Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/246 E. 2023/2818 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/246
KARAR NO : 2023/2818
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1333 E., 2022/2240 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 16. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/4 E., 2021/86 K.

Taraflar arasındaki 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık tespiti ile 7256 sayılı yapılandırma yasasından faydalandırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı SGK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, Bağ-Kur’a kayıt ve tescilinin 1479 sayılı Kanun kapsamında 04.10.2000 tarihi itibariyle yapıldığını, ilk Bağ-Kur prim ödemesinin 01.10.2001 tarihli olduğunu, 25.01.1995 tarihinden itibaren … Mühendislik Mim. Müh. Müşavirlik İnş. Yat. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ortağı olması sebebiyle oda kaydının bulunduğunu, şirket ortaklığından ayrıldığı 09.09.2013 tarihine kadar kaydının devam ettiğini, 01.10.2001 tarihinde kayıt ve tescilinin yapılması için Kuruma başvurulduğunu, Kurumca kayıt ve tescilinin oda ve vergi kaydının başladığı 25.01.1995 tarihi itibariyle yapılması gerekirken 619 sayılı KHK gerekçe gösterilerek 04.10.2000 tarihi itibariyle yapıldığını, oysa ki 619 sayılı KHK’nın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini ve yeni yasal düzenlemenin 02.08.2003 tarihinde 4956 sayılı yasa ile yapıldığını, 24.12.2020 tarihinde davacının kuruma başvururarak, 25.01.1995 tarihi itibariyle tescilinin yapılması, 25.01.1995-03.10.2000 tarihleri arasındaki dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılması ve 25.01.1995-04.10.2000 tarihleri arasındaki Bağ-Kur prim borcunun peşin olarak ödenmek istediğini, Kurum tarafından taleplerinin reddedildiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacının 23.01.1995-03.10.2000 tarihleri arasındaki dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun tespitine, 23.01.1995-04.10.2000 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Bağ-Kur prim borçlarının 7256 sayılı yasa kapsamında yapılandırılmasına karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı, hak düşürücü süre, derdestlik, husumet, görev ve yetki itirazları yanında, Kurum işleminde bir hata olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davanın, davacının, 23.01.1995-03.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı olup olmadığının ve 7256 sayılı yapılandırma yasasından yararlanması gerekip gerekmediğinin tespitine ilişkin olduğu, 4956 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihinden önceki tarihte Kuruma tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Kanun kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanların, 20.04.1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22.03.1985 tarihinden itibaren de esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilecekleri, somut olayda, davacının Bağ-Kur girişinin 09.08.2001 tarihinde kurum kayıtlarına alınan giriş bildirgesine dayanılarak yapıldığı, 23.01.1995-03.10.2000 tarihleri arasında şirket ortaklığının bulunduğu, ilgili şirketin 23.01.1995 tarihinden itibaren dava konusu dönemde faal olması karşısında, 1479 sayılı Kanun’un geçici 18 inci maddesi gereğince sigortalılığının 04.10.2000 tarihinde başlatılması yönündeki Kurum işleminin doğru olmadığı, davacının talebe göre 23.01.1995-03.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı kabul edilmesi gerektiği, ayrıca dava tarihine göre talep süresi ve talebin konusuna göre 7256 sayılı Yasa gereğince yapılandırma hakkından yararlanması gerektiği kanaati ile davanın kabulü ile; davacının 23.01.1995 – 03.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 7256 sayılı yapılandırma Yasası’ndan yararlanması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
Davalı SGK Vekilinin İstinaf Sebepleri
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde; Kurum işlemlerinde herhangi bir hata bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, davacının 22.08.2001 tarihli Bağ-Kur giriş bildirgesinin bulunduğu, Kurum’ca 04.10.2000 tarihi itibariyle Bağ-kur sigortalısı olarak tescil olunduğu, davacının 23.01.1995 tarihinden devam eden limited şirket ortaklığının bulunduğu, Bağ-kur sigortalılığının geçici 18 inci maddenin yürürlüğünden önce tescil edilmesi nedeniyle 23.01.1995 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur sigortalısı olması ve 01.12.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7256 sayılı Kanunun kapsamında yapılandırma hakkı bulunup, 24.12.2020 tarihinde prim borçlarını yapılandırma talebinde bulunması karşısında kararın vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK Vekilinin Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık tespiti ile 7256 sayılı yapılandırma yasasından yararlanması gerektiğinin tespitine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanun’un 24, 25 inci ve geçici 18 inci maddeleri.

3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalı SGK vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.