Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/2221 E. 2023/2384 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2221
KARAR NO : 2023/2384
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1984 E., 2022/2242 K.
TASFİYE MEMURU : … vekili Avukat …
FERİ MÜDAHİL : … vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 02.05.2016
KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 12. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/228 E., 2020/251 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, davacının 03.03.1997 – 25.05.2004 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz çalışmasına rağmen, kuruma eksik bildirilen hizmetlerinin tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı ile feri müdahil Kurum vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince,
“”Davacının davasının kabulüne;
Davacının davalı iş veren … Tarım Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait … sicil sayılı iş yerinde 03.03.1997-25.05.2004 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 2604 gün çalıştığı, 43 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, 2561 günlük çalışmasının kuruma bildirilmediğinin tespitine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde fer’i müdahil Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Fer’i müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel Mahkeme tarafından hatalı bilirkişi raporu dayanak alınarak hüküm kurulduğunu, davacının iddialarını yazılı belgelerle ispat edemediğini, davacı tanıklarının beyanlarının davanın kabulü için yeterli olmadığını, Kurum aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince,
“Fer’i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüyle;
… 12. İş Mahkemesi’nin, 04.09.2020 tarihli, 2016/228 E, 2020/251 K. sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca kaldırılmasına,

Davanın kısmen kabulü ile;
Davacının, davalı şirket adına kayıtlı 321324,35 sicil sayılı işyerinde 01.04.2004 – 25.05.2004 tarihleri arasında, 55 gün çalıştığının, 43 günün fer’i müdahil SGK Başkanlığı’na bildirildiğinin, 12 gün asgari ücrete tabi çalışmasının feri müdahil SGK Başkanlığı’na bildirilmediğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ile fer’i müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı … vekili istinaf sebeplerini tekrarla, emsal HGK kararı gereği hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiği,

Fer’i müdahil SGK Başkanlığı vekili istinaf sebeplerini tekrarla, kabulüne karar verilen 12 günlük hizmetin de hak düşürücü süreden reddi gerektiği, mahkemece eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı şirkette geçen ve kuruma bildirilmeyen eksik hizmet sürelerinin tespiti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı madde hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı … ve fer’i müdahil SGK Bşk. vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının ilgilisinden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Üye …’ın muhalefetine karşı, Başkan … ile Üyeler …, …, …’nın oyları ve oyçokluğuyla,

13.03.2023 tarihinde karar verildi.

(M)

KARŞI OY

Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmaların tespitine ilişkin dava şartları, 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu maddesinde belirtilmiştir. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte belirtilen belgelerin işveren tarafından kuruma verilmemiş olması ya da çalışmaların Kurum tarafından saptanmaması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması şeklinde ifade edilmiştir. Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasından kaynaklanmaktadır.

Bildirimsiz kalan sigortalı çalışmaların tespiti davalarının, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Bu sürenin hak düşürücü bir süre olduğu Yargıtay’ın yerleşmiş, oturmuş görüşlerindendir.

506 sayılı Kanun’un 79/1 maddesinde açıkça, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde, işveren tarafından Kuruma verilmesi gereken belgeler;    işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. olarak belirtilmiştir. Bu belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmesi veya Kurum tarafından fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.

Kesintili çalışma halinde de, yukarıda açıklanan hususlar her bir çalışma dönemi açısından geçerli olacaktır.

Yönetmelikte belirtilen işe giriş bildirgesinin, sigortalı işe alınır alınmaz düzenlenerek Kuruma verilmesi gerekirken, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, çalışmaya başlandıktan bir süre sonra    verildiği sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle işe giriş bildirgesinden önceki çalışmalar, işe giriş bildirgesi sonrasında da kesintisiz olarak devam etmiş ise; başka bir anlatımla blok bir çalışma dönemi varsa bu dönem içerisinde işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesi halinde hak düşürücü süreden söz edilmeyecektir. Zira işe giriş bildirgesi verilmekle sigortalının çalışmasından Kurum haberdar olduğundan, artık gerekli denetimleri yapmak sigortalının sigortalı    hizmetlerinin eksiksiz bildirilmesini sağlamak Kurum sorumluluğundadır. Denetim görevini yapmayan Kurum’un kendi kusurundan yaralaması düşünülemez.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2003 gün ve 2003/21-44-98, 23.04.2004/21-369-371    27.02.2008 gün ve 2008/21-163-207, 14.11.2012 gün ve 2012/21-735-795 ve 2017/21-2177-2019/836 Esas ve Karar sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.

Somut olayda da, davacının çalışmalarının talep edilen dönemde blok halinde geçtiği ispat edilirse hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağından öncelikle bu hususun araştırılması dönem bordrosunda ismi geçen tanıkların dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yönünde araştırma bozması yapılması gerekirken; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair kararın onanması yönündeki    Sayın çoğunluğun kararına katılınmamıştır.

.