YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2634
KARAR NO : 2023/4875
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1994 E., 2022/1540 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/48 E., 2022/561 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ve 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ortadan kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin murisi babası…’in ölüm tarihi olan 17.05.1971 tarihinden itibaren muristen intikal eden taşınmazları kullanmak suretiyle annesi, kardeşleri ve kendisi tarafından tarımsal faaliyet yaptığını, bu faaliyet kapsamında müvekkilinin önceleri Tonya Tarımsal Kalkınma Kooperatifine annesi ve amcası … adına, kendi adına ise kurulduğu Ekim 1998 tarihinden faaliyetinin sona erdiği tarihe kadar İskenderii Süt Mamulleri -…’a sonrasında ise Bayram Süt Mamulleri Meşrubat San. ve Tic. Ltd. Şti.ne (Bayram Yoğurt) ve Kebir Fabrikasına süt sattığını, müvekkilinin 1993 yılında Mustafa Güney ile evlendiğini, eşinin 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi kapsamında aktif sigortalı olduğunu, müvekkilinin evlenmeden önce ve evlendikten sonra kendi adına babasından intikal eden taşınmazlar üzerinde tarımsal faaliyet yaptığını, halen de bu faaliyetini sürdürdüğünü, SGK … İl Müdürlüğü’nce yapılan denetim sonucunda Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen 10.03.2016 tarihli raporda müvekkilinin 01.07.2005 tarihinden itibaren Bağ-Kur kapsamında faaliyette bulunduğunun tespit edildiğini belirterek sigortalılık başlangıç tarihinin Ekim 1998 tarihinden itibaren tespitine, bu talepleri kabul görmez ise sigortalılık başlangıç tarihinin 01.07.2005 tarihinden itibaren tespitine, kurumun 06.09.2016 tarih ve 12026242 sayılı işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, açılan davanın haksız olup reddi gerektiğini, ve “mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2 nci maddesi kapsamına girenler, aynı Kanun’un 7 nci maddesine göre 3 ay içinde kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu kanuna göre sigortalı sayılanlardan kapsama girdikleri tarihten itibaren 3 ay içinde kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemleri, bu Kanun’un 9 uncu maddesi geregnce kurumca re ‘sen yapılarak, sigortalılıkları mülga 2926 sayılı Kanun’un 5 inci maddesine göre re ‘sen tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılmaktadır. Ancak mülga 2926 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış ve sattıkları ürün bedellerinden 01.04.1994 tarihinden İtibaren prim tevkifatı yapılan çiftçilerin, tevkliat yapıldığım gösteren belgcıen da oklemek suretiyle sigortalılıktan başlatılması ıçm kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde, tevkifat tutarının Kurun hesaplarına intikal ölmesi şartıyla, tevkifatın yapıldığı tarihi rakip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılmakla, tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde sigortalılıkları devam ettirilmektedir, Tarımsal faaliyetinin tespitinde ise ziraat odası kayıtları, ziraat odası kaydı bulunmayanların ise tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kooperatif veya birliklerin kayıtları esas alınmakta, belirtilen kurum ve kuruluş kayıtlarının bulunmaması halinde ise sattığı ürünü elde ettiği alana ilişkin tapu kayıtları sigortalılığın devam ettirilmesinde dikkate alınmaktadır. Tevkifata istinaden tescil yapıldıktan sonra sigortalılığın devam ettirilmesi için, öncelikle ziraat odası kaydının olup olmadığının belirlenmesi, ziraat odası kaydının bulunması halinde bu kaydın dikkate alınması, ziraat kaydı bunmayanların ise tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kooperatif veya birliklerin kayıtlarına îtiba’ edilmesi, belirtilen kurum ve kuruluş kayıtlarının bulunmaması halinde ise sattığı ürünü elde ettiği alana ilişkin tapu kayıtlarının dikkate alınması gerekmektedir. Sigortalılığın devam ettirilmesinde dikkate alınacak tapu kayıtlarının edinim şekli ve tarihi de önem arz etmektedir. Mirasçılık belgesinin veya veraset ilamlarının mirasçılık konusunda kesin bir hüküm oluşturmadığı, dolayısıyla herhangi bir mirasçılık belgesi veya veraset ilamının ibraz edilmesi, belgede adı geçenler adına tapuda tescil yapılacağı hususunda zorunlu sonucu doğurmamaktadır. Kaldı ki mirastan iskat ve mahrumiyet sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunması veraset belgesi istemeye engel olmadığı göz önüne alındığında, sigortalılar tarafından ibraz