Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2745 E. 2023/2667 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2745
KARAR NO : 2023/2667
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2021/371 E., 2022/1094 K.


HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında görülen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davacının davalı işveren yanında 15.01.2003 ile 15.11.2011 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının çalışma sürelerinin ilgili Kurumlara düzenli ve tam olarak bildirildiğini, çalışma sürelerinin eksik gösterildiğinin doğru olmadığını, resmi kayıtlarla da bu durumun ortada olduğunu beyan ederek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum kayıtlarının resmi yazılı belge vasfında belgeler olup kayıtların aksi yönde iddiaların aynı nitelikteki belgelerle desteklenmesi ve ispatlanması gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının da sürekli olarak bu konuya ve delillerin niteliğine vurgu yaptığını, davalı işverenin henüz faaliyetine başlamadığı dönemleri de kapsayan tespit taleplerinin reddinin gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.03.2016 tarihli ve 2013/383 Esas ve 2016/133 Karar sayılı kararı ile “Davanın kabulü ile; davacı …’ın davalı işveren …’a ait … SGK sicil numaralı işyerinde dava konusu 15.01.2003- 15.11.2011 tarihleri arasında toplam 3180 gün çalıştığı ve bu çalışmalarının 140 gününün SGK ya bildirildiği, 3040 gününün SGK ya bildirilmediği, bildirimi yapılmayan dönemlerde o günün asgari ücretinin aldığının tespitine,” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 10.11.2016 tarih ve 2016/9346 E., ve 2016/13661 K., sayılı bozma ilamı ile ” Eldeki dosyada, davacının 15.01.2003 – 15.11.2011 tarihleri arasındaki eksik hizmetlerinin tespiti istemli açmış olduğu davada mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, verilen kabul kararı eksik araştırma ve inceleme nedeniyle isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş, davacının davalı işyerinden bildirim olmayan sürelerde tanık beyanlarında geçen et nakliyesi işinde kullanılan araçlar ve bu araçların plakaları araştırılmalı, et kesim ve dağıtım işyerinde davacının çalışmasını bilebilecek kişiler tespit edilerek tanık olarak dinlenilmeli, mezbaha çalışanları ve veteriner dinlenilmeli, davacıdan hayvanları teslim ettiği yerler sorularak o yerlerde çalışanlar resen tespit edilerek tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmalı, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, davacının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir” gerekçesine dayalı olarak Mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar
Mahkemenin 21.09.2020 tarihli ve 2016/629 E., ve 2020/383 K., sayılı kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda ile davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 15.04.2021 tarih ve 2021/71 E., ve 2021/5435 K., sayılı bozma ilamı ile ” 2.1. Eldeki dosyada davacı, davalı işyeri nezdinde 15.01.2003 – 15.11.2011 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma ve inceleme neticesi “davacının davasının reddine,” karar verilmiş ise de Mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeden bu sonuca ulaşılmıştır. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Gerçekten, uyulmasına karar verilen bozma ilamında “et kesim ve dağıtım işyerinde davacının çalışmasını bilebilecek kişiler tespit edilerek tanık olarak dinlenilmesi, davacıdan hayvanları teslim ettiği yerler sorularak o yerlerde çalışanlar resen tespit edilerek tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması gerektiği” belirtilmiş ise de Mahkemece davacının bir dönem çalışmalarını doğrulayan, ancak ihtilaf konusu tüm dönemde bilgi ve görgü sahibi olmayan et kesim ve dağıtım işyerinde, veterinerlik işinde çalışan bir kaç tanık beyanı ile yetinilerek yazılı şekilde kurulan hüküm hatalı olmuştur.

2.2. Yapılacak iş, davacının davalıya ait besihanede büyükbaş hayvanların bakım işini de yaptığı iddia edildiğinden işyeri kayıt ve belgeleri üzerinde yapılacak inceleme neticesi fatura ve belgelerde davalı ile alım satım ilişkisi içerisinde bulunduğu anlaşılan yem ihtiyacının karşılandığı firmalar ile et kesim ve dağıtımı işi yapan firmalar tespit edilmeli, Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile bu firmaların davacının çalışmasını bilebilecek nitelikteki işyeri sahipleri ve çalışanları tespit edilmeli, yine davalı besihane işyerine komşu bahçe, tarla veya çiftliklerde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş diğer çalışanlar ile ihtilaflı dönemde görev yapmış muhtar ve azaları tespit edilmeli ve tespit edilecek bu kişilerin duruşmalarda tanık olarak beyanlarına başvurulmalı, gerektiğinde davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir” gerekçesine dayalı olarak Mahkemece eksik araştırma ve inceleme neticesi kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 02.03.2016 tarihli ve 2013/383 Esas ve 2016/133 Karar sayılı kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucu, “Mahkememizce davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı kanaat uyandırmıştır. Her ne kadar dinlenen tanık …’ın davalıya karşı açmış olduğu hizmet tespit davası olup, husumetli tanık olsa da husumetli tanığın beyanlarını destekleyen deliller bulunmaktadır. Özellikle dinlenen muhtar azaları davacının davalıya ait işyerinde et dağıtma işleri için …’e gittiğini beyan ettikleri, yine bunları destekleyen davalının et dağıtım işiyle uğraştığı davalıyla iş ilişkisi bulunan …’ın beyanında bunu destekler mahiyettedir. Davalıya karşı açılmış hizmet tespit davalarının bulunması, aynı zamanda Tanık …’ın kesinleşmiş hizmet tespit davası bulunduğu dikkate alınarak davacının davalıya ait işyerinde 07.01.2006 – 15.11.2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı sonucuna varılmıştır. Dosyaya ibraz edilen tüm kayıtlar, dinlenen tanık beyanları, Yargıtay kararları ve Sosyal Güvenlik hakkının temel insan hakkı olması ve bu hakkın kamu gücü ile korunmasının gerekliliği, resen araştırma ilkesi birlikte değerlendirildiğinde sonuç olarak davacı …’ın davalı işyerinde 07.01.2006 – 15.11.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak toplam 2139 gün asgari ücret ile çalıştığı, davalı işverence SGK ya 140 günü bildirildiği, bakiye 1999 günü SGK ya bildirilmediği, davacının bildirilmeyen 1999 günü cari asgari ücreti ile sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde takdire bağlı hüküm kurulmuştur” gerekçesine dayalı olarak;

