Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2712 E. 2023/4136 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2712
KARAR NO : 2023/4136
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasındaki hizmetlerinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların yeniden bağlanması; birleşen dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl davada davalı-birleşen davada davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasınndaki 150 günlük 4/a hizmetinin 28.12.2015 tarih ve 2015 HA 136 sayılı denetmen raporuyla iptal edildiğini, davacının tekrar aylık bağlanması ve yapılan iptalin düzeltilmesi için 05.09.2016 tarihinde kuruma başvurduğunu, davalı kurumun 21.09.2016 tarihli yazısı ile davacının 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasındaki 150 günlük hizmetini iptal edildiğini, 01.05.2016 tarihinden itibaren tekrar aylık bağlandığını, belirtildiğini, davalı kurum taraından denetmen raporuna istinaden davacının 01.01.2013 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylığının iptal ettiğini, iptal edilen emeklilik işlemi nedeniyle 01.01.2013-23.05.2016 tarihleri arasına ödenen toplam 39.191,32 TL yersiz ödemenin tahsilinin istendiği ve davacnın emekli aylığından ödenen kesildiği, oysaki davacının 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasında …’ın hızarhane işletmesinde fiili çalıtığı, bahse konu işletmenin 2011 yılında kapandığı, davacının emeklilik işleminin iptaline ilişin kurum işleminin iptali ile 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasında çalışmasının geçerli olduğunun tesiti için dava açılması gerektiğini belirterek davacıya 01.01.2013 tariinde itibaren bağlaan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ile 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasındaki sigortalı çalışmasının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı … vekili cevap dilekçesinde; davacının 26.12.2012 tahsi talebine istinaden 01.01.2013 tarihinde toplam 5672 gün sigortalılığı üzerinde yaşlılık aylığı bağlandığını, denetmen raporuna göre davacını 01.06.2006-30.10.2006 tarihleri arasındaki sigortalı çalışmalarının iptal edildiğini, davacının vergi kaydının devam etmesi nedeniyle iptal edilen dönemlere 4-b hizmetinin yüklendiği ve 1586,77 prim borcu çıktığı anlaşıldığından yaşlılık aylığının başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiğini, ayrıca ilginin 01.01.2013-23.05.2016 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıklara ilişkin borç kaydı oluşturduğunu, davacının 29.04.2016 tarihinde yeniden tahsis talebinde bulunduğu ve kendisine 01.05.2016 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden yaşlılık aylığı bağlandığı denetmen raporunun açık ve net olduğu, kurum kayıtlarıın esas alınması gerektiği ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2019/221 Esas, 2020/300 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın kabulü ile, davacıya 01.01.2013 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ile, davacının 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasındaki sigortalı çalışmalarının geçerli olduğunun tespitine, birleşen davanın reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalı-birleşen dava davacı Kurum vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.07.2021 tarihli ve 2020/1764 Esas, 2021/2230 Karar sayılı kararıyla; İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalı-birleşen dava davacı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 02.03.2022 tarihli 2021/10850 Esas, 2022/2853 Karar sayılı ilamı ile 1-Davacının talebinin, dava dilekçesinde kurum işleminin iptali ve kesilen aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkin olduğu göz önüne alınarak, Kurum işleminin dayanağı denetmen raporu ile ayrıca … Kereste Ltd. Şti’nden bildirim yapılan 01/11/2006-30/06/2007 arasındaki toplam 240 günlük bildiriminin de iptal edilmesine rağmen sadece 1/6/2006-31/10/2006 arası 120 günlük süreye ilişkin araştırma yapıldığı anlaşıldığından Denetmen raporu ile diğer iptal edilen 01/11/2006-30/06/2007 süreye ilişkinde araştırma yapılmadan aylık bağlanmasına ve birleşen davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

2- Dava konusu iptal edilen 1/6/2006-31/10/2006 sürenin iptaline ilişkin kurum işleminin iptaline yönelik hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, başkaca hizmeti iptal edilmeyen işveren yanından bildirimi bulunan bordro tanıkları bulunması halinde bunlar ile birlikte komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; davanın kabulü ile, asıl davanın kabulüne, davacıya davalı kurum tarafından 01.01.2013 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ile davacıya ödenmeyen aylıkların ay be ay işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, davacının 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasındaki ve 01.11.2006-30.06.2007 tarihleri arasındaki sigortalı çalışmasının geçerliği olduğunun tespitine, birleşen davanın reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalı-birleşen dava davacı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; bozma sonrası gösterilen tanıkları kabul etmediklerini, ifadelerine itibar edilmemesi gerektiğini, tanık anlatımları ile de davacının fiilen çalışmadığının açık olduğunu, davanın açılmasına kurumun sebebiyet vermediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 01.06.2006-31.10.2006 tarihleri arasındaki hizmetlerinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların yeniden bağlanması; birleşen dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun 86 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.