edilen mirasçılık belgesi veya veraset ilamlarının tapu kaydı olarak değerlendirilerek sigortalıların tescil işlemlerine devam edilmesinin mümkün olmadığı ortadadır. Mülga 2926 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış ve sattıkları ürün bedellerinden 01.01.1994 tarihinden itibaren prim tevkifatı yapılan çiftçilerin, tevkifat yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle sigortalılıklarının başlatması için kuruma yazılı talepte bulunmaları halmde, tevkifat tutarının kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkif atın yapıldığı tarihi takip eden aybaşında itibare” sigortalılıktan başlatılacak, herhangi bir kurum, kuruluş veya meslek kuruluşlarında üye kaydı bulunmayanların, tevkifatın yapıldığı tarihte sattığı ürünü elde ettiği alana ilişkin tapu tescil kayıtlarının olması halinde, tescil tarihi itibariyle sigortalılıkları devam ettirilecektir. Tevkifatın yapıldığı tarihte, sattığı ürünü elde ettiği alana ilişkin tapu tescil kaydı bulunmayanların, tevkifat kesintinin yapıldığı tarihten önce veraset ilamı alınmış olması şartıyla, zilyedinde bulunan tarlalara tapu tescil kayıtlarına tevkifat kesintisinin yapıldığı tarinten sonra yaptırmaları halinde de bu kayıtlara itibar edilecek ve sigortalılıkları devam ettirilecektir. Diğer bir ifadeyle, sadece veraset ilamına yahut mirasçılık belgesine istinaden sigortalılık devam ettirilmeyecek, zilyedinde bulunan tarlaların tapu sicil kaydının yapılmış olması aranacaktır. Tevkifatın yapıldığı tarihten sonra satın alınan tarımsal alana ilişkin tapu tescil kayıtlarına itibar edilmeyeceği gibi tevkifatın yapıldığı tarihten sonra veraset yoluyla edinilen tarımsal ahırların tapu tescil kayıtlarının yapılması halinde dahi bu kayıtlara itibar edilmeyecektir. Davacı tarafından müvekkili kuruma 13.02.2013 tarihinde vermiş olduğu taahhütname ve eki kesinti belgelerine göre, tescili 01.08.2005 tarihinde yapılmış olup bu tescili, tarımsal kurum ve kuruluşlarda kaydı olmadığından 31.12.2005′ de durdurulmuş, ziraat odası kaydının başlangıcı olan 13.02.2013′ de tekrar açılmıştır, kurum kayıtlarındaki kesinti belgelerindeki kesintiler davacının kimliği ile uyuşmadığından konu denetime intikal ettirilmiş, denetim raporu ile tespit edilen sigortalılığı teyit edilmiştir. 1998 tevkifatta ilgili talep ve belge ibraz edilememiştir. Denetim rapor sonucuna göre 01.08.2005 te başlayan davacının sigortalılığı 01.08.2005-31.12.2005. 13.02.2013-(devam ediyor) süreleri sigortalılık süresi olarak tesis edilmiştir” şeklinde beyanda bulanarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Dosyaya sunulan 10.03.2016 tarihli ve 2016/AA/34 sayılı rapor incelendiğinde, dosyada bulunan 2005/7.aya ilişkin kesinti listesi incelendiğinde 1741 muhtahsil numaralı kesinti kaydında yalnızca …bilgisinin bulunduğu, baba adının ve doğum tarihinin bulunmadığı, davacının 2005 yılı 7 inci aydan itibaren sigortalılık tescil ve hizmet kaydının bulunmadığı, Tonya ilçe nüfus müdürlüğü kayıtlarında yapılan incelemelerde Tonya ilçesinde yalnızca 1 adet … isimli bir vatandaşın bulunduğu, bu nedenle söz konusu kesintinin …’e mal edilmesinde bir sakınca olmadığının bildirildiği görülmüştür. Davacının babasının vefat etmesi üzerine 07.11.1996 tarihinde taşınmazlarının kendi üzerine kaydedildiği görülmüştür. Karadeniz Kardeşler Gıda A.Ş.’nin 26.03.2019 tarihli yazısı incelendiğinden davacının 01.07.1998-30.07.1998 tarihleri arasında 1720 müstahsil numarası ile ürün teslim ettiği, söz konusu ürün tesliminden tevkifat kesintisi yapıldığının bildirildiği görülmüştür. Davalı Kurum tarafından davacının 01.08.2005-31.12.2005 ve 13.02.2013 ve devam eden tarihlerde Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği görülmüştür. Tonya İlçe Tarım Müdürlüğü müzekkere cevabında davacının 01.01.2000 tarihinden itibaren hayvancılık işletmesinin bulunduğu bildirilmiştir. Tonya İl Jandarma Komutanlığının 02.09.2019 tarihli tutanak incelendiğinde davacının 1998 tarihinden itibaren hayvan yetiştiriciliği yaptığının bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce davacı tanıkları dinlenilmiş olup, tanıklar davacının hayvancılık yaptığını, Tonya da bulunan çeşitli fabrikalara süt teslim ettiğini beyan etmişlerdir. Mahkememizce davacının ikametgahı itibariyle ilgili mahallenin muhtar ve azaları dinlenilmiş olup muhtar …ve azalar …, … ve … beyanlarında davacının hayvancılık işi ile uğraştığını, Tonya da çeşitli fabrikalara süt verdiğini beyan etmişlerdir.
