Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2902 E. 2023/4269 K. 13.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2902
KARAR NO : 2023/4269
KARAR TARİHİ : 13.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI :

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı, davalı ve fer’i müdahil … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı, davalı ve fer’i müdahil … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 15.01.2007 tarihinde davalılardan … bünyesinde temizlik hizmetleri personeli olarak çalışmaya başladığını, bu hizmetinin aynı davalı tarafından haklı bir sebep olmaksızın işine son verildiği 10.05.2012 tarihine kadar kesintisiz ve sürekli olarak sürdüğünü, davacının işe girişinin davalı …’ya hiç bildirilmediğini ve prim ödemelerinin yapılmadığını belirterek davacının 15.01.2007 tarihi ile 10.05.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.

II. CEVAP
Feri müdahil … vekili, cevap dilekçesinde özetle; taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının 15.01.2007 tarihinden itibaren çalışmalarının tespitini talep ettiğini, 19.08.2010 yılından önceki tespit talebinin 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan dolayı dinlenemeyeceğini, hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğinden hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek ölçüde ispatlanması gerektiğini, bu nedenle öncelikle yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini, yalnızca tanık beyanlarıyla iddia olunan çalışma olgusunun ispatlanmasının mümkün olmadığını, davacının vergi kayıtlarının araştırılarak başka bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, sonuç olarak hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Mahkememizce yapılan yargılama, denetime elverişli gerekçeli uzman bilirkişi raporu, tanık beyanları dosyadaki bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalıya ait Belediyede 15.01.2007-10.05.2012 tarihleri arasında devamlı ve sürekli çalıştığını iddia ettiği, davalı tarafın tüm bu iddiaları reddettiği, feri müdahil … vekilinin cevabında ise 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesi gereğince hizmet tespiti davasında 5 yıl hak düşürücü süreye tabi olduğu bu nedenle çalışmalarının tespitini talep ettiği 19.08.2010 yılından önceki dönem için 5 yıllık sürenin geçtiğini iddia ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce taraf tanıkları ve bordro tanıkları dinlenmiş olup, davacı tanıkları davacının belediyenin temizlik işlerinde devamlı ve sürekli çalıştığını, bordro tanıkları ise bir dönem davacı ile birlikte çalıştıklarını, kendilerinin hala belediyede çalışmaya devam ettiğini, davacının dönemin belediye başkanı … … ilk aylarına kadar çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmıştır. 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu Maddesinde ve yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen ve ya çalıştıkları kurumca tespit edilemeyen sigortalılar çalıştıklarını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde mahkemeye başvurmaları gerektiği düzenlenmiştir. Davacı 15.01.2007 tarihinde davalı belediyede işe başladığını ve çalışmalarının belirttiği tarihe kadar kesintisiz olduğunu iddia etmiş ise de dosyada bulunan hizmet döküm cetvelinde davacının 26.05.2011-23.06.2011 tarihleri arasında dava dışı … Şirketi’nde 26 gün çalışmayla kesintiye uğradığı anlaşılmış ancak 2011 yılının Temmuz ayından itibaren süren çalışmalar göz önüne alındığında bu kesinti dikkate alınmamıştır. Davacı tanıklarından … ile … davacının 2007 ile 2012 yılları arasında çalıştığını doğrulamışlardır. Ayrıca dosya kapsamında bulunan Ziraat Bankası hesap hareketleri ile davalı Belediyenin muhasebe kayıtlarından da davacının 17.08.2007 tarihinde çalışmaya başladığı” gerekçeleri ile “Davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı …’de 17.08.2007 – 10.05.2012 tarihleri arasında tam zamanlı olarak toplam 1654 gün süre ile asgari ücret ile çalıştığının tespitine, Bu dönemde 1654 günün kuruma eksik bildirildiğinin tespitine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ve fer’i müdahil … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, gerekçeli kararında Belediyenin resmi bir kurum olduğunu, yapacağı ödemeleri resmi belgelere dayandırmasının mecburi olduğunu ve davacıya yapılan son ücret ödemesi belgesinin 07.05.2010 tarihli banka kaydı olduğunu belirtmek sureti ile bu tarihi, işten çıkış tarihi olarak kabul ettiğini ancak dosya kapsamında iki yıl arayla ikişer kez dinlenen tanıklar … ve …’ın ısrarlı ve tutarlı ifadelerinin; davacının 2012 yılına kadar davalı …’de çalıştığı iddialarını doğruladığını, 21.08.2017 tarihli bilirkişi … … imzalı raporda belirtildiği üzere … Şubesinin dosyaya gönderdiği hesap kaydında davacıya, davalı … tarafından banka kanalıyla düzenli olarak ödeme yapılan tarih aralığının 24.07.2009-07.05.2010 olduğu, bu tarihe kadar bir hesap hareketinin bulunmadığı belirtilmiş ise de … ait hizmet alım belgeleri ve ödeme emirleri klasörlerinde 24.07.2009 tarihinden öncede Belediyede çalışmış olduğunu kesin olarak kanıtlayan belge ve delillerin bulunduğunu, bu nedenle reddedilen dönem yönünden de davanın kabulü gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.

2.Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davanın 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra dava açıldığını, gerçek çalışma olgusunun kanıtlanamadığını, davacı ile davalı arasında bir hizmet akdi kurulmadığını, davanın reddi gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.

3.Feri müdahil Kurum vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, tanıklar … ile …’ın tarafsız olmadıklarını, dinlenen hiç bir tanığın davacının işe başlama ve işinin bitiş süresine ilişkin açık ve net bir beyanda bulunmadığı gibi bir çoğunun belirttiği tarihlerin de Kurum kayıtları ile örtüşmediğini, çalışma iddialarının hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ispat edilemediğini, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın yerinde olmadığını istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Somut davada, davalı … tarafından doğrudan temin usulü iş yaptırıldığından bahisle davacıya temizlik, boyama, atık temizliği gibi işler karşılığı 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında ödemeler yapılması, çalışmanın geçtiği iş yerinin kamu kurumu niteliğinde olup, resmi kayıt ve imzalı belgelere değer verilmesinin gerekmesi, her ne kadar davalı tarafından davacı ile hizmet akdi ilişkisi kurulmadığı iddia edilse de davacının; hüküm altına alınan 17.08.2007-07.05.2010 tarihleri arasındaki dönemde davalıya ait iş yerinde hizmet akdi ilişkisine dayalı olarak fiili ve kesintisiz bir şekilde çalıştığı iddiasının; gerek aynı iş yerinde çalışan tanıkların gerekse davalı belediyede görevli olup davacıya yapılan ödemelere ilişkin belgeleri düzenleyen tanıkların beyanları ve dosyada mevcut delillerle doğrulanması; hüküm altına alınan dönem dışında kalan çalışma iddiasının somut, yeterli ve inandırıcı deliller ile kanıtlanamamış olması,” gerekçeleri ile “Davacı ve davalı ile feri müdahil Kurumun istinaf başvurularının HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine,” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ve fer’i müdahil … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.

3.Fer’i Müdahil … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı, davalı ve fer’i müdahil … vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.