Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2637 E. 2023/7581 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2637
KARAR NO : 2023/7581
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/1084 E., 2023/36 K.
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki aksi Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması, yersiz aylık borcu olmadığının tespiti istemine davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyizi neticesinde Dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın da Dairece bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı Kurum vekili tarafından temyizi neticesinde Dairece kararın bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, davacı ve çocuklarının murisi …’in Bağ-Kur sigortasından emekli olup daha sonra vefat ettiğini, davalı kurumun davacıya murisin emekliliğinin iptal edildiğini bildirip 01.02.2003 ila 27.12.2006 tarihleri arası ödenen 16.681,27 TL emekli aylıklarını kanuni faizi ile istediğini, murisin prim borçlarını ödediğini, davalı kuruma hiçbir borcunun bulunmadığını, kimsenin kendi kusuruna dayanıp başkasını mağdur edemeyeceğini, kurumun kendi elemanlarının yanlışlarından dolayı vatandaşa verilen hakları geri alamayacağını; bu nedenle davalı kurumun emekliliğin iptali işleminin iptaline, tüm özlük haklarının doğduğu andan itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili,Kurumda yapılan teftiş sonucunda bazı kurum personelince maddi kazanç karşılığı bir kısım sigortalıların hayali prim ödemesi yapıldığının tespiti üzerine, sigortalıların emekliliğinin iptaline hukuka uygun olarak iptal edildiğini, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/304 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2005/2355 soruşturma sayılı dosyasında tahkikatın devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2014 tarihli ve 2012/201 E., 2014/31 K. sayılı kararı ile 1- Davanın kabulune,
a- Sigortalının hak sahiplerine 08.02.2005 tarihinden itibaren ölüm sigortasına bağlı tüm hakların verilmesine ve tanınmasına,

b- 01.03.2005 tarihinden itibaren sigortalının hak sahiplerine ödenmeyen ölüm aylıklarının her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak hak sahiplerine verilmesine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 24.03.2015 tarihli ve 2014/10327 E.,2015/5460 K. sayılı kararı ile ; “… 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve özellikle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK.) 297 nci maddesinin b bendinde (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388 inci maddesinde) tanımlanan unsurları taşıması ve “tarafların kimliklerini… ” kapsaması yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gerekmekte olup, karar başlığına davacıların tümünün kimlik bilgilerinin yazılmamasına ilişkin eksikliğin HMK’nın 304 üncü maddesi uyarınca mahallinde herzaman tamamlanmasının mümkün olmasına göre bozma nedeni yapılmayarak sair temyiz itirazlarının reddine;

1479 sayılı Kanun’un yaşlılık aylığından yararlanma koşulları başlığını taşıyan 35. maddesindeki, “Yaşlılık aylığından yararlanabilmek için sigortalının; a) Yazılı talepte bulunması, talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması, … Şarttır.” hükmü gereğince sigortalı olarak kabul edildiği 6944 gün hizmetin prim ve her türlü borçlarını ödediği zannıyla 01.02.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanan davacıların murisi …’in 48 adet prim ödemesinin gerçek olmadığı belirlenmiş olup, bu nedenle baştan yaşlılık aylığı iptal edilmesine karşın, 08.02.2005 tarihinde gerçekleşen ölümü üzerine, gerçek prim ödemelerinin ölüm aylığı bağlanması için gereken 5 tam yıl prim ödeme şartını karşıladığı sonucuna ulaşıldığından 01.03.2005 tarihinden itibaren davacılara ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin tespit hükmü yerindedir.

Ancak, 48 adet gerçek olmayan prim ödemesi nedeniyle 01.02.2003 – 27.12.2006 tarihleri arasında murise ve davacılara 6944 gün üzerinden hak etmedikleri yaşlılık ve ölüm aylıkları ödendiği belirgindir.Hal böyle olunca, 01.02.2003 – 27.12.2006 tarihleri arasında murise ve davacılara 6944 gün üzerinden ödenen hak etmedikleri yaşlılık ve ölüm aylıkları toplamı ile; gerçek prim ödemelerinin karşıladığı süre üzerinden 01.03.2005 – 27.12.2006 tarihleri arasında davacılara ödenmesi gereken ölüm aylıkları farkını davacıların 5510 sayılı Kanunun 96/a maddesi kapsamında iadeyle yükümlü oldukları ve buna ilişkin davalı Kurumun borç çıkarma işleminin doğru olduğu gözetilerek; açıklanan fark miktar davalı Kuruma sorulup belirlenerek yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ….” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 05.06.2018 tarihli ve 2015/404 E., 2018/586 K. sayılı kararı Özel Dairenin bozma kararına uyularak, davanın kısmen kabulü ile;

1-Sigortalı …’in davacı hak sahiplerine 08.02.2005 tarihinden itibaren ölüm sigortasına bağlı tüm hakların verilmesine ve tanınmasına,

2-01.03.2005 tarihinden itibaren sigortalı …’in hak sahiplerine ödenmeyen ölüm aylıklarının her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı hak sahiplerine verilmesine,

