Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/1832 E. 2023/2167 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1832
KARAR NO : 2023/2167
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/889 E., 2022/1873 K.
FER’Î MÜDAHİL : … vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 16.05.2016
HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 25. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/1181 E., 2021/57 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili; davacının, davalıya ait … adresindeki “…” isimli lokantada 01.10.2004 – 11.09.2010 tarihleri arasında kesintisiz şekilde bulaşıkçı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP
Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre itirazında bulunduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen çalışma sürelerinin gerçeği yansıtmadığını, davacının kendisine ait … İşkembe Lokantası işyerinde 24.04.2005 – 04.05.2005, 07.02.2007 – 03.03.2007 ve 27.02.2008 – 14.04.2008 tarihleri arasında bulaşıkçı olarak çalıştığını, bunun dışında herhangi bir çalışmasının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Feri müdahil kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre itirazında bulunarak sigortalığının oluşumu yönünde çalışma olgusunun varlığının zorunlu olduğunu, eylemli ve gerçek bir biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemeyeceğini, çalışmayı ortaya koyan belgelerin ise işe giriş bildirgesi ile birlikte aylık ve dönemsel prim bordroları gibi kuruma verilmesi zorunlu kanıtlar olduğunu, bu belgelerin bulunmaması halinde davanın reddi gerekeceğini, davalı işverenin kusurlarının ve yargılama giderinin kuruma yüklenemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Dinlenen tanık beyanlarında davacının işe giriş bildirgesinin ilk kez düzenlendiği tarih olan 24.04.2005’ten önceki bir tarihte işe girdiğine dair net bir beyanın bulunmadığı, tanıkların davacı ile birlikte davalıya ait iş yerinde birlikte çalıştıklarına dair beyanları, davacı adına, davalı tarafından kuruma bildirilen hizmet süreleri, tanıkların, davacının çalışmalarına ilişkin görgüye dayalı beyanları, kamu tanığı …’ın beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının 24.04.2005 – 14.04.2008 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde kuruma bildirilen süreler dışında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığı kanısına varıldığı gerekçesiyle;

Davanın kısmen kabulü ile davacının, davalıya ait iş yerinde 24.04.2005 – 14.04.2008 tarihleri arasında kuruma bildirilen süreler dışında hizmet akdine dayalı olarak asgari prime esas kazanç üzerinden çalıştığının tespitine, karar vermiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
1.Davacı Vekilinin İstinaf Sebepleri
Bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, davanın kabulü gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı Vekilinin İstinaf Sebepleri
Hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu bu çelişkinin giderilmediğini, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Fer’i Vekilinin İstinaf Sebepleri
Eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğunu, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kurum işleminde hata bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Tüm dosya kapsamından, tanık beyanları, işe giriş bildirgeleri, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle;
Davacı, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddin karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar ile temyiz talebinde bulunmuştur.

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar ile temyiz talebinde bulunmuştur.

Feri müdahil vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar ile temyiz talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; davacının davalıya ait “… İşkembe” isimli lokantada 01.10.2004 – 11.09.2010 tarihleri arasında kesintisiz şekilde bulaşıkçı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

İlgili yasalarda hizmet tespiti davasında ispat yönteminin ne şekilde olması gerektiğine dair herhangi bir açıklama bulunmadığından, kamu düzenine ilişkin bu tür davalarda taraflar her türlü delile dayanabileceği gibi mahkemece kendiliğinden araştırma ilkesine göre delil toplanabilir ve inceleme yapılabilir. Bu davaların kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir. Bu nedenle fiili çalışma olgusunun somut şekilde ispatlanabilmesi için sadece taraf delilleriyle yetinilmeyip mahkemece resen araştırma yapılmalıdır.

3.Değerlendirme
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre; davacı vekilinin tüm, davalı – fer’i müdahil vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacının davalıya ait “… İşkembe” isimli lokantada 01.10.2004 – 11.09.2010 tarihleri arasında kesintisiz şekilde bulaşıkçı olarak çalıştığının tespiti istemiyle açılan davada; Mahkemece davacının, davalıya ait iş yerinde 24.04.2005 – 14.04.2008 tarihleri arasında kuruma bildirilen süreler dışında çalıştığının tespitine dair verilen karar yerinde ise de, 2008-2010 arası dönem yönünden verilen karar eksik incelemeye dayalıdır. Mahkemece, 2008-2010 arası dönem yönünden iş yeri çalışanı bodro tanığı ya da re’sen komşu iş yeri tanık araştırması yapmak suretiyle belirlenecek tanıkların beyanlarına başvurularak çalışmanın varlığı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacıya yükletilmesine,

Üyeler … ve …’ın muhalefetlerine karşı, Başkan … ve Üyeler … ve …’ün oyları ve oy çokluğuyla,

08.03.2023 gününde karar verildi.

179.90- Onama
80.70- Peşin
99,20- Kalan

G.D.
K.Şefi:S. ŞEKER

(M)

(M)

KARŞI OY GEREKÇESİ

1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık hizmet tespit davasında 01.10.2004-11.09.2010 tarihleri arasında blok çalışması olduğunu iddia eden ve işyerinde 24.04.2005 tarihinden itibaren prim günleri eksik de olsa kuruma bildirilen davacı sigortalının bildirim tarihi öncesi hizmetinin hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.

2. Somut uyuşmazlıkta davacının çalışması 24.04.2005 tarihinden sonra eksik de olsa kuruma bildirilmiştir. Mahkemece 24.04.2005-14.04.2008 arası kuruma bildirilenler dışında çalıştığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş kararın istinaf edilmesi üzerine ise Bölge Adliye Mahkemesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

3. Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine çoğunluk tarafından blok çalışmada kayıt öncesi öncesinin hak düşürücü süreye uğradığı kabul edilirken, 14.04.2008 sonrası eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

4. Çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir(Y. HGK. 01.07.2019 tarih ve 2016/21-1238 E, 2019/834 K). Belirtmek gerekir ki “hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür. Belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti hâlinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir. Sigortalının kayda dayanan çalışması bildirilmiş veya kurumca saptanan çalışması var ise bu bildirilen veya saptanan hizmeti ile blok çalışmanın da zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir.

5. Dairemizin 2021/10923 E, 2022/1056 Karar sayılı karşı oy gerekçelerinde ayrıntılı olarak açıklandığı gibi blok çalışmalarda kuruma bildirilen süre var ise sonraki çalışma için hak düşürücü süreye uğramaz kabulü önceki çalışma içinde kabul edilmeli ve hak düşürücü süre uygulanmamalıdır. Davacının 01.10.2004 tarihi ile sonrası kayda giren 24.04.2005 tarihini takip eden çalışmaları blok çalışmaya dayanmaktadır. Bu blok çalışma içinde kuruma intikal eden süreler olduğuna göre hak düşürücü süre önceleri içinde geçerli olmayacaktır. Blok çalışmanın bölünmezliği söz konusudur. Bu nedenle çoğunluğun hak düşürücü süre yönündeki gerekçesine katılınmamıştır. Kararın kayıt öncesi süre yönünden de eksik inceleme gerekçesi ile bozulması gerekir.