Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2604 E. 2023/5175 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2604
KARAR NO : 2023/5175
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/47 E., 2022/501 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait … adlı işyerinde kuyumcu makine kalıp ustabaşısı olarak 01.03.1996 tarihinden beri çalışmakta olduğunu, davacının bu süre içinde sadece askerlik hizmetini yaptığınıi, askerlikten döndükten sonra aynı işyerinde çalıştığını, müvekkilinin sigortasının 1996 yılında başlatıldığını ve bu zamana kadar da sigortasının tam olarak işlenmediğini, davacının davalılara ait işyerinde çalıştığı süreler boyunca sigortasının eksik primlerle yatırılmış olmasının yanı sıra tüm yıl boyunca kesintisiz çalışmasına rağmen sigortalarının hep birkaç ay eksik yatırıldığını, davacının işten ayrılan … için 18.03.2014 tarihinde mahkemede tanıklık yapması ve doğruları söylemesi üzerine işten çıkarıldığını ileri sürerek, davacının davalı işyerinde çalıştığı 01.03.1996 – 18.03.2014 arasında eksik bildirimde bulunulan dönemlerin, askerlik süresi çıkıldıktan sonra tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde, davacının davalıya ait işyerinde çalışmasının olduğu iddiasının doğru olduğunu ancak ustabaşı değil vasıfsız eleman olduğunu, çalışma sürelerinin SGK kayıtlarında gösterildiği gibi olduğunu, çalışmalarının eksik gösterildiği ve işten kovulduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; çalışma konusu işin niteliği, devamlılık gösterip göstermediği dikkate alınarak ücret konusunun titizlikle araştırılması gerektiğini, Kurum’un resmi kayıtlarının incelenmesi, sadece tanık beyenlarına dayanılarak hüküm verilmemesi gerektiğini, mutlaka tanık dinlenmesi gerekiyorsa tanıkların iş yerindeki iş bilen ve tanıyan aynı zamanda dönem bodrolarında adı geçen kişilerden olması gerektiğini, tanık beyanları değerlendirilirken, işyerinde yürütülen işin niteliği, tanıklık edilen dönemin üzerinden geçen sürenin uzunluğu, tanık beyanlarının hayatın olağan akışı ile çelişkili olup olmadığının dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2016 tarihli ve 2014/446 Esas 2016/623 Karar sayılı kararıyla davacı tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine,

1.Davacının davalı işyerindeki çalışmalarının bildiriminin yapıldığı 01.12.1996 tarihinden önce 01.03.1996 tarihinde başladığı iddiasını kanıtlayamadığından bu yöndeki talebinin reddine,

2.Davacının 01.12.1996-01.04.2014 tarihleri arasında … sicil sayılı davalı işyerinde kesintisiz ve sürekli ayda 30 gün esasıyla kurum taban ücretleri altında kalmamak kaydıyla asgari ücretle, davacının askerlik 25.05.1998-25.11.1999 tarihleri arası ile askere gitmesinden önceki ve askerden dönüşten sonraki 15 günlük süreler hariç olmak üzere 01.12.1996-31.12.2009 tarhleri arasında 1967 gün daha sigortalılığının tespitine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Davalılar …, …, … ve … vekili ile davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
“Dosya tetkikinden; davacının hizmet cetveline göre, davalı işyerinde geçtiği iddia edilen hizmetlerine karşılık 01.12.1996-01.04.2014 yılları arasında SGK’ya kısmi bildirimlerinin olduğu, davacı tarafça kuruma bildirim yapılan 01.12.1996 tarihinden önce çalışmasının 01.03.1996 tarihinde başladığı iddia edilmiş ise de; bu iddiasını destekler mahiyette herhangi bir yazılı belge veya kayıt bulunmaması ve tanık beyanlarında da bu konuda çalışmaya başlanılan tarih itibariyle net bir tarih ifade edilememesi nedeniyle, davacının 01.03.1996 tarihinde çalışmaya başladığı yönündeki iddiasının, her türlü kuşkudan uzak ve somut deliller ile kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır.

