Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/1427 E. 2023/3081 K. 24.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1427
KARAR NO : 2023/3081
KARAR TARİHİ : 24.03.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2073 E., 2022/2575 K.
KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/21 E., 2021/211 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ve fer’i müdahil SGK vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve fer’i müdahil SGK vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14.07.2014-18.11.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde kapıcı olarak çalıştığını, işverence sigortasının yapılmadığını ileri sürerek müvekkilinin 14.07.2014-18.11.2017 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Emreyiğit Apartmanı Kat Malikleri Kurulu vekili cevap dilekçesi ile; davacı ile bina yönetimi arasında kapıcılık görevi yapması için bir görüşme ve anlaşma olmadığını, davacının hiç bir zaman davalı binada kapıcılık görevi ifa etmediğini, tutanak başlıklı davacı eşi …’ın imzasını taşıyan belgelerde davacının eşi …’ın kapıcı dairesinde geçici olarak oturacağı, kira bedeli ödemeyeceği, istenildiği anda kapıcı dairesini boşaltacağının belirtildiğini davacının ailesi ile bedava oturduğu kapıcı dairesinden çıkması istenildiği için asılsız iddialarda bu davayı açtığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

2.Feri müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının çalışmaları olduğunu iddia ettiği döneme ilişkin kuruma bildirilmiş hiç bir kayıt bulunmadığını, kamu düzenine ilişkin hizmet tespit davalarında çalışma olgusunun somut ve net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini, kurumun resmi kayıtları incelenmeli, sadece tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmaması gerektiğini, davalı işverenin ve davacının Sosyal Güvenlik Kurumu nezdindeki kayıtları getirtilerek davacının iddialarının değerlendirilmesi gerektiğini, mutlaka tanık dinlenmesi gerekiyorsa, tanıkların çalışıldığı iddia olunan işyerindeki davacıyı bilen ve tanıyan, aynı dönemde bordrolarında adı geçen kişilerden olmasına dikkat edilerek, Kurumun yazılı kayıtları ile çelişen tanık beyanlarının hayatın olağan akışı ile çelişkili olup olmadığı hususunun dikkate alınması gerektiğini haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Davanın kısmen kabulü ile davacının 14.07.2014 – 18.11.2017 tarihleri arasında ayda 7 gün davalı apartmanda çalıştığının tespitine,” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’i müdahil SGK vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; toplanan deliller doğrultusunda, davacının açtığı davayı ispat edememiş olması, açılan davanın sübut bulmaması sebebiyle, davanın reddi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, binada bireysel kombi sistemi bulunduğundan kapıcı istihdamının lüks olduğu düşünülerek gerek görülmediğini, davacının davalı binada görevli olarak çalıştığı iddiasının hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının kapıcılık görevi yapması için bir görüşme, anlaşmanın olmadığını, davalı Emreyiğit apartmanına ait kapıcı dairesinin 2014 yılı yaz ayına kadar boş durduğunu, 2014 yılı yaz aylarında, davacının kocası olan … isimli şahsın binaya gelerek, o andaki bina yöneticisi olan …’a, “Ben sokakta kaldım, şu anda sigortalı olarak başka bir işte çalışmaktayım. Binanızın kapıcı dairesine sığınayım, kira bedeli ödeyecek gücümde yoktur, kira bedeline karşılık, çalıştığım işten çıkınca çöplerinizi toplayayım ve haftada birde, bina merdivenlerini temizleyeyim, benden kira almayın” demesi üzerine, davalı bina yönetimi ile davacının eşi arasında “tutanak” başlıklı belge imzalandığını, yazılı belgenin hukuki açıdan ispat gücünün hiç dikkate alınmayarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının bebeği ve 4 yaşında iki çocuğu bulunduğunu, bu nedenle kapıcılık görevini yapmasının hayatın olağan akışına ters olduğunu, davacının tam gün olarak yevmiyeli temizliğe gittiğini, buna dair tanık beyanlarının da olduğunu, davacının davalı binada çalıştığının kabulünün açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın açtığı davayı ispatlaması gerekirken ispat külfetinin yerine getirilmediğini, tam tersine davacının iddialarının davalı tarafça çürütüldüğü hususunun mahkemece toplanan delillerle sabit olduğunu, davanın hiçbir şüpheye yer bırakmayacak ölçüde ispatlanması gerekir iken ispatın yapılamamasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, dosyaya delil olarak sunulan 21.11.2015 — 20.10.2017, 19.10.2015, 16.09.2015, 24.03.2015 tarihli asansör servis formlarında davacının değil eşi …’ın imzasının bulunduğunu, bu hususun dikkate alınmadığını, kapıcı dairesinin doğalgaz aboneliğinin, davalı bina ile iş şözleşmesi imzalayan davacının eşi … adına yapıldığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi raporuna karşı sunmuş oldukları itirazlarının hiç değerlendirilmediğini, başka bir bilirkişiden yeni bir rapor aldırılması gerektiğini, kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.

