Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2681 E. 2023/2701 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2681
KARAR NO : 2023/2701
KARAR TARİHİ : 16.03.2023


MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3045 E., 2022/3778 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/86 E., 2022/411 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı Kurumun sigortalısı olduğu, müvekkilinin 26.08.2021 tarihinde, 01.10.2008 tarihi ve sonrası başvurusunda bulunduğu, davalı Kurum tarafından gönderilen, 04.11.2021 tarih ve E-83626728- 205.02.01- 34457900 sayılı cevap yazısında, müvekkilinin 4/B Esnaf Bağ-Kur prim borcu bulunması nedeni ile işlem yapılamadığının bildirildiği, müvekkilinin
…Doğal Taş Üretim İthalat İhracat Nakliye Pazarlama Sanayi ve Ticaret A.Ş ünvanlı şirketin ortağı olduğu, müvekkilinin 11.08.2021 tarihinde 7326 sayılı Kanun kapsamında; 01.05.2021 tarihinden önceki Bağ-Kur hizmetlerinin durdurulması için davalı Kuruma başvurduğu, müvekkilinin bu talebinin kabul edilip işleminin tamamlandığına ilişkin yazıyı E-Devlet ekranında gördüğü, ayrıca müvekkilinin ekteki dilekçeyle 31.05.2021 tarihine kadar Almanya’da çalıştığı için ikili sosyal güvenlik sözleşmesi gereğince, 4/1-b borcunun ve prim günlerinin 01.06.2021 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini bildirdiği, esasen bu durumun Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin bir sonucu olduğu, müvekkilinin davalı kurum tarafından çıkarılan 5.061,30 TL borcu 26.08.2021 tarihinde ödediği, yapmış olduğu bu ödemelerin, 01.05.2021 tarihi ile tahsis başvurusu yapmış olduğu 26.08.2021 tarihleri arasındaki Bağ-Kur prim borcuna ait olduğu, müvekkilinin GSS borçlarını da aynı tarihte ödenmiş olup, tahsis başvuru tarihi olan 26.08.2021 itibari ile müvekkilinin herhangi bir Bağ-Kur borcu bulunmadığı, davalı Kurum tarafından müvekkilinin herhangi bir talebi olmamasına rağmen, 01.11.2020 tarihinden önceki hizmetlerinin durdurulmasına yönelik işlemin değerlendirilmeye alındığı E-Devlet sistemi üzerinden görüldüğü, bu işlemin başvuru tarihinin 11.08.2021 tarihi olarak gözüküyor ise de; müvekkilinin 11.08.2021 tarihli başvurusunda özellikle 01.05.2021 tarihinden önceki Bağ-Kur hizmetlerinin durdurulması için Kuruma başvurduğu, bununla birlikte, müvekkilinin yapmış olduğu 5.061,30 TL ödeme sonrasında talebi olmaksızın ve yapmış olduğu başvuruya aykırı olarak, Kasım 2020 tarihinden sonraki günlere aktarıldığı, bu nedenle de tahsis başvuru tarihi itibari ile borcu olduğunun gözüktüğü, fakat bu işlemin tahsis başvurusundan sonra, geriye dönük olarak yapıldığı, yapılan bu işlemin müvekkilinin talebine aykırı olduğu gibi, Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’ne de aykırı olduğu, zira, müvekkilinin yapmış olduğu ödeme 2020 yılı Kasım ayı ve sonrasına yansıtılmış olmasına rağmen, ekte sunulan Almanya Hizmet Dökümü’nden görüleceği üzere müvekkilinin o tarihlerde Almanya’da çalışmasının mevcut olduğu ve Türkiye’de zaten sigortalı olamayacağı, öte yandan, müvekkilinin 26.08.2021 tarihli tahsis başvurusunda, Bağ-Kur (4/1-b) günleri dikkate alınmadan SSK (4/1-a) ‘dan aylık bağlanması talebinde bulunduğu, tahsis başvuru tarihi itibariyle SSK hizmetleriyle Bağ-Kur günleri dikkate alınmadan SSK’dan yaşlılık aylığı alma koşullarını taşımakta olduğu, her ne kadar 4/1-a (SSK)’dan aylık bağlanması için 4/1-b borçlarının ödenmiş olması gerektiğine ilişkin Kanun’da bir düzenleme olmamasına rağmen müvekkilinin tahsis tarihinde borcunun bulunmadığı, Yargıtay 10 Hukuk Dairesi’nin 1995/5890 E- 1995/6228 K. sayılı kararında da bir sosyal güvenlik kurumuna geçen hizmet sürelerinin yeterli olması