YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1760
KARAR NO : 2023/2057
KARAR TARİHİ : 06.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3042 E., 2022/2319 K.
…
…
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Derik Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
SAYISI : 2022/17 E., 2022/249 K.
Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ve feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01.12.1987 – 29.06.1992 tarihleri arasında davalı şirkette kesintisiz ve sürekli çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği dönem yönünden 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, iddialarının mesnetsiz olduğunu ve davacının tüm çalışmalarının Kuruma bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Fer’i müdahil … vekili cevap dilekçesinde; 6552 sayılı Kanun gereğince hizmet tespiti davalarında Kurumun sıfatının feri müdahil olduğunu, eldeki hizmet tespiti davasının 5 yıllık düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, mahkemece resen gerçek çalışmanın varlığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının baraj inşaatının bittiği 29.06.1992 yılına kadar kesintisiz olarak çalıştığı hususunun davacı tanıkları ve bordro tanıklarının anlatımlarıyla sübuta erdiği, davacı sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi kuruma verildiğinden hak düşürücü sürenin de sözkonusu olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacı …’un 01.12.1987 – 29.06.1992 tarihleri arasında … sicil nolu … İnşaat Ltd. Şirketi isimli işyerinde kesintisiz ve sürekli olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine kuruma bildirilen sürelerin (01.07.1989 – 05.10.1989 tarihleri arasında 67 gün, 01.05.1990 – 15.12.1990 tarihleri arasında 161 gün olmak üzere toplam 228 gün) dışlanmasına, yatırılmayan sigorta primlerinin davalı şirket tarafından ödenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile feri müdahil Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, ilk derece mahkemesince zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin olmasına rağmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, dosya kapsamında yeterince araştırma yapılmadığını, husumetli ve akraba olan tanık beyanlarının mahkemece gerekçeye esas alındığını, kısmen kabul kararı verilmesine rağmen lehe vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Feri müdahil SGK Başkanlığı vekili, davacının iddiasını yazılı belgelerle kanıtlayamadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerin salt tanık beyanlarına dayalı olduğunu, hak düşürücü sürenin göz önünde bulundurulması gerektiğini ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalıya ait işyerinden bir kısım çalışmalarının bildirildiği, davalı işyerine ait sicil dosyasının kanun kapsamından çıkması nedeniyle imha edildiği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 27.05.2019 tarihli yazısında … Baraj İnşaatının 26.09.1992 tarihinde teslim edildiğinin belirtildiği, mahkemece dönem bordroların dosya arasına alındığı, Yargıtay denetiminden geçerek dosyaları kesinleşen sigortalıların dinlendiği ve kabul edilen süreyi tam olarak karşılayan bordro tanığı beyanlarına dayanılarak yerel mahkemece verilen davacının çalışmasına ilişkin değerlendirme usul ve yasaya uygun olduğu ; ne var ki yerel mahkemece davacının Kuruma bildirilen sürelerin dışlanması hususunda tarih aralıklarının hatalı yazıldığı anlaşılmakla ve “sigorta primlerinin davalı işveren tarafından ödenmesine ilişkin talebin reddi” yönünden eldeki hizmet tespiti davasında verilen kabul kararın bu talebi de karşıladığı ve kararın kesinleşmesi sonucunda primlerin Kurum tarafından tahsil edilebileceği göz önüne alınmadan davanın kısmen kabulü şeklinde infaza elverişli olmayan karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddi ile düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacı …’un 01.12.1987 – 29.06.1992 tarihleri arasında … sicil nolu … İnşaat Ltd. Şirketi isimli işyerinde kesintisiz ve sürekli olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine, Kuruma bildirilen sürelerin (1987/3 üncü döneminde 30 gün, 1988/1, 2, 3 üncü döneminde 141 gün) dışlanmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile feri müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, husumetli ve akraba tanıkların beyanlarına göre hüküm kurulduğunu, davalı aleyhine açılan seri davalarda tüm tanıkların birbiri lehine ifade verdiğini, mevsimlik çalışma olduğunu, davalı lehine vekalet ücreti verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil Kurum vekili, hak düşürücü süre dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile, 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ve feri müdahil vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…