Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2292 E. 2023/2972 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2292
KARAR NO : 2023/2972
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 12. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki hizmet ve prime esas kazancın tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirkette 24.07.2012-09.09.2013 ve 31.03.2014-07.11.2015 tarihleri arasında sigortalı çalıştığının ve müvekkilinin son maaşının net 1.650.00 TL olarak ödendiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1-Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili şirket bünyesinde 09.09.2013 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının müvekkili şirket bünyesinde satış elemanı olarak çalıştığını ve yapmış olduğu işin fazla mesleki veya teknik bir bilgi gerektirmeyen ve kolayca ikame personel bulunabilecek bir iş olması nedeniyle asgari ücretin üzerinde bir ücret ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının almış olduğu gerçek ücretin bordrolarda ve SGK kayıtlarında gösterilen ücret olduğunu, bu kayıtların aksini iddia eden davacının bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

2-Fer’i Müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının 4-a kapsamında ilk işe giriş tarihinin 01.09.1987 olduğunu ve … sicil nosu ile tescil kaydının yapıldığını, davacının diğer davalı işveren tarafından bildirilen prime esas ücretlerinin ve bildirilmiş günlerinin hizmet cetvelinde görüldüğü gibi olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı …’ın, … sicil numaralı davalı … Ayakkabı Deri Teks. Ürün. İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ne ait “ayakkabı ve çanta satışı ” işi işyerinde 24.07.2012 – 08.09.2013 ve 31.03.2014 – 13.10.2014 tarihleri arasında çalışma iddiasını kanıtlayan herhangi bir bilgi belge bulunmadığından kabulünün mümkün olmadığı, 14.10.2014-07.11.2015 döneminde (yazılı belge bulunduğundan) hizmet akdine istinaden asgari ücret ile 384 gün çalıştığı bu çalışmasının SGK’na bildirilmediği sonuç ve kanaatine varılmakla davacının davasının kısmen kabulüne, davacının 1287917.35 sicil numaralı davalı … ayakkabı …Tekstil ürünleri İnşaat Sanayi Tic Ltd Şti’ne ait “ayakkabı ve çanta işi” işyerinde 14.10.2014 – 07.11.2015 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden asgari ücretle 384 gün çalıştığı, 384 günlük çalışmasının kuruma bildirilmediğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ücretine yönelik verilen kararı kabul etmediklerini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında tanık beyanları ile SGK hizmet döküm tarihleri arasındaki tutarsızlıkların göz ardı edilerek eksik inceleme yapıldığını, tanıkların işveren baskısı ve işlerine son verilme korkusu ile çelişkili beyanlarda bulunduklarını, tanık beyanları, dosya sunulan fotoğraf ve fişlerle sabit olduğu üzere müvekkilinin 2012 yıllarında ve 2014/3-2014/10 ayları arasında çalışması bulunduğu, emsal ücret araştırması yapılmaksızın ve çelişkili tanık beyanlarına dayalı olarak müvekkilinin Kurum kayıtlarında görünen son ücret ile çalıştığının tespitine ilişkin verilen kararın bozulması gerektiğini beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde; davacının 384 gün sigortasız çalışma iddiasının tespitinin gerçeklikle bağdaşmadığını, müvekkili firmanın işçilerine reyon fişi ayırmadığını reyon fişlerinin boş bir şekilde bulunduğunu ve işçiler tarafından istenildiği gibi doldurulduğunu, davacı tarafından işyerinden alınan reyon fişlerinin davacı tarafından doldurulduğunu, davacının kendisinin oluşturduğu delilin çalışma iddiasına esas alınmasının mümkün olmadığını, gerekçeli kararda bahsedilen sözleşmelerde davacının müşteri konumunda olduğunu, bu sözleşmelerin iş akdiyle bir ilgisi bulunmadığını beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

3.Fer’i müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde; hak düşürücü sürenin geçtiğini, kamu düzenine ilişkin davada, re’sen araştırma ilkesi kapsamında, davacının iddialarının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispatlanması gerektiğini, salt çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, davanın reddi gerektiğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “dosyaya sunulan satış sözleşmelerinde davacının satış elamanı olarak belirtildiği, reyon fişleri ve yargılama aşamasında dinlenen bordro tanıklarının beyanları ile imzalı ücret bordrolarının aksinin, prime esas kazanç tutarı iddiasının yazılı delille ispatlanamadığı dikkate alındığında, mahkeme kararının yerinde olduğu,” gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Temyiz eden taraf vekilleri istinaf dilekçesi ile aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet ve prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun 77 nci, 79 uncu, 80 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2-Dava, 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddenin 10 uncu fıkrası ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86 ıncı maddenin 9 uncu fıkrası uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”

Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.

3-Davanın Yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanun’un “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77 nci maddesinin 1 inci fıkrası ile 5510 sayılı Kanun’un “Prime esas kazançlar” başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddenin 10 uncu fıkrası ve 5510 sayıl Kanun’un 86 ıncı maddenin 9 uncu fıkralarına dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan hükümde ayrıca 77 ve 80 inci maddelerine göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288 inci maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289 uncu maddesinde, 288 inci madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292 nci maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202 nci maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.

Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10 – 480 E., 2010/523 K., 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 E., 2010/524 K., 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 E., 2010/525 K., 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 E., 2011/649 K., 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 E., 2013/850 K., sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ile dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgililerden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.