durumunda hizmet birleştirmesine zorlanamayacağının belirtildiği, davalı Kuruma 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanun’un 4 üncü maddesi gereğince aylığın 01.10.2008 ve sonrasındaki Bağ-Kur günleri dikkate alınmadan ilk tahsis tarihinden tarihinden itibaren 4/1-a (SSK)’dan bağlanması ve birikmiş aylıkların yasal faiziyle ödenmesi için 08.12.2021 tarihli dilekçeleri ile Pamukkale Sosyal Güvenlik Merkezi’ne ön başvuru yapıldığı, dilekçenin 10.12.2021 tarihinde kurum kayıtlarına geçmiş olup davalı Kurumun yasal cevap verme süresi olan 60 gün içerisinde cevap vermediği ve talebimiz zımnen reddedilmiş olduğu ve özetle izah edilen tüm bu nedenlerle müvekkilinin 01.10.2008 tarihi ve sonrasındaki 4/1-b (Bağkur) günleri dikkate alınmadan 01.09.2021 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun’un Geçici 81 inci maddesi gereğince SSK’dan (5510 SK. 4/1-a) yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, birikmiş aylıkların kurumun üç aylık işlem yapma süresi de gözetilerek 01.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanaşımı/hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, ayrıca davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, kuruma karşı dava açmadan önce kuruma başvuru zorunluluğunun dava şartı olduğu, davacı tarafın ilgili koşulları yerine getirmemiş olup davasının dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği, davacının müvekkili Kuruma 19.07.2018 tarihli tahsis talebinde bulunduğu, müvekkili Kurum tarafından 6323444 sayılı 29.05.2020 tarihli dilekçe ile talebin reddine karar verildiği, davacı kuruma 19.07.2018 tarihinde başvurduğunda Bağ-Kur prim borcu bulunduğu gibi 4/a hizmet sürelerinde de eksiklik bulunmadığı, davacıya ilişkin kurum kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere davacı başvuru tarihi itibariyle emekli olma şartlarını taşımadığı, bu sebeplerle de davacının talebine istinaden müvekkil Kurum tarafından mevzuat hükümlerine istinaden cevap verildiği, akabinde davacı tarafından borçlanma talebinde bulunulduğu ve ödeme yapıldığı, davacının 29.08.2021 tarihli tahsis talebine istinaden ise 01.09.2021 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurum kayıtlarından anlaşılacağı üzere müvekkili kurum işlemlerinin yerinde olup mevzuat hükümlerine ve yargıtayın yerleşik içtihatlarına uygun olduğu ve anlatılan tüm bu sebeplerle haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddini savunmuştur.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Kararda özetle; davanın kabulü ile, davacıya 01.09.2021 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun’un geçici 81 inci maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacıya 01.09.2021 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylıklarından 01.12.2012 tarihinden sonraki her bir aylığın hak kazanıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kurum işlemlerinin mevzuata aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın talebi gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kurum işlemlerinin mevzuata uygun bulunduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.

Davalı kurum vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; davacıya 01.10.2008 ve sonrasındaki 4/1-b sigortalılık süreleri dikkate alınmadan 01.09.2021 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun’un Geçici 81 inci maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması ve 01.12.2021 tarihinden itibaren verilmesi gereken aylıklara faiz işletilerek verilmesi taleplerine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un geçici 81 inci maddesi, 5510 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.