YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1981
KARAR NO : 2023/3475
KARAR TARİHİ : 30.03.2023
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/980 E., 2022/1419 K.
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/382 E., 2021/57 K.
Taraflar arasındaki sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin imalat ve ihracat işi yapan, bünyesinde çok sayıda işçi çalıştıran ve … ilinde mevcut şirketlerin çalışma şartları değerlendirildiğinde profesyonel çalışan birkaç şirketten biri olduğunu, davacı şirketin tüm işçilerin yasal haklarını önemsediği ve koruduğunu, davacı işçilerin tüm ücretlerinin banka üzerinden ödendiğini, davacı işyerinde çalışan işçilere kanun kapsamında iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verildiğini, davacı şirket tarafından işçilerin sağlık hizmeleri, muayenelerinin yapılmakta olduğunu, muayene sonucunda tedavi görmesi gereken işçilerin tedavisinin yaptırıldığını, gerekli görülmesi halinde işçilerin işyerlerinin değiştirildiğini, dönemsel işçi kontrollerinin farklı farklı firmalar tarafından yapıldığını, kişisel koruyucu ekipmanların işveren tarfından sürekli ve eksiksiz olarak temin edildiğini, ayrıca seminerlerin düzenlendiğini, davacı şirket bünyesinde çalışan işçilerin bir çocuğunun davacı işyerinde çalışmaları nedeniyle meslek hastalığı iddiasıyla dava açtıklarını, bir çoğunun ise SGK’ya başvuruda bulunduğunu, işçilerin meslek hastalığı iddiasının gerçek olmadığını, davalı ve diğer işçilerin meslek hastalığına yakalanmadıklarını, ayrıca işçi tarfından iddia edilen hastalığın işçinin kendi kusuru (çalışırken maskeyi takmamaları veya özel yaşantılarına dikkat etmeyerek sigara içmeleri veya sigaralı ortama girmeleri vs. sebeplerden) nedeniyle kaynaklandığını, ayrıca davalı işçinin yaşadığı şehir olan … ilinin hava kirliliğinin etkisinin olduğunu, davalı işçinin meslek hastalığının oranının tespiti için SGK’ya başvuruda bulunduğunu, SGK’ya yapılan başvuru sonucunda davalı işçiye %10.2 oranında maluliyet tespit edildiğini, yardıma muhtaç olmadığına, kontrol muayenesi gerekmediğine karar verildiğini, SGK’nın devlet kurumu olduğunu, işçilere SGK tarafından yapılan ödemelerin davalı şirketi hasım göstermek suretiyle davacı şirketten talep edebileceklerini, davacı şirketin birçok işçisinin Sağlık kurulundan rapor aldığını, bu raporlar arasında bariz çelişkiler bulunduğunu, bazı işçilerin 1/1 oranında hasta olduklarının kabul edildiğini, yüzde 0 uzuv zaafı kabul edilirken başka işçide 1/1 yüzde 10 uzuv zaafı olduğunun kabul edildiğini ve bu durumun kabul edilemeyeceğini, kurulun 1/1 yüzde 0 uzuv zaafı kabul etmek zorunda olduğunu, kurulun 2/2 sinin yüzde 18 uzuv zaafı koymakta olduğunu, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, mevcut işçilerin bahse konu hastalığa yakalanıp yakalnmadıkları hususunda akciğer biopisisi ve bronkoskopi yapılmasının şart olduğunu, dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmek suretiyle davalı işçinin uzuv zaaf oranının ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, Yüksek Sağlık Kurulu tarfından verilen kararın Sosual Güvenlik kurumunu bağlayıcı nitelikte dahi olsa diğer ilgililer yönünden bağlayılıcığının olmadığını, Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde ATK tarafından inceleme yapılası gerektiğini, bu nedenle davacı işçinin maluliyet oranının tespitine ve tespit edilerek maluliyet oranına göre davalının geçici iş göremezlik gelirine ve gerekli iş göremezlik gelirinin belirlenebileceğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı işçi adına meslek hastalığı iddiası yönünden … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi 10.04.2017 Tarih 2123 sayılı kararı ile hakkında düzenlenen rapor ve dayanağı tıbbi belgelere göre; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı oranının %10.2 olduğuna, başka birinin sürekli yardımına muhtaç durumda olmadığına, kontrol muayenesi gerekmediğine karar verilerek meslek hastalığı talebinin reddedildiğini, ayrıca boynuzlaşma ve nasırlaşmanın mesleki olmadığına karar verildiğini, ancak 04/05/2017 tarihinde kurulun kararına davacı işverenin itirazı üzerine sigortalının Meslek Hastalığı dosyası tekrar incelenmek üzere Yüksek Sağlık Kuruluna gönderilmiş olup, 27.07.2017 Tarih 59/10860 sayılı kararı ile; Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı (Sürekli İş Göremezlik derecesi)’nın %10.2 olduğuna, başka birinin sürekli yardımına muhtaç durumda olmadığına, kontrol muayenesi gerekmediğine karar verildiğini, … Meslek ve Çevresel Hastalıklar Hastanesinin 31.10.2017 tarih 1362 sayılı Sağlık Kurulu raporu meslek hastalığı tespiti için Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi Kurum Sağlık Kuruluna