YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2404
KARAR NO : 2023/2671
KARAR TARİHİ : 16.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3062 E., 2022/3772 K.
…
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/366 E., 2022/342 K.
Taraflar arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Kurumun usul ve yasalara aykırı işleminin iptaline ve müvekkilin 01.09.1994 – 21.01.2020 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu beyan ederek haksız ve yersiz olarak açılmış davanın usulden reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, davacı …’nün 01.01.1999-31.05.2002 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kısmen red kararının hatalı olduğunu, davacının 2020 yılına kadar tarım faaliyetinin devam ettiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın kamu düzenini ilgilendirdiğini ancak kesin delillerle ispatı gerektiğini, Kurum işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “… davacının teslim ettiği tütün bedellerinden 01.01.1999-31.05.2002 tarihleri arasında Bağ-Kur prim tevkifatı yapıldığı Kurumlardan gelen çizelge ile sabittir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.02.2017 tarih, 2015/10-1283 Esas ve 2017/242 Karar sayılı ilamında da benimsendiği üzere dava dışı özel kuruluşlara teslim edilen ürün bedellerinden tevkifat yolu ile yapılan prim kesintisinin Kuruma intikalinin takip görevinin Kurumun müfettişlerinin ve denetim memurlarının görevinde kaldığı, davacının teslim ettiği ürünlerden kesilen Bağ-Kur priminin Kuruma intikal edip etmemesinin davacının sorumluluğu kapsamında olmadığı, bu nedenle geçerli bir prim kesintisinin bulunduğu anlaşıldığından, söz konusu tevkifatın davacıya sigortalılık hakkı kazandırdığının kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı yerindedir. Fazlaya ilişkin tespit ve tescil talepleri yönünden ise davacının tarımsal faaliyetine karine oluşturabilecek resmi nitelikte bir kayıt saptanamamıştır. Bu dönem yönünden davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı da yerindedir.
Açıklamalar itibariyle; dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-1 nci maddesi uyarınca davacı vekili ile davalı Kurumun vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesine dayalı olarak;
“Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle Denizli 4. İş Mahkemesi 2021/366 Esas 2022/342 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 nci maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, ” karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili sunmuş olduğu temyiz dilekçesi ile davacının kesintisiz olarak tarımsal faaliyette bulunduğunun tanık anlatımları, ziraat odası kaydı, tapu kayıtları ve dosya kapsamındaki tüm deliller ile sabit olduğunu, davacının uzun yıllar kesintisiz olarak tarımla geçimini sağladığını, tevkifat yapılan dönem dışında da tarımsal faaliyette uğraştığını ispat eden kişinin tarım bağkurlu olduğunun kabulünün gerektiğini beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu temyiz dilekçesi ile Kurum işleminin uygun olduğunu özetle beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının belirlenmesi konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 5510 sayılı Kanun’un Geçici 7 nci maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanun’un 2, 3 6, 9 ve 10 uncu maddeleri hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…