Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/1975 E. 2023/2790 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1975
KARAR NO : 2023/2790
KARAR TARİHİ : 20.03.2023


MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1815 E., 2022/2222 K.


HÜKÜM/KARAR : Süreden Ret – Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bayındır Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2016/114 E., 2020/171 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı işveren vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı işveren vekilinin başvurusunun süreden reddine, feri müdahil Kurum vekilinin başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı işveren vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde; davacının eşi ile birlikte 08.04.2012-2015/5 ayına kadar davalı …’e ait işyerinde hayvancılıkla ilgili tarla çiftlik işlerinde çalıştığını, işbu çalışmalarının Kuruma bildirilmediğinden bahisle 2012 senesinden 2015 yılı Nisan, Mayıs, Haziran aylarına ait dönem dışında sigortasının yapılmadığını ve geri kalan hiçbir sigorta gününün gösterilmediğini beyanla belirtilen tarihler arasında sigortasız günlerinin sigortalı sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Feri müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazlarının bulunduğunu, Kurum kayıtlarının incelenmesinde davacının ilk kez 22.05.2010 tarihinde 5510 sayılı Kanun’un 4/a maddesi kapsamında sigortalılık kaydının bulunduğunun tespit edildiğini, davalıya ait işyerinin kanun kapsamına alınma tarihinden önceki çalışma iddiasının dinlenmesi ve tespitinin mümkün olmadığını, Kurum kayıtlarının aksinin eşdeğer yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunarak davalıya ait işyerinde büyükbaş havanların bakımı ve süt sağımı ile ilgili faaliyet yürütüldüğünü, davacının 2013 yılı Şubat ayında işe başladığını, etrafa borcu olması nedeniyle maaş kesintisi yapılmaması amacı ile bizzat kendisinin sigortalı gösterilmemeyi ve sigortaya yatacak paranın kendisine ödenmesini talep ettiğini, gereği gibi çalışmadığını, işyerinde zarara sebep olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Davanın kabulüne; davacının … sicil nolu …’e ait işyerinde 01.02.2013-30.06.2015 tarihleri arasında 870 gün sigortalı olarak çalıştığının, 737 günlük hizmetinin SGK ya bildirilmediğinin tespitine, bu hizmetinin prim ödeme gün sayısına dahil edilmesine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile feri müdahil Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili, yerel mahkeme tarafından davacının 01.02.2013 – 30.06.2015 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verildiğini, davacının talebinin ise 08.04.2012 tarihinden başladığını bu nedenle davanın kabulüne değil kısmen kabulüne ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini, davacının kendi talebi doğrultusunda sigorta kaydının yapılmadığını, 2015 yılında davalının ısrarı üzerine sigortasının ödenmeye başladığını, davacının maddi ve manevi olarak davalıyı zarara uğratması nedeni ile işine son verildiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, davacının çalışmasının tam süreli yada kısmi süreli olup olmadığı hususlarında araştırma yapılmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararını kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Feri müdahil Kurum vekili, dosya içerisinde mevcut olan ve ortaya konulan yasal dayanakların gözetilmediğini, beyan ve taleplerinin dikkate alınmadığını, eksik inceleme ve hatalı tespitlerle hatalı olarak karar verildiğini, kararın dosya içeriğine, sunulan bilgi ve belgelere, açık mevzuat düzenlemelerine aykırı olduğunu, delillerin tartışılmadığını, davacının görev ve konumu gözetilmeksizin genel geçer ifadelerle öznel olmayan değerlendirmelerle mevzuata aykırı bir tespit ve değerlendirme gerçekleştirildiğini, bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer alan davacının davalı işverene ait işyerinde 01.02.2013 – 30.03.2015 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığına ilişkin değerlendirmenin kabul edilmesi hukuken mümkün olmadığını, dinlenen tanık beyanlarının davacının iddiasını tam olarak desteklemediğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “davalı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine, Bayındır Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 18.06.2020 tarih, 2016/114 Esas ve 2020/171 Karar sayılı kararının kaldırılmasına yönelik davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b.1 hükmü gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile feri müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili, istinaf dilekçesi ile benzer sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.

Feri müdahil kurum vekili, istinaf dilekçesi ile benzer sebeplerle ve ayrıca Kurumun dava tarihi itibariyle feri müdahil olarak kabul edilmemesinin hatalı olduğunu beyanla eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 08.04.2012 tarihinden itibaren 2015 yılının 5. ayı dahil olmak üzere davalıya ait işyerinde geçen çalışmalarına ilişkin hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2-6552 sayılı Kanun’un 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64 üncü maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesine eklenen 4 üncü fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.

3. Değerlendirme
1.) Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.) Dava açmada hukuki yararının bulunması dava şartlarından olduğu gibi temyiz Kanun yoluna başvuracak olan tarafın da temyiz yoluna başvuruda hukuki yararının bulunması gerekir. Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir (HMK m. 361/2). İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmayan veya süresini geçirdiği için istinaf yoluna başvurmamış olan taraf yönünden, verilen karar kesinleşeceği için artık bu tarafın temyiz yoluna başvurmasında hukuki yararı yoktur. Şayet, karşı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından yeniden esas hakkında karar verilmiş ise, o takdirde karara karşı istinaf yoluna başvurmamış olan taraf temyiz yoluna gidebilir. Zira, bunda hukuki yararı vardır.

3.) İnceleme konusu eldeki davada, davalı işveren … vekilinin ilk derece mahkemesince verilen 18.06.2020 tarihli kararı süresinde istinaf etmediği için Bölge Adliye Mahkemesinin 02.11.2022 tarihli kararında “ilk derece mahkemesi kararının davalı vekiline 03.08.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen istinaf başvurusunu 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 27.08.2020 tarihinde yaptığı” belirtilerek davalının istinaf başvurusu incelenmeden süreden reddine karar verildiği, bu yönle davalı vekilinin süresinde istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik temyiz başvurusunda bulunmasında hukuki yarar bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

4.) Eldeki hizmet tespiti davasının, 16.02.2016 tarihinde açılması karşısında, kurumun feri müdahil sıfatına haiz olması gerektiği belirgindir. Mahkemece, karar başlığında kurumun feri müdahil sıfatı ile gösterilmesi gerekirken; davalı sıfatı ile gösterilmesi, öte yandan Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

5.) Diğer taraftan İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararı incelendiğinde, davacının dava konusu talebinin davalı işyerinde 08.04.2012-2015 yılı 6. aylar arasında geçen hizmetlerinin tespitine ilişkin olduğu, mahkemece kabul edilen hükümde davacının davalı işyerinde 01.02.2013-30.06.2015 tarihleri arasında çalışmasının tespitine karar verildiği halde hüküm kısmında davanın kabulüne karar verilmesi ve buna bağlı olarak yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tam kabule göre ve hatalı olarak belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı işveren vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,

2.Feri müdahil Kurum vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

3.Feri müdahil Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının karar başlığı kısmında yer alan “Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu” ibaresinin silinerek yerine “Feri Müdahil : Sosyal Güvenlik Kurumu” ibaresinin eklenmesine; hüküm fıkrasının 2 numaralı bendi silinerek yerine “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40.-TL karar harcından peşin alınan 27,70.-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,70.-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, ” ibaresinin yazılmasına, 3 numaralı bendi silinerek yerine “Davacı tarafça ödenen 27,70-TL. peşin harç ile davacı tarafça yapılan 326,70 TL tebligat masrafı, 16,70 TL posta masrafı, 128,00 TL talimat masrafı, 250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 721,40 TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre 360,70 TL.’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, 4 numaralı bendi silinerek yerine “Davalı tarafça yapılan posta masrafı olmak üzere toplam 132,50 TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre 66,25 TL.’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, hükmün 5 numaralı ve 6 numaralı bentlerinin silinmesine ve yerine 5 numaralı bent olarak “Davacı vekili lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, silinen 6 numaralı bent yerine ise “Davalı vekili lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.