Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/238 E. 2023/2755 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/238
KARAR NO : 2023/2755
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … Anadolu 20. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esasdan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, 21.05.1996 tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğunu, 04.10.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun’a bağlı olarak Bağ-Kur sigortalılığının tescilinin yapıldığını, 21.05.1996 tarihinden itibaren … Ticaret Sicil Müdürlüğünde Oda Kaydının bulunduğunu, sonrasında verdiği açıklayıcı beyan dilekçesi ile de 01.04.1996-31.01.2011 tarihleri arasında mükellefiyet kaydının bulunduğunu, buna rağmen Bağ-Kur tescilinin 21.05.1996 olarak yapılmadığını, 3165 sayılı Kanun ile mükellefiyet başlangıcının sigortalı sayılmak için yeterli olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 04.02.2009 tarih ve 2009/52 Kararının bu yönde olduğunu,sigortalılık tescil tarihinin oda kaydı başlangıç tarihi olan 21.05.1996 tarihinden tespit edilmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, davacının 21.05.1996 tarih itibari ile Bağ-Kurlu sayılmasının tespitine karar verilmesini istediğini, davacının 05.05.1992-31.12.1995 tarihleri arasında Göztepe Vergi Dairesindeki kaydına rastlanılmış ise de Bağ-Kur giriş bildirgesini 10.04.2002 tarihinde Kuruma verdiği ve 619 sayılı yasa gereği 04.10.2000 tarihinden Bağ-Kur girişinin yapıldığını, 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının b bendi kapsamında sigortalılık tescilinin ve davalı kuruma başvurusunun bulunmadığını, 1479 sayılı Kanun’a eklenen ve 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 18 inci madde uyarınca 04.10.2000 tarihinden önce kuruma kayıt ve tescili bulunmayan sigortalıların sigortalılıkları 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağından, bu kapsamda 04.10.2000 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescilli bulunmayan davacının sigortalılığının anılan tarihten başlayacağını, öte yandan davacının Geçici 18 inci maddenin 2 nci cümlesinde öngörülen ve 04.10.2000 tarihi öncesi döneme ait vergi kaydı bulunan dönemler için borçlanma imkanı sağlayan hükmünden yararlanmak için maddede belirtilen süre içinde Kuruma müracaatı bulunmadığından süresinde borçlanma talebinde bulunmayan davacının geriye dönük olarak vergiye kayıtlı olduğu süreleri borçlanması ve buna dayalı olarak sigortalılığının tespitine de yasaca olanak bulunmadığını, söz konusu yasal düzenlemeler çerçevesinde davacının yasada belirtilen süreler içerisinde tescil talebinin olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; … Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi’nin 2018/1290 Esas, 2019/626 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davacının talebini açıklamasına yönelik mahkememizce verilen süre içerisinde sunulan 06.11.2019 tarihli dilekçede yer alan 21.05.1996 ile 04.10.2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi yönündeki talep doğrultusunda gerek davacının 06.11.2019 tarihli dilekçesinde yer alan talebi, gerek 25.11.2020 tarihli bilirkişi ek raporu, gerek ticaret odası kayıtları, gerek kurum kayıtları gerekse davacıya ait vergi mükellefiyet kayıtları bir arada değerlendirilmekle, davacının bağkur hizmet dökümü dosya arasına alınmakla 04.10.2000 tarihinden bu yana Bağ-Kur hizmet bildiriminin bulunduğu görülmüştür. Davacının ortağı olduğu …Elektrik Gıda Mad. ve Kuaför Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin … Ticaret Odasına kaydının 15.05.1996 olduğu, 08.08.2001-02.08.2003 tarihleri arasında Bağ-Kur’da oluşan ara dönem içerisinde Bağ-Kur’a giriş bildirgesinin 10.04.2002 tarih ve 35133 varide numarası ile gerçekleştiği, 0885670574 Bağ-Kur numarası aldığı, 2002 tarihinde borçlanma talebinde bulunduğu, 23.05.2011 tarihinde durdurulan Bağ-Kur sigortalılığının ihyası için talepte bulunduğu ve 6111 sayılı Kanun gereği yapılandırma primlerine ait ödeme planı oluşturulduğu davacının yapılandırılan borçlarına ilişkin 2006 tarihinden itibaren prim ödemelerinin bulunduğu, görüldüğünden, davacının geriye dönük olarak vergiye kayıtlı olduğu buna göre davacının talebi doğrultusunda 21.05.1996 ile 04.10.2000 tarihleri arasında bağkur hizmet tespitinin yapılabileceği yönünde değerlendirme yapılmış davanın kabulüne, davacının Bağ-Kur sigortalılık başlangıç tarihinin 21.05.1996 olduğunun tespitine karar verilmiştir. HMK’nın 305 inci madde kapsamında aynı mahkemece verilen 13.07.2021 tarihli ek karar ile de davacı tarafından davalı Kurum aleyhine açılan tespit (Bağ-Kur) davasının kabulü ile davacı 21.05.1996 ile 04.10.2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kurum vekili, davacının 05.05.1992-31.12.1995 tarihleri arasında Göztepe Vergi Dairesindeki kaydına rastlanılmış isede, Bağ-Kur giriş bildirgesini 10.04.2002 tarihinde müvekkil kuruma verdiği ve 4/b tescil işleminin o tarihte yürürlükte olan 619 sayılı Kanun gereği 04.10.2000 tarihinden itibaren yapıldığı, 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının b bendi kapsamında 04.10.2000 tarihinden önce sigortalılık tescilinin ve müvekkil kuruma başvurusunun bulunmadığı gerekçeleriyle kararın istinaf yoluyla incelenerek ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; yapılan inceleme neticesinde mahkemenin 13.07.2021 tarihli Ek Kararının HMK’nın 305 a maddesine uygun olduğu görülmekle, İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla … Anadolu 20. İş Mahkemesinin 21.04.2021 tarih, 2019/216 Esas-2021/200 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b-1 maddesi gereğince esasdan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kurum vekili, istinaf dilekçesi ile birebir aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 21.05.1996-04.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanun’un 24, 25, 26 ıncı maddeleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalı kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.