkurt tarafından faaliyetine devam ettiğini, bu nedenle kendinden sonraki dönem için borçtan sorumlu tutulamayacağını tutulamayacağını beyanla ödeme emrinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili asıl dava ve birleşen davalara karşı cevap dilekçesinde; Kurumun icra servisine 13.10.2022 tarihli müzekkere cevabı ile ticaret kayıtlarının incelendiğini, davaya konu üç adet ödeme emrinin davacı şirket yetkilisi olmadığı dönemlere ilişkin olduğu belirtilerek ödeme emirlerinin iptal edildiğini, ancak davacı tarafça Kuruma başvuru şartının yerine getirilmediğini, iş bu hususlar gözetilerek öncelikle davanın reddini, aksi halde karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu ödeme emirlerinin davalı kurum tarafından iptal edildiğinin belirtildiği, dolayısıyla hukuki dava türü olarak ödeme emrinin iptali şeklinde açılan iş bu davaların dayanaktan yoksun kalarak konusuz kaldığı anlaşılmakla “Davalar konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; usul ekonomisi gereği davalı Kuruma karşı açılan davalar 2022/387 E. sayılı dosyada birleştirilmişse de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi genel hükümlerinin 8 inci maddesinde yer alan “Bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunur.” şeklinde düzenleme gereğince, asıl ve birleşen davaların hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından ödeme emrine karşı müvekkili Kuruma herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığından Kuruma müracaat şartı gerçekleşmediğinden davanın reddedilmesi gerektiğini, davacıya aynı gün tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali tek bir dava konusu yapılabilecekken 3 ayrı dava açılarak dava hakkının kötüye kullanıldığını, davacının tek bir dava konusu oluşturabilecek mahiyetteki taleplerini ayrı ayrı davalara konu etmesinde hukuki yarar olmadığı gibi, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması gibi hukukun temel ilkelerine de ters düştüğünü ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 1-Davalı SGK’nın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
I-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b.2 bendi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
II-Asıl ve birleşen davalar konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
1-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafından asıl dava ve birleşen davalarda yatırılan peşin harç ve başvurma harçlarının toplamı olan 484,20-TL harçların karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından ilk derece yargılamasında yapılan 301,60-TL yargılama giderinden davalı kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacının istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
6-Asıl dava yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 6 ncı maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Birleşen 2022/388 Esas sayılı dava yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 6 ncı maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Birleşen 2022/389 Esas sayılı dava yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 6 ve 13/2 nci maddesi gereğince red edilen miktar
üzerinden hesaplanan 235,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine” karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ek karara karşı; birleşen 2022/389 Esas sayılı dava yönünden hükmedilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde ve tutarın maktu olarak hükmedilmesi suretiyle müvekkili aleyhine vekalet ücretine ilişkin olarak maddi hataya dayalı bir şekilde hüküm kurulduğunu, 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiğini belirterek birleşen 2022/389 Esas sayılı dava yönünden hükmedilen vekalet ücreti yönünden ek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesi ile benzer sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davalarda ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün Tashihi” başlığını taşıyan 304 üncü maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların, mahkemece kendiliğinden veya taraflardan birinin istemi üzerine düzeltilebileceği belirtilmiş, “Hükmün Tavzihi” başlıklı 305 inci maddesinde ise, hüküm yeterince açık değilse veya yerine getirilmesinde duraksama uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, yerine getirilmesi tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklanmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305 inci maddesi 2 inci fıkrası gereği, tavzihle hüküm fıkrasının değiştirilemeyeceği açıktır.
2. Diğer taraftan 03.07.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168 inci maddesine eklenen cümle uyarınca; “…hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.” hükmü öngörülmüş ise de hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12/2 nci maddesinde ise hükmedilecek vekalet ücretinin kabul yada reddedilen miktarı geçemeyeceğini hüküm altına almıştır.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3.Davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi istemine karşı Bölge Adliye Mahkemesinin talebinin reddine ilişkin 19.01.2023 tarihli ek kararının yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan ek kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ek karara karşı temyiz talebine yönelik olarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen 19.01.2023 tarihli ek kararın ONANMASINA,
Davalı Kurum vekilinin temyiz talebine yönelik olarak temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.