“Davanın kısmen kabulü ile; davacı …’ın davalı işveren … ‘a ait … SGK sicil numaralı işyerinde dava konusu 07.01.2006 – 15.11.2011 tarihleri arasında toplam 2139 gün çalıştığı ve bu çalışmalarının 140 gününün SGK ya bildirildiği, 199 gününün SGK ya bildirilmediği, bildirimi yapılmayan dönemlerde o günün asgari ücretinin aldığının tespitine, ” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece bozmaya uyulmasına karşılık bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğini, yapılan işlemlerin nerede ise tamamında davalı lehine deliller elde edildiğini, kamu tanık beyanlarında davacının çalışmasına ilişkin çalışma tarihleri konusunda kesin ve net tarihin belirtmediğini, bu durumda davacının davalı tarafından Kuruma verilen işe giriş bildirgesinde yer alan tarihin ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilmesinin gerektiğini, davacının işe giriş bildirgesine ve imzaya itiraz etmediğini, işe giriş bildirgesi üzerindeki tairhten geriye giderek geçmişe dönük hizmet talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının iddialarını her hangi bir kesin belge veya delile dayandırmadığını, tarafsız tanıkların beyanları doğrultusunda da davacının davasını ispat edemediğini, davalı ile arasında husumet bulunan tanık beyanına itibar edilemeyeceğini, Bilirkişi Av. … ‘ın vermiş olduğu raporun dosyadaki iddialara, delillere, olaya ve maddi vakıalara en uygun rapor olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; dosyada davacı iddialarının tartışmaya yer vermeyecek bir şekilde ispatı bakımından Yargıtayın tespit davalarında ispat için aradığı türden resmi ve yazılı nitelikte delillerin olmadığını, salt tanık beyanlarına dayanılarak verilen hükmün hatalı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 5510 sayılı Kanun’un 80 ve 86/9 uncu maddeleri,

3. 6100 sayılı Kanunu’nun 31 inci ve 119/1-e maddeleri hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).

Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 …, 1974, sayfa 395 vd.)

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).

2. İnceleme konusu dava dosyasında, Mahkemece davacının davalı nezdinde çalıştığı yönündeki kanaat yerindedir. Ne var ki davacının davalı yanında geçen çalışmasının başlangıç ve bitiş tarihleri yönünde yetersiz tanık beyanları esas alınarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. ihtilaf konusu dönem içerisinde davacının davalılar nezdinde geçen hizmet sürelerinin başlangıç ve bitiş tarihinin her türlü şüpheden uzak bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamında davacının davalıya ait besihanede büyükbaş hayvanların bakım işini de yaptığı iddia edildiğinden işyeri kayıt ve belgeleri üzerinde yapılacak inceleme neticesi fatura ve belgelerde davalı ile alım satım ilişkisi içerisinde bulunduğu anlaşılan yem ihtiyacının karşılandığı firmalar ile et kesim ve dağıtımı işi yapan firmaların tespit edilmesi gerektiği,… tespit edilecek bu kişilerin duruşmalarda tanık olarak beyanlarına başvurulması gerektiği hususları açıkça belirtilmiş ise de Mahkemece yapılan yargılama esnasında davacının çalışmasını bilebilecek nitelikte davalı ile iş ilişkisi içerisinde bulunan firmaların sahipleri ya da çalışanlarının beyanlarına başvurulmadığı, bu yönüyle bozma gereğinin tam olarak da yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.

3. Mahkemece yapılması gereken iş, davacının davalı yanında geçen çalışmasının başlangıç ve bitiş tarihlerinin net olarak belirlenmesine yönelik olarak, davacının beyanı alınarak bu dönemler içerisinde çalışmalarını bilebilecek nitelikteki kayıtlı işyeri sahipleri ile çalışanları ile varsa sürekli işyeri müşterileri ile işyeri komşularının kimler olduğu tam olarak açıklattırılmalı, duruşmalarda daha önce dinlenen ve davacının çalıştığını beyan eden tanıkların bu yönde, bir kez daha beyanlarına başvurulmalı, Vergi Dairesi yazı cevabı ile ekli listelerde bildirilen ve davalı firma ile iş ilişkisi içerisinde bulunan firmaların sahipleri ya da çalışanları tespit edilerek bu kişilerin de duruşmalarda yöntemince tanık olarak beyanlarına başvurulmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirmek suretiyle varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.