Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2556 E. 2023/6961 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2556
KARAR NO : 2023/6961
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/434 E., 2021/171 K.
KARAR : Red

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketlerin 29.03.2012 tarihinde dava dışı idare DSİ Genel Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılan Afşar Barajı inşaatı işini ortaklık olarak aldıklarını, müvekkillerinin yer tesliminden itibaren … ilinde şantiye kurarak çalışmalarına devam ettiklerini, müvekkili firmalar tarafından oluşturulan adi ortaklığa ait işyeri sicil numarası altında müvekkili firmaların haber ve bilgisi olmadan alt işverenlik açılarak SGK prim tahakkuku yapıldığının öğrenildiğini, alt taşeron kaydının açılabilmesi için taraflar arasında sözleşme bulunması gerektiğini, ancak müvekkili ile arasında sözleşme bulunmayan bir firmaya davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen prim borçlarının hiçbir bildirim yapılmadan müvekkillerine ait işyeri sicil numarasına eklenmesinin kabul edilemeyeceğini, davalı kurumun müvekkillerinin işvereni olan DSİ’ye eklenilen prim borcunun hak edişten kesilmesi için başvuruda da bulunduğunu, davalı kurum tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kurum tarafından yapılan işlemin usul ve yasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde, kurumca yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Diğer davalı tasfiye halinde Sakmuk Mak. Loj. A.Ş. adına davaya cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.07.2016 tarihli ve 2016/195 Esas 2016/318 sayılı kararıyla davanın kabulü ile davalı SGK … İl Müdürlüğü’nün 23.03.2016 tarih ve 4.514.039 sayılı davacı ortaklığa yönelik hak edişten kesinti yapılmasına dair işleminin iptaline, karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 10.04.2019 tarih ve 2016/16196 Esas 2019/3258 Karar sayılı bozma ilamında; “…baraj inşaat işinin yapım aşamalarından biri olan hafriyat ve nakliye işi yapılan asıl işin bir bölümüdür. Dolayısıyla davacı asıl işverenler, alt işverenleri konumunda olan dava dışı Sakmuk Makine Lojistik San. Tic. A.Ş.’nin prim borcundan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklardır.

Ayrıca, davaya konu Kurum işleminde belirtilen prim borcunun tahsilinde, 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinde öngörülen prosedürün uygulama olanağı da bulunmamaktadır.

Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi…” gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

Ayrıca, davaya konu Kurum işleminde belirtilen prim borcunun tahsilinde, 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinde öngörülen prosedürün uygulama olanağı da bulunmamaktadır.

Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi…” gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, davaya konu Kurum işleminde belirtilen prim borcunun tahsilinde 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinde öngörülen prosedürün uygulama olanağının bulunmadığı ve baraj inşaat işinin yapım aşamalarından biri olan hafriyat ve nakliye işinin yapılan asıl işin bir bölümü olduğu, dolayısıyla davacı asıl işverenler, alt işverenleri konumunda olan dava dışı Sakmuk Makine Lojistik San. Tic. A.Ş.’nin prim borcundan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilmekle…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, müvekkil şirketleri tarafından oluşturulan adi ortaklığa ait iş yeri sicil numarası altında müvekkil şirketlerin haber ve bilgisi olmadan alt işverenlik açıldığı ve SGK prim tahakkuku yapıldığını, bu hususun SGK sistemi üzerinden şans eseri öğrenildiğini, alt taşeron kaydının açılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerektiği ancak davacı şirketler ile dahili davalı Sakmuk Makine ile aralarında herhangi bir taşeron sözleşmesi bulunmadığını bu nedenle dahili davalı Sakmuk Makine’nin prim borcundan dolayı davacı şirketlerin sorumluluğu bulunmadığını belirterek kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile

2. 5510 sayılı Kanun 87 nci maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ilgililerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.