Ketaş A.Ş.’nin 26.03.2019 tarihli yazısı uyarınca davacıdan 1998 yılının Temmuz ayında teslim ettiği sütten prim kesintisi yapıldığı sabittir. Tanık beyanları ve muhtar ile azaların beyanları, Jandarma tutanağı, Tonya İlçe Tarım Müdürlüğünün müzekkere cevabı incelendiğinde davacının ilk prim kesintisini izleyen yıl itibariyle hayvancılık faaliyetine devam ettiği anlaşılmıştır. Bayram Süt Fabrikasından gelen belgelere göre de davacının 22.02.2012 sonrasına ilişkin prim kesintileri mevcuttur. Ancak bu tarihler arasında kabul edilen dönemlerde davacı adına başka prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılmış bu dönemler dışındaki tarihlerde prim kesintisi veya ürün teslimi bulunduğu tespit edilemediği” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 01.10.1998-21.12.1998 ila 01.03.2012-12.02.2013 tarihleri arasında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece de kabul edildiği üzere davacının Ekim 1998 tarihinden itibaren kendisi adına tarımsal faaliyette bulunmaya başladığını, tarımsal faaliyetini kesintisiz olarak bugüne kadar da sürdürdüğünü, Ekim 1998 tarihinden faaliyetinin sona erdiği tarihe kadar İskenderli Süt Mamülleri – …’a, Bayram Süt Mamülleri Meşrubat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ ne (Bayram Yoğurt) ve Karadeniz Kardeşler Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Kebir Süt Fabrikası)’na süt sattığını, kesintisiz olarak tarım işi yaptığının, Ziraat odası kayıtları, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları, muhtar ve ihtiyar heyeti üyelerinin beyanları, Tonya Kaymakamlığı, Tonya İlçe Jandarma Komutanlığı araştırma sonuçları ile sabit olduğunu, 6552 sayılı Kanun uyarınca prim borçlarının yapılandırılması talebi Kurumca kabul edilmiş olup, taksitlerini muntazaman öderken, … SGK İl Müdürlüğünün 06.09.2016 tarih ve 12026242 sayılı yazısı ile murisinden kendisine intikal eden taşınmazların tapu intikaline esas veraset ilam tarihi nazara alınarak sigortanın devamının sağlanamayacağının bildirildiğini ve 01.01.2006 – 13.02.2013 tarihleri arasındaki sigortalılığıhın iptal edildiğini, davacının murisi olan babası…’in 17.05.1971 tarihinde vefat ettiğini, davacının bu tarih itibariyle taşınmazlar üzerinde miras nedeniyle mülkiyet hakkının doğduğunu, bu nedenle Kurumun 06.09.2016 tarih ve 12026242 sayılı işlemi TMK.’nın miras hukukuna ilişkin düzenlemelerine ve Sosyal Güvenlik Mevzuatına aykırı olduğunu, mahkemece de kabul edildiği üzere Bayram Süt Fabrikasından gelen belgelere göre bu dönem içerisinde 22.02.2012 sonrasına ilişkin prim kesintilerinin bulunduğunu, SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 13.07.2022 tarihli sigortalılık tescil ve hizmet kaydı belgesine göre, 5754 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 17 nci maddesi ve 7143 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 76 ncı maddesi uyarınca müvekkilinin başvurusu üzerine 01.10.1998 tarihinden 30.12.2020 tarihine kadar bütün prim borçlarının yapılandırılarak ödendiğini, 01.01.2021 tarihinden itibaren müvekkiline emekli aylığı bağlandığını, istinaf kararı üzerine aylık ödemesinin durdurulduğunu, 01.10.1998 – 31.07.2005 tarihleri arası ile 01.01.2006 – 12.02.2013 tarihleri arasında müvekkilin Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
Davalı vekili; davacının kuruma 13.02.2013 tarihinde vermiş olduğu taahhütname ve eki kesinti belgelerine göre, tescilinin 01.08.2005 tarihinde yapıldığını, bu tescilin, tarımsal kurum ve kuruluşlarda kaydı olmadığından 31.12.2005′ te durdurulduğunu, Ziraat Odası kaydının başlangıcı olan 13.02.2013′ de tekrar açıldığını, kurum kayıtlarındaki kesinti belgelerindeki kesintilerin davacının kimliği ile uyuşmadığından konunun denetime intikal ettirildiğini, denetim raporu ile tespit edilen sigortalılığının teyit edildiğini, 1998 tevkifatta ilgili talep ve belge ibraz edilemediğini, denetim rapor sonucuna göre 01.08.2005′ de başlayan davacının sigortalılığının 01.08.2005-31.12.2005, 13.02.2013-(devam ediyor) sürelerinin sigortalılık süresi olarak tesis edildiğini, taraflarına vekalet ücreti taktir edilmediğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “İstinaf incelemesi HMK’nun 355/1 inci maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf edenin sıfatı ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