3-Davalı kurumun sigortalı …’in davacı hak sahiplerine borç çıkarma işleminin kısmen iptaline, sigortalı …’in davacı hak sahiplerinin davalı kuruma 5.876,72 TL yapılan aylık ödemesi kadar borçlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

C. 2’nci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 20.05.2019 tarihli ve 2018/4840 E., 2019/4479 K. sayılı kararı ile; “Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; 6944 gün sigortalılık süresi esas alınarak, 01.02.2003 tarihinden itibaren davacıların murisine yaşlılık aylığı bağlandığı,davacılar murisinin 08.02.2005 tarihinde vefatı üzerine yine 6944 gün sigortalılık süresi esas alınarak hak sahiplerine ölüm aylığı bağlandığı, 6944 gün sigortalılık süresinin bir kısım prim ödemelerinin hayali olması sebebiyle gerçek sigortalılık süresinin 5408 güne düştüğü,Kurum tarafından bağlanan yaşlılık aylıkları ve ölüm aylıkları iptal edilerek borç tahakkuku yapıldığı, bozma sonrası yapılan yargılamada; 01.02.2003-08.02.2005 tarihleri arası 6944 gün ve 5408 gün üzerinden bağlanan yaşlılık aylıkları miktarı ve 01.03.2005-27.12.2006 tarihleri arası 6944 ve 5408 gün üzerinden bağlanan ölüm aylığı miktarları Kurumdan sorularak borç tahakkuk miktarından 5408 gün üzerinden bağlanan ölüm aylığı miktarı çıkarılmak suretiyle bakiye miktar kadar yaşlılık aylığı borç tahakkukundan sorumlu olduğu,01.03.2005 tarihinden itibaren de hak sahiplerinin ölüm aylığına hak kazandıkları değerlendirmesi yapılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece, 01.02.2003 tahsis tarihi itibariyle davacıların murisinin 5408 gün üzerinden yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı irdelenmeli, yaşlılık aylığı ve ölüm aylığı iptallerinden dolayı borç tahakkuku yapılan yaşlılık aylığı ve ölüm aylığı miktarları ayrı ayrı Kurumdan sorulmalı, 01.02.2003-08.02.2005 tarihleri arası 6944 gün ve 5408 gün üzerinden bağlanan yaşlılık aylığı miktarı Kurumdan sorularak 6944 gün üzerinden bağlanan yaşlılık aylığının miktarının fazla olması halinde fazla olan fark yaşlılık aylığı miktarı kadar borçlu olduğu ve yine 01.03.2005-27.12.2006 tarihleri arası 6944 gün ve 5408 gün üzerinden bağlanan ölüm aylığı miktarı Kurumdan sorularak 6944 gün üzerinden bağlanan ölüm aylığı miktarının fazla olması halinde fazla olan fark ölüm aylığı miktarı kadar borçlu olduğu kabul edilerek karar verilmelidir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli ve 2019/626 E., 2020/551 K. sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile;
1-Sigortalı …’in davacı hak sahiplerine 08.02.2005 tarihinden itibaren ölüm sigortasına bağlı tüm hakların verilmesine ve tanınmasına,

2-01.03.2005 tarihinden itibaren sigortalı …’in hak sahiplerine ödenmeyen ölüm aylıklarının her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı hak sahiplerine verilmesine,

3-Davalı kurumun sigortalı …’in davacı hak sahiplerine borç çıkarma işleminin kısmen iptali ile, sigortalı …’in davacı hak sahiplerinin davalı kuruma 302,53 TL borçlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
karar verilmiştir.

E. 3’üncü Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 01.04.2021 tarih 2021/2063 Esas 2021/4543 Karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kısmen kabulü ile; sigortalı …’in davacı hak sahiplerine 08.02.2005 tarihinden itibaren ölüm sigortasına bağlı tüm hakların verilmesine ve tanınmasına, 01.03.2005 tarihinden itibaren sigortalı …’in hak sahiplerine ödenmeyen ölüm aylıklarının her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı hak sahiplerine verilmesine, davalı kurumun sigortalı …’in davacı hak sahiplerine borç çıkarma işleminin kısmen iptali ile, sigortalı …’in davacı hak sahiplerinin davalı Kuruma 302,53 TL borçlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir ise de; kurumdan gelen yazı cevaplarına göre davalı Kurumdan gelen yazı cevabında 31.05.2001 tarihinde hayali prim ödemesine dayalı toplam 6944 günlük hizmete karşılık, 01.02.2003 tarihinden itibaren bağlanmakla 01.03.2005 tarihine kadar ödenen yaşlılık aylığı toplamının 7.680,05 TL olduğu, davacılar murisinin 08.02.2005 tarihinde ölümü ile hak sahiplerine 01.03.2005-27.12.2006 tarihine kadar ödenen ölüm aylıklarının toplamının 8624,71 TL hayali prim ödemesine dayalı olmayan gerçek hizmet ile prim ödemesine dayalı 5408 günlük hizmete karşılığı; davacılar murisine 01.02.2003 tarihinden itibaren bağlanmakla 01.03.2005 tarihine kadar ödenmesi gereken yaşlılık aylıklarının toplamının 7973,64 TL olduğu,davacılar murisinin 08.02.2005 tarihinde ölümü ile hak sahiplerine 01.03.2005-27.12.2006 tarihine kadar ödenmesi lazım gelecek ölüm aylıklarının toplamı 10.804,54 TL olduğu belirtilmekle dosya kapsamındaki bilgilerden kurulan hükümün çelişkili olduğu ve infazında tereddüt oluşturacağı sonucuna ulaşılmaktadır.

Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanun’un 35 ve Geçici 10 uncu maddeleri ile 41 inci maddesidir. 01.01.1947 doğumlu olan sigortalıya 11.12.1977-26.03.1989, 14.07.1993-31.12.1995 ve 24.06.1997-06.01.2003 tairhleri arasında Bağ-Kur sigortalılığı toplam gün sayısı 6944 gün prim ödeme gün sayısı ile 06.01.2003 tarihli tahsis talebine istinaden 31.01.2003 tarihinde yaşlılık aylığı bağlama kararı tesis edilerek mülga 1479 sayılı Kanun ile iş bu yasanın bazı maddelerini değiştiren 4447 sayılı Kanun’un düzenlemesi çerçevesinde 01.02.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Mahkemece, bozma ilamında belirtildiği üzere 01.02.2003 tahsis tarihi itibariyle davacıların murisinin 5408 gün üzerinden yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı irdelenmeli, yaşlılık aylığı ve ölüm aylığı iptallerinden dolayı borç tahakkuku yapılan yaşlılık aylığı ve ölüm aylığı miktarları ayrı ayrı Kurumdan sorulmalı, 01.02.2003-08.02.2005 tarihleri arası 6944 gün ve 5408 gün üzerinden bağlanan yaşlılık aylığı miktarı Kurumdan sorularak 6944 gün üzerinden bağlanan yaşlılık aylığının miktarının fazla olması halinde fazla olan fark yaşlılık aylığı miktarı kadar borçlu olduğu ve yine 01.03.2005-27.12.2006 tarihleri arası 6944 gün ve 5408 gün üzerinden bağlanan ölüm aylığı miktarı Kurumdan sorularak 6944 gün üzerinden bağlanan ölüm aylığı miktarının fazla olması halinde fazla olan fark ölüm aylığı miktarı kadar borçlu olduğu kabul edilerek karar verilmelidir…” gerekçesiyle bozulmuştur.

F. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; “Dosya incelendiğinde, davacıların murisine 01.02.2003 tarihi itibariyle 6944 Pirim ödeme gün sayısı üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı ancak 48 adet gerçek olmayan primlerin (davacılar murisine ait hizmet dökümünden 5408 gün priminin bulunduğu görülmüştür.) tespit edilmesi nedeniyle prim gününün 5408 güne düşürüldüğü anlaşılmış olup müteveffanın 5408 gün üzerinden toplam çalışma süresinin 15 yıl 8 gün olduğu ve bu süre üzerinden yaşlılık aylığına hak kazanacağı,

Davalı Kurum tarafından gönderilen 09.07.2021 tarih ve E.89182730-205.03.01-27781937 sayılı cevabi yazı ekinde gönderilen tablolardan;
a) 01.02.2003-08.02.2005 yılları arasında 6944 gün üzerinden ödenen yaşlılık aylığı toplamının 7.680,05 TL olduğu, 01.02.2003-08.02.2005 yılları arasında 5408 gün üzerinden ödenmesi gereken yaşlılık aylığı toplamının 7.973,64 TL olduğu bildirildiğinden, yaşlılık aylığı açısından davacılar lehine 293,59 TL eksi bakiye oluştuğu,

b) 01.03.2005-27.12.2006 tarihleri arasında 6944 gün üzerinden ödenen ölüm aylığı toplamının 8.624,71 TL olduğu, 01.03.2005-27.12.2006 tarihleri arasında 5408 gün üzerinden ödenmesi gereken ölüm aylığı toplamının 10.804,54 TL olduğu bildirildiğinden, ölüm aylığı açısından davacılar lehine 2.179,83 TL alacağın doğduğu anlaşıldığından,davalı Kurum tarafından davacılara emekli aylığı borcu kapsamında tahakkuk ettirilen 16.681,27 TL ana para ve 8.762,18 faiz olmak üzere toplam 25.443,45 TL borcun iptalinin gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle ” 1- Davanın kabulune,

a- Sigortalının hak sahiplerine 08.02.2005 tarihinden itibaren ölüm sigortasına bağlı tüm hakların verilmesine ve tanınmasına,

b- 01.03.2005 tarihinden itibaren sigortalının hak sahiplerine ödenmeyen ölüm aylıklarının her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak hak sahiplerine verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, Kurum işleminde hata olmadığını, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aksi Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması, yersiz aylık borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve 96 ncı madde hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
1.Davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın kararı verene Mahkemeye gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.