YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2156
KARAR NO : 2023/3432
KARAR TARİHİ : 30.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2688 E., 2022/2192 K.
KARAR : Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. İş Mahkemesi
SAYISI : 2015/570 E., 2016/594 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı Kurumca davacıya gönderilen 28.10.2015 tarihli 15.208.150 sayılı yazının 04.11.2015 tarihinde tebliğ alındığını, davacı şirketin 1997-1998 yıllarına ait tasarrufu teşvik kesintisi ve prim borcu nedeniyle Kuruma toplam 176.316,38 TL borcunun zamanaşımına uğradığını belirterek borcun zamanaşımına uğramış olduğunun tespiti ile iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, farazi iddialarla açılan davayı kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2016 tarihli ve 2015/570 E. 2016/594 K. sayılı kararıyla; davaya konu takip dosyalarından davacı şirket adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin en sonuncusunun 2009 yılında davacı şirkete tebliğ edildiği ve takiplerin kesinleşmiş olduğu, 6183 sayılı Kanun’da da İcra İflas Kanununda tanımlandığı şekilde bir menfi tespit davası düzenlenmediği, kesinleşmiş ödeme emirleri için menfi tespit davası açılamayacağı, davacı şirketin talebinin hukuka uygun olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ve 2017/207 Esas, 2017/596 Karar sayılı kararıyla; Dosya içerisinde davacı şirketin 1997-1998 yıllarına ait tasarrufu teşvik kesinti borcu nedeniyle düzenlenen ödeme emirleri ve tebligat parçaları bulunmadığının tespit edilmesi ve prim borcunun hangi döneme ait olduğunun anlaşılamaması nedeniyle … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 24.03.2017 tarihinde müzekkere yazılmış, davalı Kurum tarafından dairemize gönderilen 07.04.2017 tarihli 4 685 373 sayılı yazı ile”….bununla beraber ilgili işyerinin tüm borcunu ödemiş olmasından dolayı müdürlüğümüzde icra takibi nedeniyle kesinleşmiş prim borcu bulunmadığının” bildirildiği görülmüş olup, davalı Kurumun bu yazısına göre davacı şirketin davalı Kuruma tüm borcunu ödemiş olması nedeniyle borcunun bulunmadığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verildi.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2021/6185 E. 2022/6580 K. sayılı ilamında; somut dosyada; “Eldeki davada, davalı Kurum tarafından 28.08.2015 tarih ve 12.530.045 sayılı yazı ile davacının 30.08.2015 tarihi itibariyle tasarruf teşvik kesintisi borcu 165.75,85 TL ve prim borcu 10.565,53 TL olduğunun bildirildiği, borcun dayanağının 2009/427 numaralı takip dosyasında tevhit edilen Osmangazi Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen 2009/10806, 1999/04497, 1999/04498, 2009/10807, 2009/10808, 2009/0047 sayılı takip dosyaları olduğunun bildirildiği, ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edildiği, en son ödeme emri tebliğ tarihinin 29.11.1999 tarihi olduğu, davacı tarafından yapılandırma yapılarak takip süreci içinde borcun bir kısmının ödendiği, 7 günlük yasal süre içinde ödeme emrinin iptali için dava açmayan kamu borçlusu olan davacının yukarıda izah olunduğu üzere menfi tespit davası açamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” yönünden bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; Yargıtay 10. H.D. 2021/6185 Esas, 2022/6580 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak davalı kurum tarafından davacı tarafa gönderilen borç dayanağı takip dosyalarının ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edildiği, en son tebliğ tarihi olan 29.11.1999 tarihinden sonra davacı tarafından yapılandırma yapılarak takip sürecinde borcun bir kısmının ödendiği, 7 günlük yasal süre içerisinde (01.01.2018 tarihinden sonra 15 gün) ödeme emrinin iptali için dava açmayan kamu borçlusu olan davacının menfii tespit davası açamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, kamu alacaklarının 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, davanın zaman aşımı define ilişkin olup reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca kararın vekalet ücreti yönünden de hatalı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı şirketin tasarruf teşvik kesintisinden kaynaklanan borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Eldeki davada bozma sonra Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda hüküm kısmında numaralandırmaların hatalı olduğu ve hükmün 7 nolu bendinde davalı Kurum lehine nispi vekalet ücretine hükmedildiği ayrıca birinci 9 nolu bentte tekrardan davalı lehine bu kez maktu vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
3. Somut olayda, asıl davanın nitelikçe Kurum işlemine dayanan menfi tespit davası olup, davalı Kurum vekili lehine 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca yayınlanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmektedir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
VI. KARAR
1-Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının tümden silinerek yerine
“1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL başvuru harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 53,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan toplam 335,20 TL yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 51,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT ne göre hesaplanan 11.000 TL istinaf vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 151,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.