gönderildiğini, Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi Kurum Sağlık Kurulunun 21.12.2017 tarih ve 7994 ve 7995 sayılı kararı ile; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı %20.07 (Yüzde Yirmi Virgül Sıfır Yedi) olduğuna, başka birinin sürekli yardımına muhtaç durumda olmadığına, kontrol muayenesi gerekmediğine ve ayrıca Lomber ve Servikal Diskopedi hastalığının mesleki olmadığına karar verildiğini, kurum tarafından davalıya meslek hastalığı geliri bağlandığını, kurumca yapılan müfettiş incelemesinde kapsamlı bir rapor hazırlandığını, sonuç olarak meslek hastalığı tanısına varıldığını, kurum tarafından yapılan işlemlerin yasaya uygun olduğunu bu nedenle açılan davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Prof. Dr. İbrahim Akkurt tarafından hazırlanan, davaya konu olayla ilgili raporun fotokopisini dosyaya sunduklarını, bunun dikkate alınması gerektiğini, bilirkişi raporunun ILO Sözleşmeleri’ne uygun olmadığını, İLO Sözleşmesi’ne göre yapılan bir değerlendirmenin sadece radyolojik bulguya dayanmaması, klinik-radyolojik ve fonksiyonel incelemelerin tümünü kapsaması gerektiğini, maluliyet değerlendirmesine alınacak her olguda rutin biyokimya, hemogram, sedimantasyon, EKG gibi solunum dışı tetkikler yapılması, kaçınılmazlık oranının bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen maluliyet oranının İLO Sözleşmesiyle çeliştiğini, silikozis teşhisinin sadece radyolojik olarak yapılmasının adil ve doğru olmadığını, ülkede bazı ülkelerde yapıldığı gibi raporlarda ısrarla SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nün uygulandığını, Türk Toraks Derneğince yayımlanmış maluliyet rehberinin de dikkate alınması gerektiğini, maluliyet oranının belirlenebilmesi için kişinin çocukluk döneminden itibaren geçirdiği hastalık, alışkanlıklar ve aile öyküsünün kaydedilmesi, sigortalı ve sigortasız çalıştığı işyerlerinin tespiti, kusur durumunun tespiti, işyerinde keşif yapılması gerekirken yapılmadığını, davacının içtiği sigaranın etkisinin değerlendirilmediğini, ülkede hastanelerce bu tür hastalıklarda itiraz ettikleri hususlar dikkate alınmadan rapor düzenlendiğini, Kurum’un gelir bağlayarak zarara uğradığını, sektörün istenmeyen sektör haline geldiğini, seramik sektörünün ihracat sebebiyle en çok döviz getiren sektör olduğunu, yine …’daki hava kirliliğinin etkisinin araştırılmadığını, tüm bu bilimsel gerçekliğe rağmen Mahkemece bilimsel ve uluslararası sözleşmeleri yok sayarak dosyanın yeniden itirazlar doğrultusunda dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kurulu’na gönderilmesini, müvekkili şirketin ülke ekonomisindeki ihracat ve sair kapasitesi gözetilerek Anadolu’dan başlayarak dünya çapına mal olmuş şirket bakımından telafisi güç veya imkansız zararlara sebep olunmaması için öncelikle hakkaniyete ve usule uygun hüküm kurulabilmesi için Bilimsel Kurul tarafından yapılacak çalışmanın sonuçlarının beklenmesi, bu mümkün değil ise maluliyet sistemindeki hatalar ve müvekkili şirketin kusurunun olmaması da gözönüne alınarak hakkaniyete uygun hüküm tesis edilmesini, hukuka aykırı tespit edilen meslekte kazanma gücü oranının kaldırılarak yeniden itirazları doğrultusunda hukuka uygun olarak meslekte kazanma gücü oranının tespit edilmesine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
2.Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin vermiş olduğu maluliyet oranının kurumca da aynı kabul edildiğini, bu oranca maluliyet aylığı bağlandığını, aynı oran kabul edilmesine rağmen aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği gerekçeleri ile yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ve 5510 sayılı Kanun’un 95 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Eldeki dava dosyası incelendiğinde; sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; 5510 sayılı Kanun’un “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları’na dair 95 inci maddesinde (506 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı, diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı Başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulu’nca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin 6754 sayılı Kanunla değişik 2659 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanunu’nun 26 ncı maddesi gereği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur. Mahkemece, yukarıda belirtilen prosedüre uyulmadığı ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulu’ndan rapor alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece yukarıda belirtilen mevzuat ve prosedür çerçevesinde alınacak raporlar sonucunda yapılacak değerlendirmeye göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir ve bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi