Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/1969 E. 2023/3031 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1969
KARAR NO : 2023/3031
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2229 E., 2022/2323 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/17 E., 2022/61 K.

Taraflar arasındaki sigorta başlangıcının tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 01.12.1989 tarihinde işveren …’a ait … işyeri sicil numaralı “Çalışkan Torna Atölyesi”’nde 10 gün boyunca çalıştığını, ancak davalı Kurumun dönem bordrosu bulunmadığı gerekçesiyle sigorta başlangıç tarihini 20.06.1998 olarak esas aldığını, bu durumun müvekkilinin maddi kayba uğramasına ve emeklilik işlemlerinin de gecikmesine sebep olduğunu beyanla, müvekkilinin sigortalılık başlangıç tarihinin 01.12.1989 tarihi olduğunun tespiti ile tahsis talebinin kabulüne ve talep tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, davacının ilk kez 01.12.1989 tarihinde, 19564481 sigorta sicil numarasıyla sigortalılık tescilinin yapıldığını, çalıştığını iddia ettiği … adına kayıtlı işyerinin 03/03/1986 tarihinde Kanun kapsamına alınıp, 30.09.1996 tarihinde kapsamdan çıkartıldığını, ancak söz konusu işyerinden Kuruma dönem bordrosu verilmediğinden 01.12.1989 tarihinin sigortalılık başlangıcına esas alınmasının mümkün olmadığını, çalışmanın varlığının kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile dosyaya sunulan yazılı belgeler ve tanık beyanlarının hepbirlikte değerlendirilmesinden davacının 01.12.1989 tarihinde…/… adresinde bulunan “…”’a ait … sicil numaralı “Torna Atölyesi” işi işyerinde en az 1 gün çalıştığının kabulünün gerekeceği, öte yandan yaşlılık aylığı talebi ile ilgili olarak ise davacının 01.04.1991-20.01.2020 (dava) tarihleri arasında 28 yıl 9 ay 19 gün sigortalılık süresi ve 01.04.1991-23.05.2002 arasında ise 11 yıl 1 ay 22 gün sigortalılık süresi ve dava tarihinde 7797 gün prim ödemesi bulunduğundan, 506 sayılı Kanun’un geçici 81/B-ı bendi uyarınca, 25 yıllık sigortalılık süresi , 52 yaşını doldurması ve en az 5525 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunma şartlarından 01.04.1973 doğumlu davacının 25 yıl, 7797 ödenmiş prim günü olmasına karşın 52 yaşını 01.04.2025 tarihinde dolduracak olması nedeniyle yaşlılık aylığı talebinin reddinin gerekeceği şeklindeki gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacı …’ın …’’a ait … sicil numaralı “Torna Atölyesi” işi işyerinden düzenlenen ilk işe giriş bildirgesine istinaden anılan işyerinde 01.12.1989 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle (1) gün fiilen çalışmış olduğu anlaşılmakla davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 01.04.1991 olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesince eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen kararı kabul etmediklerini, zira Yargıtay ilke kararlarında “Yöntemince düzenlenip süresi içinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığını ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez…”denildiğini, dosya kapsamında yazılı bilgi ve belgeler toplanmaksızın yetersiz tanık beyanlarına istinaden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, 09.03.2021 tarihli celsede dinlenilen bordro tanığı …’ın “…Benim çalıştığım dönemde … da bu işyerinde çırak olarak çalışmıştır. Davacı okullar kapandığında babası boş gezmesin diye işi öğrenmesi için gönderirdi….” şeklinde beyanda bulunduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…faaliyet konusu torna atölyesi olan işyerinde çıraklık eğitiminin ve dolayısıyla da meslek ve sanat öğretilmesinin diğer meslek dallarına göre belli bir deneyim süresi ve yeterlilik gerektirdiği, bunun da çırak statüsündeki davacı sigortalının daha ziyade teorik bilgi ve görgüsünü artırmaya yönelik olarak yürütüldüğü, davacıya ait her ne kadar çıraklık sözleşmesi ve çıraklık kaydı bulunmuyor ise de uyuşmazlık konusu tarihte Sıdıka Rodop Anadolu Lisesinde öğrenci olduğuna dair gelen bilgiye göre de, 16 yaşındaki çocuğun ağır bir işte üretime yönelik olarak çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur”gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davacının dava konusu çalışmasının üretime yönelik olduğunu, bir kısım tanıkların davacının torna makinasını kullandığı yönünde beyanlarının olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.12.1989 olarak tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 2 inci, 108 inci maddesi ile geçici 81 inci madde hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.