Davacının kuruma bildirim yapılan 01.12.1996 tarihinden sonraki çalışmaları ile ilgili olarak ise, davalılar vekili tarafından tanık …’un aynı nitelikte davası olduğu beyan edilerek istinaf sebebi olarak belirtilmiş ise de, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu yanında diğer tanık beyanları da dikkate alındığında, davacının 01.12.1996 tarihinden işten çıkış bildiriminin yapıldığı tarihe kadar kesintsiz ve sürekli çalıştığı yönünde kanaat uyandığından ve sürekli olarak ayda 30 gün esası ile, aksine yazılı delil bulunmadığından kurum taban ücreti altında kalmamak kaydıyla asgari ücretle çalıştığı kanaati hasıl olmakla, neticede İlk Derece Mahkemesi kararı Dairemizce de yerinde görülmekle, … 19. İş Mahkemesinin 15.11.2016 tarihli, 2014/446 Esas-2016/623 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalılar …, …, … ve … vekili ile davalı kurum vekilinin istinaf başvurularının esastan redine, karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde …, …, … ve … vekili ile davalı kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 06.11.2019 tarihli ve 2017/5256 E. 2019/8173 K. sayılı bozma ilamında; somut olayda, yukarıdaki açıklamalar kapsamında yeterli araştırma yapılmadığı görülmekle; davacının çalıştığını iddia ettiği dönemlere ilişkin bordro tanıkları resen dinlenmeli, dinlenilen tanıkların hangi dönemler için dinlenildiği tespit edilmeli, işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar tespit edilerek tanık olarak dinlenilmeli, beyanlar arasında çelişki var ise giderilmeli, yapılan iş kuyumcu kalıpçılığı olması nedeniyle bu işyerinde çalışanların yasal olarak emniyet veya başkaca kuruluşa bildirilme zorunluluklarının olup olmadığı araştırılmalı, bildirilme zorunluluğunun tespiti halinde davacının dava konusu dönemde kimlik bilgilerinin bildirilip bildirilmediği araştırılmalı ve tespit edilen çalışmaların başlangıç ve bitiş tarihleri ile sürelerine hükümde yer vererek, infazda tereddüte yol açmayacak şekilde bir karar verilmelidir.

Mahkemece, davalı işverence eksik bildirilen sürelerin tespitinde, “01.01.1997-20.02.1997 arası 30 gün günlük 0,72 TL kazançla” denildikten sonra ardından bu defa “01.01.1997-30.04.1997 arası 30 gün günlk 0,85 TL kazançla” denilmek suretiyle mükerrer tespitte bulunulmuş olması isabetsizdir.

Mahkemece, hükümde davacının 01.12.1996-31.12.2009 tarihleri arasında ayrı ayrı belirtilen dönemlerde kurum taban ücretleri altında kalmamak kaydıyla asgari ücretle,çalıştığının tespitine karar verilmişse de bazı dönemlerde belirtilen günlük ücretlerin asgari ücret üzerinde belirlenmiş olması da isabetsizdir.

Davalı …’in davanın açılmasından sonra yargılama devam ederken 14.11.2015 tarihinde vefat ettiği, mahkemece, 15.11.2016 tarihinde vefat eden kişi hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.

Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde MK 27/1 inci maddesi gereğince ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölü kişi adına hüküm kurulamaz. Yalnız öleni ilgilendiren yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar tarafın ölümü ile konusuz kalır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir. Borçlar Kanunu’nun 397 nci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 513 üncü) maddesi hükmüne göre; aksi sözleşmeden ve işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi son bulur. Bu nedenle somut olayda; ölü kişinin karar başlığında yer alması, ölü kişi adına hüküm kurulmuş olması hatalıdır.

Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen davalı … adına vekalet ücretine hükmedilmesi öte yandan kendisini aynı vekille temsil ettiren davalılar …, …, … ve … adına vekalet ücretine hükmedilmemesi de hatalıdır….” şeklinde bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Bozma ilamı sonrasında mahkememizce iddiaya ilişkin tespit olunan tanıkların beyanları alınmıştır. Tanıklar …, …,……. davacının iddialarına dair dinlenilmiştir. Bozma ilamı öncesinde ise tanıklar …., …ve … beyanda bulunmuşlardır. Tanıklardan … davacının 1996 yılında işe başladığını, 2014 yılına kadar beraber çalıştıklarını, davacının bir dönem askerlik dolayısıyla işe ara verdiğini ifade etmiştir. Bu tanığın … 22. İş Mahkemesinin 2013/574 esas 2014/103 karar sayılı ilamı ile beyanda bulunduğu döneme ilişkin beyanlarını teyit eden hizmet süresinin tespitine karar verilmiştir. Bu tanığın anlatımlarını doğrular nitelikte olan diğer tanıkların anlatımlarının da davacının tespit iddiasını ortaya koyduğu görülmüştür. Tüm tanıkların anlatımları ve anlatımlarını teyit eden hizmet süreleri ve vergi kayıtları itibariyle davacının iddiasının ispatlandığı kanaatine varılmıştır. Uyuşmazlık konusu döneme ilişkin usuli kazanılmış haklar, davacının hizmetinin kısmen bildirildiği dönemler, davacının askerlik dönemi dışlanmak suretiyle tespite konu dönemde bildirimsiz kalan süreler açısından istemin kabulü gerekmiştir…” gerekçesiyle,
Davacının davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine,
a-Davacının davalı işyerindeki çalışmalarının bildiriminin yapıldığı 01.12.1996 tarihinden önceki döneme dair talebinin reddine,
b-Davacının 01.12.1996-01.04.2014 tarihleri arasında … sicil sayılı davalı işyerinde kesintisiz ve sürekli ayda 30 gün esasıyla kurum taban ücretleri altında kalmamak kaydıyla asgari ücretle, davacının askerlik 25.05.1998-25.11.1999 tarihleri arası ile askere gitmesinden önceki ve askerden dönüşten sonraki 15 günlük süreler hariç olmak üzere tespiti mümkün sürelerin;
01.12.1996 – 31.12.1996 tarihleri arasında 15 gün,
01.01.1997 – 20.02.1997 tarihleri arasında 30 gün,
01.03.1997 – 30.04.1997 tarihleri arasında 30 gün,
01.05.1997 – 30.06 1997 tarihleri arasında 30 gün,
01.07.1997 – 31.08.1997 tarihleri arasında 30 gün,
01.09.1997 – 31.12.1997 tarihleri arasında 60 gün,
01.01.1998 – 30.04.1998 tarihleri arasında 60 gün,
01 05.1998 – 15.05.1998 tarihleri arasında 14 gün,
01.12.1999 – 31.12.1999 tarihleri arasında 21 gün,
01.01.2000 – 29.03.2000 tarihleri arasında 89 gün,
01.09.2000 – 31.12.2000 tarihleri arasında 110 gün,
01.01.2001 – 31.03.2001 tarihleri arasında 15 gün,
01.04.2001 – 30.04.2001 tarihleri arasında 15 gün,
01.09.2001 – 31.12 2001 tarihleri arasında 89 gün,
01.01.2002 – 30.04.2002 tarihleri arasında 120 gün,
01.05.2002 – 30.06.2002 tarihleri arasında 30 gün,
01.07.2002 – 31.08.2002 tarihleri arasında 32 gün,
01.09.2002 – 31.12.2002 tarihleri arasında 50 gün,
01.01.2003 – 31.03 2003 tarihleri arasında 90 gün,
01.04.2003 – 30.04.2003 tarihleri arasında 30 gün,
01.05.2003 – 30.06.2003 tarihleri arasında 60 gün,
01.07.2003 – 01.09.2003 tarihleri arasında 61 gün,
01.01.2004 – 30.04.2004 tarihleri arasında 98 gün,
01.05.2004 – 30.06.2004 tarihleri arasında 60 gün,
01.07.2004 – 31.08.2004 tarihleri arasrnda 60 gün,
01.09.2004 – 31.12.2004 tarihleri arasında 98 gün,
01.05.2005 – 30.06.2005 tarihleri arasında 60 gün,
01.03.2007 – 30.06.2007 tarihleri arasında 60 gün,
01.07.2007 – 31.12.2007 tarihleri arasında 90 gün,
01.01.2008 – 30.06.2008 tarihleri arasında 90 gün,
01.07.2008 – 31.12.2008 tarihleri arasında 90 gün,
01.01.2009 – 30.06.2009 tarihleri arasında 90 gün,
01.07.2009-31.12.2009 tarihleri arasında 90 gün, olmak üzere toplam 1967 gün daha sigortalılığının tespitine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, davacılar murisinin çalışma olgusunun ispat edilemediğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile

2. 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.