2.Fer’i müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın yerinde olmadığını, dinlenen bir kısım tanıkların beyanlarında kapıcının davacı değil davacının eşi olduğunu beyan ettiklerini, en fazla eşi işe gittiğinde eşine yardımı olduğunun söylenebileceğini, bunun da Yargıtay yerleşik içtihatlarında aranan süreklilik ve bağlılık arz eden iş ilişkisi kapsamında yer almadığını, yine davacının iki çocuğu olduğun da tanık beyanları ile de ifade edildiğini, bu halde davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi sürekli ve kesintisiz bir çalışması olduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle iddia edilen çalışma olgusunun şüphe ve duraksamaya meydan vermeyecek şekilde kanıtlanması gerektiğini, bu doğrultuda kurumun resmi kayıtları incelenmesi gerektiğini, sadece tanık beyanlarına dayanılarak hüküm verilmemesi gerektiğini, davalı işverenin ve davacının Sosyal Sigortalar Kurumu nezdinde ki kayıtlarının getirtilmesi gerektiğini ve davacının iddialarının değerlendirilmesi gerektiğini, mutlaka tanık dinlenmesi gerekiyorsa, tanıkların çalışıldığı iddia edilen işyerindeki işi bilen ve tanıyan, aynı zamanda dönem bordrolarında adı geçen kişilerden olmasına dikkat edilmesi gerektiğini, Kurumun yazılı kayıtları ile çelişen tanık beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, Kurumun taraf olduğu bir kısım hizmet tespiti davalarında, davacı tarafından daha önce hiçbir yerde çalışmadığını ve hiçbir yerden gelir almadığını beyan ederek, sosyal yardımlaşma vakıflarından yardım aldığı halde, yardım alınan dönemlere ilişkin olarak sigortalı çalışmaların tespitinin talep edildiğinin anlaşıldığını, bu nedenle davacının hizmet tespitini istediği dönemde sosyal yardımlaşma vakıflarından yardım alıp almadığının tespitinin gerektiğini, davada bahse konu hususların araştırılmadığını, eksik inceleme sonucu hatalı karar verildiğini, SGK hizmet dökümü, sigortalı şahsi dosyası, sosyal yardımlaşma vakıflarından yardım alıp almadığının tespitini, gerektiğinde bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, yemin ve her türlü yasal delilin toplanmasının gerektiğini, kararın kaldırılmasını, davanın tümüyle reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Yerel mahkemece davacının çalışmasının hizmet akdinde dayanıp dayanmadığı ile ilgili olarak tanıklar dinlenmiş, resmi kurumlardan gerekli araştırmalar yapılmıştır. Dinlenen tanıkların komşu, kamu tanığı olduğu anlaşılmaktadır. Tanıklar davacının çalışmasına ilişkin beyanda bulunmuşlardır. Mahkemece “..Tanık beyanları, doğalgaz aboneliği, su faturaları, asansör bakım tutanakları, valilik tebligatının değerlendirilmesinden davacının dava konusu 14.07.2014 – 18.11.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı kanaatine varılmış, binanın 19 daireli olması, bireysel kombili olması, ayrıca dinlenen tanıkların temizlik, çöp alımı ve servis dışında iş yapılmadığı, tanıkların davacının başka binalarda ve dairelerde de çalıştığı yönündeki beyanlarından davacının davalı apartmanda tam zamanlı çalışmadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile davacının 14.07.2014 – 18.11.2017 tarihleri arasında ayda 7 gün davalı apartmanda çalıştığının tespitine…” şeklinde gerekçeyle karar verilmiştir. Davacının eşinin, dava konusu dönemde başka bir işte, tam zamanlı olarak çalıştığının SGK kaydından anlaşılmış olması karşısında da Mahkeme kabulü dosya kapsamıyla uyumludur.” gerekçeleri ile “Davalı ve fer’i müdahil vekillerinin Kayseri 1. İş Mahkemesi 08.06.2021 Tarih ve 2018/21 Esas – 2021/211 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurularının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’i müdahil SGK vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.
2.Fer’i Müdahil SGK vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
Davacının 14.07.2014-18.11.2017 tarihlerinde davalıya ait apartman yönetiminde kapıcı olarak çalışmalarının tespitini talep ettiği eldeki davada, Mahkemece davacının talebine konu dönemde ayda 7 gün çalıştığı kabul edilmek kaydıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, verilen karar yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.

Dosyanın incelenmesinde, davacının eşi … ile davalı apartman yönetiminin, …’ın apartmanın görevli dairesinde oturacağına ve bu daireye kira vermeyeceğine dair karşılıklı tutanak imzaladıkları, davalı apartman yönetime ait asansör bakım tutanaklarında davacının eşinin isminin yer aldığı, davalı apartman yönetimindeki kat maliklerinin beyanlarında, kapıcılık hizmetlerinin davacının kocası tarafından yerine getirildiğinin belirtildiği, temizlik, çöp alımı, bahçe bakımı faaliyetlerinin davacının eşi tarafından yerine getirildiği, davacının çalışmalarının eşine yardım niteliğinde olduğu bu bağlamda davalı apartman yönetimi ile arasında hizmet ilişkisinin mevcut olmadığı anlaşılmakla, Mahkemece davacının kocasınının başka bir işyerinde sigortalı olarak çalışma kaydının mevcut olmasının gerekçe gösterilmek suretiyle, davacının çalışmasına kanaat getirilmiş ise de, davacının kocasının başka bir işyerinde çalışmasının kapıcılık hizmeti yapmasına, akşamları çöp toplamasına, temizlik yapmasına engel olmayacağı dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.