Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2531 E. 2023/2666 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2531
KARAR NO : 2023/2666
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/4 E., 2022/599 K.


KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen prime esas kazanç tutarının tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait iş yerinde 17.04.2006-29.05.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini, fesih nedeni olarak SGK primlerinin eksik yatırılmasının belirtildiğini, işçilik alacaklarının tahsili amacı ile açılan … Anadolu 4. İş mahkemesi’nin 2009/556 E. 2012/4 K. sayılı dosyasında davacının işten ayrıldığı tarih itibari ile aylık net 940,00 TL brüt 1311,93 TL ücretle çalıştığının hüküm altına alındığını, davalı şirketin davacının maaşını aylık net 549,95 TL brüt 697,84 TL üzerinden kuruma bildirdiğini, mahkeme kararına rağmen aradaki farkın SGK’ya yatırılmadığını, davacının mağdur olduğunu, neticede davalının eksi yatırdığı SGK primlerinin hesaplanarak yasal faizi ile birlikte SGK’ya yatırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddine karar verilmesini özet olarak talep etmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.12.2015 tarihli ve 2014/266 E., 2015/629 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalı işveren yanında çalışmış olduğu süre içerisinde 2009 yılı mayıs ayında 27 günlük prime esas kazanç tutarının brüt 1.180,73 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nin (kapatılan) 19.10.2017 tarihli, 2016/5932 Esas ve 2017/8063 Karar sayılı ilamı ile;
“Somut olayda, davacının davalı işyerindeki görevinin her türlü şüpheden uzak bir biçimde belirlenmeden, kesinleşmiş işçilik alacağı dava dosyasında yer alan kayıt ve belgelerin ücret tespiti davasında tek başına esas teşkil edemeyeceği gözetilmeden kurulan hüküm hatalı olmuştur. Öte yandan Mahkemece davacının gerçekten davalı nezdinde nitelikli işçi olarak çalıştığının tespit edilmesi halinde hükümde kabul edilen son hizmet ayı ücretinin asgari ücrete oranlamak suretiyle asgari ücretin kaç katı olduğu belirlenerek bulunan asgari ücretin katı üzerinden davacının reddolunan hizmet dönemi yönünden de almış olduğu ücretlerin her bir ay için hesaplanılarak tespit edilmesi gerekir iken yazılı şekilde kurulan hüküm hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, ihtilaf konusu dönem bordrolarında kayıtlı diğer işçilerin beyanına başvurmak, işverenin yaptığı bildirimler ile çalışan işçilerin niteliklerini de karşılaştırarak, işverenin çalıştırdığı işçilerin kıdem ve pozisyonuna göre gerçek ücreti üzerinden bildirilip bildirilmediği üzerinde durmak, davacının eğitim durumunu, asgari ücret ile çalışması olağan olmayan nitelikli bir işçi olup olmadığını, nitelikli bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığını belirlemek, asgari ücretle çalışmasının olağan olmadığı belirlendiği takdirde Mahkemece hükümde tespitine karar verilen son hizmet ayı ücretinin, asgari ücretin kaç katı olduğu belirlenerek, bu kat üzerinden talep edilen diğer hizmet dönemi yönünden almış olduğu ücretlerin her bir ay için hesaplanılarak çıkacak sonuca göre karar bir vermekten ibarettir” denilmek suretiyle eksik inceleme ve araştırma sonucu kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda tüm dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay bozma ilamı ve sonrasında dinlenilen tanıkların beyanları doğrultusunda davacının kıdemi ve yaptığı işin niteliği dikkate alınarak çalışmasının geçtiği ilgili dönemde davalı işyeri tarafından kuruma bildirilen ücret miktarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve kurum kayıtlarının bilirkişi raporundaki hesaplama ve tespitler doğrultusunda düzeltilmesi gerektiğine kanaat getirildiği gerekçesiyle,

“Davacının, davalı işyerinde;
28.04.2006 tarihinden 31.12.2006 tarihine kadar günlük 34,87 TL ücretle
01.01.2007 tarihinden 30.06.2007 tarihine kadar günlük 36,93 TL ücretle
01.07.2007 tarihinden 31.12.2007 tarihine kadar günlük 38,41 TL ücretle
01.01.2008 tarihinden 30.06.2008 tarihine kadar günlük 39,95 TL ücretle
01.07.2008 tarihinden 31.12.2008 tarihine kadar günlük 41,94 TL ücretle
01.01.2009 tarihinden 27.05.2009 tarihine kadar günlük 43,73 TL ücretle çalıştığının tespitine,” şeklinde karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Sigortam. Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, Yargıtay’ın bozma ilamı ile sadece davacının nitelikli işçi olduğu, nitelikli işte çalıştırıldığı ve asgari ücretle çalışmasının olağan olmadığının anlaşılması halinde bozma konusu karardaki son ay ücretinin asgari ücrete oranlanarak hesap yapılması gerektiğini belirttiği, Yerel Mahkemece bilirkişinin davacının nitelikli çalışan olduğu varsayımıyla yapmış olduğu hesaplamaya göre karar verildiğini, Mahkekemenin var olmayan bir durum için hesap yaparak karar vermesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtay içtihatlarına göre dava konusu talepler bakımından salt tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulamayacağını, Kurum’a karşı açılan davaların gerek 5510 sayılı Kanun, sair mevzuat ve gerekse Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca kamu düzeninden olup her türlü iddianın re’sen ve hassasiyetle araştırılması gerektiğini, davacının davasını tam ve hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlayamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 506 sayılı Kanun’un 77/1 inci ve 5510 sayılı Kanun’un 80 inci maddeleri hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. Mahkemenin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.