1-Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri nazara alındığında; davacının tevkifata dayalı olarak Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, talebine ilişkin olarak kuruma başvuru dava şartının tamamlandığı, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilebilmesi için Kuruma işe giriş bildirgesi verilmesi, prim ödemesi yapılması veya tevkifat kesintisinin bulunmasının şart olduğu (Bu yönde Yargıtay 10. HD 2020/2742 Esas, 2020/4360 Karar sayılı ilamı), davacının 1998 Temmuz ayında Kebir Süt Fabrikasında prim tevkifatı bulunuyor olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak 01.10.1998-31.12.1998 tarihleri arasında tarım sigortalılığının tespitine karar verilmesinin yerinde olduğu, yine Bayram Süt Fabrikasından gelen belgelere göre de davacının 22.02.2012 sonrasına ilişkin prim kesintileri mevcut olduğundan 01.03.2012-12.02.2013 tarihleri arasında davacının tarım bağkur sigortalılığının tespitine karar verilmesinin yerinde olduğu, bu tarihler arasında kabul edilen dönemlerde davacı adına başka prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığının araştırıldığı, ancak bu yönde belge sunulmadığı, süt verildiği iddia edilen şirket yetkilisinin beyanı ile karar verilmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmakla Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında hata bulunmamaktadır.
2-Davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde kendini vekil ile temsil ettiren davalı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması hatalıdır. Davalı vekilinin istinaf talebi bu nedenle yerindedir.
Bununla birlikte belirtilen yanlışlığın giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı” gerekçesiyle kararın ortadan kaldırılması ile esas hakkında yeniden karar verilmesine ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü gerekçelerle, davanın kabulü ile eksik araştırmaya dayalı kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı kurum vekili, eksik araştırmaya dayalı kararın bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kurum işleminin iptali ile 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci ve 2926 sayılı Kanun’un 2, 3, 6, 9, 10 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
Eldeki davada, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar yerinde olmakla birlikte; geri çevirme kararı sonrasında alınan kurum yazısında davacının yaptığı başvuru ile ibraz ettiği 1720 numaralı tevkifat listesine istinaden 01.10.1998-31.12.1998 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği anlaşılmasına karşılık Mahkemece aynı dönem yönünden sigortalılık süresi tespiti hatalı olup bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 1 numaralı bendinde yer alan “davanın kısmen kabulüne” ibaresinden sonra gelen “Davacı … T.C. Kimlik No:19793743834’in 01.10.1998 – 31.12.1998 ve 01.03.2012 – 12.02.2013 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” ibarelerinin silinerek yerine “Davacı …’in T.C. Kimlik No:19793743834 01.03.2012 – 12.02.2013 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgiliden alınmasına,
Üyeler … ve …’ın muhalefetine karşı, Başkan vekili …, Üyeler … ve …’nın oyları ve oy çokluğuyla,
04.05.2023 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık; gerçek kişiler ve özel kuruluşlar tarafından tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin Kurum hesabına intikal etmediği takdirde sigortalılık tescili ve geçmişe yönelik Tarım Bağ-Kur sigortalılığı tespitinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan ve 17.10.1983 tarihinde kabul edilip 20.10.1983 tarihli ve 18197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu (2926 sayılı Kanun)’un 2 nci maddesinin ilk hâlinde kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden 22 yaşını doldurmuş erkeklerle 22 yaşını doldurmuş aile reisi kadınların bu kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 15.04.1987 tarihli ve 3350 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile eklenen fıkra ile de uygulama tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkeklerin istekleri hâlinde kapsama alınacağı hükme bağlanmıştır.
