YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2157
KARAR NO : 2023/1657
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2556 E., 2022/808 K.
…
HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/135 E., 2021/63 K.
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin yurtdışında bulunduğu Amerika Birleşik Devletlerinde, 2019 Temmuz ayında yürürlüğe giren yurtdışı borçlanması ile ilgili değişiklikten önce 31.07.2019 tarihine kadar yurtdışı borçlanması hakkından yaralanmak için New York Başkonsolosluğa giderek bilgi aldığını, Konsolosluğunun verdiği belgeyi ve hüviyet fotokopisini kuruma Temmuz 2019 ayında gönderildiğini, 08.01.2020 tarihli yazı ile borçlanma talep dilekçesi gönderilmemiş olması nedeni ile herhangi bir işlem yapılmadığını, bu nedenle Kuruma 16.01.2020 tarihinde yazı yazılarak yeniden belgeler gönderilerek borçlanma tahakkuk cetveli gönderilmesi istenildiğini ve olumlu bir cevap alınamadığını, müvekkilinin Amerika’da yaşadığını, konsolosluktaki görevlinin belirttiği şekilde hareket ettiğini ancak kimsenin müvekkiline borçlanma talep dilekçesinin dolduracağını söylemediğini, yasaya göre dilekçenin verileceği son günü olan 31.07.2019 tarihinde konsolosluğun gönderilmesini istediği hizmet belgesi ve hüviyetini davalı kuruma gönderdiğini, müvekkilinin yeni yasadan faydalanmak için 31.07.2019 tarihinde postaya verilen zarfı aldığında zarfın içinde borçlanma talep dilekçesi olmadığını, davalı kurumun davacının belirttiği adrese bir yazı yazarak, eksik olan borçlanma talep dilekçesini ve gerekirse bu konuda açıklamayı içeren bilgileri göndermesi gerektiğini ancak borçlanma talep dilekçesi yok gerekçesi ile herhangi bir işlem yapılmadığını, 19.07.2019-31.07.2019 tarihleri arası 12 gün içinde borçlanma yapmak için belgelerini iadeli taahhüt ile kuruma gönderimiş olduklarını, postaya verilen tarihin geçerli olması nedeni ile 19.07.2019-31.07.2019 tarihleri arası iadeli taahhütlü olarak gönderilen tüm belgelerin işleme alındığını, ancak belgeler kuruma geldiğinde, eksiklikler için vatandaşlara 3 ay içinde eksikliklerin tamamlanması için yazılar gönderilmiş ise de, müvekkiline bu şekilde bir yazı gönderilmediğini, davacının 31.07.2019 tarihinde gönderdiği yazının nedenin kurumca bilindiğini, yazının içinde borçlanma için yurtdışından aldığı hizmet belgesi ve hüviyet olduğunu, kurumun işleminin bu nedeni le usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla 31.07.2019 tarihindeki dilekçenin, borçlanma talep dilekçesi olarak geçerli olduğunun ve 2001-2018 tarihleri arası borçlanma tahakkuk cetvelinin düzenlenmesinin tespitine ve aksi yöndeki kurum kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; mevcut davada, dava şartları gerçekleşmediğinden itiraz ettiklerini, yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talebin reddedilmiş sayılacağının, kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılmasının şart olduğunu, kuruma başvuruda geçirilecek sürenin zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmadığını, davacının 30.07.2019 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nde geçen çalışma sürelerini gösterir hizmet belgesini kuruma gönderdiğini, dava konusu ile ilgili olarak davacının kuruma hizmet belgesi dışında herhangi bir dilekçesi, beyanı, başvurusu bulunmadığından 08.01.2020 tarih ve 354348 sayılı yazı ile sigortalıya yurtdışı borçlanma talebi olmadığından dolayı hizmet belgesine göre işlem yapılamayacağı yönünde yazılı bilgi verildiğini, davacının sadece hizmet belgesini kuruma ibraz edip borçlanmak istediği gün ve süreleri belirtir dilekçesini sunmadan 3201 sayılı Kanuna göre borçlandırılması için işlem yapılmasına olanak olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, davacının yurt dışında geçen hizmet sürelerine ilişkin borçlanma talebi yönündeki gerçek iradesini, ilgili Genelgede belirtildiği usulde yazılı bir istek haline getirmediği, yalnızca kimlik fotokopisi ile 2001-2018 yılları arasında ABD de çalışmalarının olduğuna dair hizmet belgesinin Kuruma ulaştırıldığı, davacının yurt dışı borçlanmasına dair kurucu unsur olan “yazılı irade beyanı”nı Kuruma iletmemiş olduğu ve bu sebeple, davacının borçlanmak istediği varsayımında dahi yurt dışında geçen 17 yıllık sürenin hangi döneminin borçlanılmak istendiğinin bile yazılı talep olmaksızın anlaşılamadığı bir durumda, Kurumca davacıya borçlanma tahakkuk cetveli düzenlemesinin de mümkün olamayacağı ve açıklanan nedenlerle hukuka uygun olduğu anlaşılan Kurum işlemine istinaden, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, toplanan deliller incelendiğinde 19.07.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7186 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanunun bazı maddelerinde 01.08.2019 tarihinde yürürlüğe girmek üzere değişikliğe gidildiğini, bu değişiklik sonucu borçlanma miktarının arttırıldığını, borçlanmaların SSK statüsünde değil, Bağ-kur statüsünden yapılacağını, ayrıca borçlanmanın başlangıç tarihleri değiştirerek vatandaşın yüksek aylık almanın önüne geçildiğinin görüldüğünü, ancak vatandaşlar mağdur olmamaları için 19.07.2019-31.07.2019 tarihleri arası 12 gün içinde borçlanma yapmak için belgelerini iadeli taahhüt ile kuruma gönderme imkanı tanındığını, postaya verilen tarihin geçerli olması nedeni ile 19.07.2019-31.07.2019 tarihleri arası iadeli taahhütlü olarak gönderilen tüm belgelerin işleme alındığını ancak belgeler kuruma geldiğinde, eksiklikler için vatandaşlara 3 ay içinde eksikliklerin tamamlanması için yazılar gönderilmiş ise de, davacıya bu şekilde bir yazı gönderilmediğini, davacının 31.07.2019 tarihinde gönderdiği yazının nedeninin kurumca bilindiğini, çünkü yazının içinde borçlanma için yurtdışından aldığı hizmet belgesi ve hüviyetinin olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda davacı, New York Başkonsolosluğunca düzenlenen 23.07.2019 tarihli hizmet belgesini ve kimlik fotokopisini posta yoluyla Kuruma göndermiş, bu belgeler 30.07.2019 tarihinde Kurum kayıtlarına girmiştir. Gönderilen belgeler arasında davacının borçlanma talep ettiğine ilişkin iradesini gösteren yurtdışı borçlanma talep dilekçesi bulunmadığından başvurunun geçersiz sayılmasına yönelik Kurum işlemi yerinde olup Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde hata bulunmadığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 30.07.2019′ da Kurum kayıtlarına giren belgelerinin bir borçlanma talep dilekçesi olarak geçerli olduğunun tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 3201 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının ilgiliden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…