YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1790
KARAR NO : 2023/4056
KARAR TARİHİ : 11.04.2023
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1952 E., 2022/1536 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 6. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/47 E., 2019/50 K.
Taraflar arasındaki 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin (ı) bendinde yer alan teşvik hükümlerinden faydalandırılma ile yersiz ödenen primlerin yasal faizi ile davalı Kurumdan tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin karar verilmiştir.
Kararın davalı ve dahili davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine, dair karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve dahili davalı vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, Tarsus Devlet Hastanesinde güvenlik hizmeti verdiğini, şirketin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında hizmet işini 01.01.2009 -31.12.2010 tarihleri arası ihale aldığını ve ihale makamı ile imzaladığı hizmet alım sözleşmesi gereği 2 8010 0202 100996 033 07 87 sicil numarası ile Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde işyeri numarasını alarak bu işi yerine getirdiğini, 5763 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle özel işverenlerden prim borcunu düzenli ödeyenlere, prim borcu olmayanlara işveren hissesinin 5 puanlık kısmının hazinece karşılanmasının kararlaştırıldığını, bu düzenleme karşısında müvekkili şirketin bu yasal imkanının ihale aldığı kurumların yanlış yönlendirmesi nedeniyle ve yasal imkanı fark etmeyerek sehven hazine teşvik payı olan sigorta prim tutarlarını SGK’ya yatırdığını, SGK’dan ya da Tarsus İş Mahkemesinin 2014/346 E. 2016/92 K. sayılı dosyasının celbi ile istenecek tahakkuk fişleri ve ödeme dekontları çerçevesinde belirtilen prim tutarlarının SGK’ya yanlış ve yersiz olarak ödendiğini, bu nedenle hazine teşvik tutarının yanlış ve yersiz yere kuruma ödeme yapıldığından dolayı müvekkili şirketin davalıdan alacaklı hale geldiğini, SGK’ya sehven ödenen ve kurumdan getirtilecek dekontlarla müvekkili şirketin yaptığı ödmelerin her tahakkuk dönemi için ayrıca işleyecek faiz ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
1.Davalı … vekili, dava dilekçesindeki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, Desa Özel Güvenlik Koruma ve Eğitim Sistemleri ve Hizm. Tic. Ltd. Şti. tarafından 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin (ı) bendinde öngörülen prim teşvikinden yararlandırılmadığı gerekçesiyle müvekkili aleyhine açılan alacak davasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın öncelikle husumet yokluğundan reddini talep ettiğini, 5510 sayılı Kanun’un 81/ı maddesinde; “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.” hükmünün bulunduğunu, yasal düzenleme ile müvekkili bakanlığa verilen görevin, sadece anılan teşvikin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve Hazine Müsteşarlığıyla müştereken tespitini, yetki ise, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından hazırlanan genelgelerde düzenlenmesi amaçlanan hususlara ilişkin karar alma süreçlerine katılımın sağlanması olduğunu, söz konusu hükmün icrasına ilişkin müvekkili bakanlığın herhangi bir yetki veya görevinin bulunmadığını beyan etmiştir.
2.Davalı idare vekili, davaya dâhil edilmesinin yanlış, gereksiz ve usul ekonomisine aykırı bir işlem olduğunu, davanın müvekkili açasından öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, belirterek davalı idare yönünden davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekili kesin süreye rağmen delil avansını yatırmamış, 11.04.2019 tarihli celsede, avansı yatırmak için süre istemediği, görevsiz asliye hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporuna göre karar verilmesini talep etmişse de, Asliye Hukuk mahkemesi dosyası incelendiğinde, dosyaya ön inceleme aşamasında görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın görevsiz mahkemece de bilirkişiye gönderilmediği görülmüştür.
Mahkemece istenilen ücretin delil avansı mahiyetinde olduğu, davanın konusu itibariyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasının zorunlu olduğu, verilen kesin süreye rağmen davacı yanca eksik delil avansının ikame edilmediğinden ve bu sebeple bilirkişi incelemesi yaptırılamadığından davacının davaya konu iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ve dahili davalı vekilleri vekalet ücreti yönünden verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, “Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına yönelik davalılar vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine, dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri, verilen kararın vekalet ücreti bakımından hatalı olduğunu, buna göre kendileri hakkında tam vekalet ücreti verilmesi için kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin (ı) bendinde yer alan teşvik hükümlerinden faydalandırılma hakkının varlığı ile yersiz ödenen primlerin yasal faizi ile davalı Kurumdan tahsili gerekip gerekmediği hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 ve 359 uncu maddesi ile 369 uncu maddesi ile 370 ve 371 inci maddeleri hükümleridir.
3. Değerlendirme
Karar tarihindeki AAÜT’nin 13 üncü maddesi “Madde 13 – (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez..” hükmüne amir olup, ilgili kanun maddesi uyarınca davalılar lehine davanın reddi sebebi ortak olmakla tek ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı ve dahili davalı vekillerinin temyiz itirazının aşağıdaki bent kapsamında kabulü ile, temyiz olunan ilk derece Mahkemesi kararının 4 ve 5 nolu bentlerinin silinerek yerine; “4-Davalı ve dahili davalı kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduklarından ret sebebi ortak olmakla, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.