2926 sayılı Kanun’un sözü edilen 2 nci maddesi 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile değişikliğe uğramış olup madde;
“Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.
Yukarıdaki fıkra hükmüne göre sigortalılığın tespit, tescil ve takibine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde müştereken çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
İlk tescil tarihinde ellisekiz yaşını dolduran kadınlarla, altmış yaşını dolduran erkekler istekleri halinde kapsama alınırlar.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
2926 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinin (b) bendinde “Tarımsal Faaliyette Bulunanlar: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar…” şeklinde tanımlanmıştır.
Sigortalı sayılanlar 2926 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi uyarınca sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu Kanun’a göre sigortalı sayılanlardan Kanun kapsamına girdikleri tarihten itibaren üç ay içerisinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemi Kurumca re’sen yapılacak ve Kanun’un 5 inci maddesi hükmü gereğince tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalı sayılacaklar, hak ve yükümlülükleri ise kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacaktır.
Tescile esas alınacak kayıtlar 2926 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinde; valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının olduğu belirtilmiştir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere bu kayıtlar tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesidir.
2926 sayılı Kanun’un “Primlerin Ödenmesi” başlıklı 36 ıncı maddesi “Sigortalı, 31 inci maddede belirtilen prim borcunu ait olduğu yıl içinde bakanlar kurulunca tespit edilen dönemlerde ödemek zorundadır. Kurumun prim alacakları; Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle de tahsil edilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda 2 nci madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Kuruma ödenmesi durumunda kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dâhi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları, Kurumun prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi kanunun kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil ettiği belirgindir.
Sigortalıların ödeyecekleri primlerin ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilmesine ilişkin olmak üzere 01.04.1994 tarihinde uygulanmaya başlanılan 03.04.1993 tarihli ve 93/4384 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ve eki 13.05.1993 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. 08.01.1994 tarihli ve 94/5173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile de tevkifat oranı %1’e indirilmiştir. 2926 sayılı Kanun ve kararnameler kapsamında konuyu değerlendiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği (Tebliğ) düzenlenerek 26.03.1994 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmış ve 01.04.1994 tarihinden itibaren tarım sigortalılarının prim borçlarının teslim ettiği ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsili ile yersiz olarak alınan tutarların ilgililere geri verilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Tebliğin (D) bendinde çiftçilerden ürün alımı sırasında tevkifat yapmak zorunda olan gerçek ve tüzel kişilerin söz konusu satın alma işlemleri nedeniyle mevzuat gereği düzenlemek zorunda oldukları belgelerin uygun bir yerine (gerek kendilerinde kalacak, gerek çiftçiye verecekleri örneklerde) çiftçinin ad ve soyadını, adresini, yaptıkları tevkifat tutarını, Bağ-Kur numarasını, bu numara yoksa veya bilinmiyorsa ayrıca çiftçinin baba adını, doğum tarihi ve yerini kaydetmek zorunda oldukları; çiftçilerin de Bağ-Kur primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkif suretiyle ödendiğini ispatlayabilmelerinin kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmelerine bağlı olduğu belirtilmiştir. Çiftçilerin sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben yapılan tevkifatların, tevkifatın Kurum hesaplarına intikal etmesi koşuluyla tevkifatın gerçekleştiği tarih itibariyle cari ve geçmiş dönem prim borçları ile iadenin talep edileceği dönemin sonuna kadar tahakkuk ettirilecek prim borçlarına mahsup edileceği, Kurum hesaplarına intikal etmeyen tevkifatların mahsup işlemine esas alınmayacağı ise Tebliğin (F) bendinde düzenlenmiştir.
Tebliğinin “Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı (I) bendinde ise, “2926 sayılı Kanun’un 2 inci maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde, Kanun’un 7 nci maddesinde öngörülen üç aylık süre içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalıların tescil işlemleri, Kanunun 9 uncu maddesine göre Kurumca re’sen yapılmakta ve sigortalıların hak ve yükümlülükleri de kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır.
Ancak Kanunun 2 nci maddesine göre sigortalı olmaları gerektiği halde, Kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış çiftçilerin, tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle yazılı talepte bulunmaları halinde, söz konusu talepleri tescil için irade beyanı olarak değerlendirilecek ve tevkifat tutarının Kurum hesaplarına, bildirimin ise Kurum kayıtlarına intikal etmesi koşuluyla, sigortalılıkları tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle başlatılacaktır.
Sigortalının bu yönde bir talebinin olmaması halinde, sigortalılık Kurumca re’sen tescil işleminin yapıldığı ayı takip eden aybaşından itibaren başlatılacaktır.” yönünde düzenleme bulunmakta iken bu bent 21.03.2002 tarihli ve 24702 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 seri nolu Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmış ise de daha sonra 22.5.2007 tarihli ve 26529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7 seri nolu Tebliğ ile yeniden düzenlenerek tekrar yürürlüğe konulmuştur.
Konu son olarak 01.03.2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ ile 26.03.1994 tarihli Tebliğ yürürlükten kaldırılmış, Tebliğ’in 11 inci maddesinde de konu aynı şekilde düzenlenmiş ve 2926 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine göre sigortalı sayıldıkları hâlde Kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış ve sattıkları ürün bedellerinden 01.04.1994 tarihinden itibaren kesinti yapılan tarımsal faaliyette bulunanların, kesintinin yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle Kuruma yazılı talepte bulunmaları hâlinde kesinti tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla kesinti yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren 4 Seri Nolu 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu Uygulama Tebliği uyarınca sigortalılıklarının başlatılacağı belirtilmiştir.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar için 2926 sayılı Kanunda, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79 uncu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86 ncı maddelerinde düzenlenen bildirilmeyen hizmetlerin tespiti davasına benzer bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyeti bulunan kişilerin hak ve yükümlülükleri ancak kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacaktır. Sigortalılık tescili bulunmayan üreticinin teslim ettiği ürün bedelinden tevkifat yoluyla Bağ-Kur priminin kesilmesi, kesilen primin Kurumun hesabına intikal etmesine karşın Kurumun primleri iade etmeyip üreticiyi de sigortalı olarak re’sen kayıt ve tescilini yapmaması halinde, kesinti yapılan tarihi takip eden aybaşından kişinin sigortalı olarak tescil edileceği tartışmasızdır. Yerleşik yargı kararlarında kamu kurum ve kuruluşları tarafından tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin, kamu kurumunun hesabına girmiş olması ve kamuya olan güven ilkesi gereği Sosyal Güvenlik Kurumunun hesabına intikali ayrıca aranmamıştır. Buna karşın gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisinin, teslim edilen ürünün bedelinden tevkifat yoluyla prim tahsil edip, bu primleri Kurum kayıtlarına intikal ettirmemesi durumunda, Kurumun ürün teslim eden kişilerle ilgili olarak bir yükümlülüğü bulunduğunun kabulü mümkün değildir. Ayrıca Kurumun ürün teslim alan kişileri denetleme gibi bir görevinin de bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gözetildiğinde Kurum hesabına intikal etmeyen tutar için geçmişe dönük sigortalılık süresi verme yükümlülüğünden de söz etme olanağı bulunmamaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2010 tarihli 2010/10-380 E., 2010/420 K., 08.02.2017 tarihli ve 2016/10-1906 E., 2017/215 K., 18.01.2022 tarihli ve 2019/(21)10-594 E., 2022/9 K., 08.11.2022 tarihli 2021/(21)10-343 E., 2022/1459 K., 19.04.2022 tarihli 2019/(21) 10-406 E., 2022/572 K., 31.05.2022 tarihli ve 2019/(21)10-596 E., 2022/793 K., 27.10.2022 tarihli ve 2020/10-607 E., 2022/1396 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, teslim edilen ürün bedellerinden gerçek kişiler ve özel kuruluşlar tarafından tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin Kurum hesabına intikal etmemesi halinde, bu makbuzlara istinaden tevkifata dayalı geriye dönük tescil imkanına sahip olmayan davacının 01.03.2012-12.02.2013 tarihleri arasındaki dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması olanağı bulunmadığından sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamaktayız.