Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/1416 E. 2023/1817 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1416
KARAR NO : 2023/1817
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1556 E., 2022/1482 K.
DAHİLİ DAVALILAR :1-…
2- … 3-…
4-… 5-… 6-…
FER’Î MÜDAHİL : Sosyal Güvenlik Kurumu Başknalığı vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 23.03.2016
HÜKÜM/KARAR :Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Maçka Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2021/130 E., 2022/148 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili ile feri müdahil kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ile feri müdahil kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın eşi … 03.05.2006 tarihinde vefat ettiği müteveffa eşinin… sigorta sicil no ile 4/a statüsünde net 900 günden 30.09.1972, 01.04.1973 tarihleri arası davalı işverenin yanında çalışmalar ıeksik bildirdiği için ( 44 gün eksik nedeniyle) dul aylığı bağlanmadığı, bordrolar incelendiğinde işyerinin Maçkada bulunan barit işletmesi olduğu bir çok kişi çalışdığı halde çalışanları çok az bildirdiği bordolarda görülmediği, müvekkilin eşi 1972 ve 1973 yılında 22.07.1972 – 30.09.1972, 01.04.1973 – 30.09.1973 tarihleri arası sürekli çalıştığı halde 1972 yılında 48 gün 1973 yılında ise 10 gün gösterildiği, asgari ücreti çalıştığının tespitine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20.05.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; kuruma bildirilen sigortalı çalışmaları dışında 1972 yılının 9 uncu ayında 20 gün, 1973 yılının 4-5-6-7-8-9 uncu aylarında 30 gün olmak üzere toplam 190 gün daha çalışmasının tespitinin talep etmiştir.

II.CEVAP
Feri müdahil kurum vekili cevap dilekçesinde; 11.09.2014 tarih 29116 resmi gazetede yayımlanan yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnemelerde değişiklik yapılması ile bazı alacakları yeniden yapılandırılmasına dair Kanun’un 64 üncü maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanun’un 7 inci maddesi değiştirilmiş olup ” hizmet akdine tabi çalışmalar nedeniyle zorunlu sigortalık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda dava kurumu resen ihbar edildiği ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan kurum yanında katıldığı taraf başvurması dahi kanun yoluna başvurabilir, kurum yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür” hükmü getirildiği hüküm gereğince söz konusu davada davalı yanında feri müdahil olarak devam etmelerine karar verilmelerine aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının eşi … 03.05.2006 tarihinde vefat ettiği, eşinin 1972-1973 tarihleri arası davalı işverenin yanında çalışmaları eksik bildirdiği için dul aylığı bağlanmadığı, eşinin bu tarihler arası çalıştığı halde eksik gösterildiği, bodro tanıklarının alınan beyanlarında davacının iddiasını destekler nitelikte olduğu, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve davacının eşi … işveren …’na ait iş yerinde SGK ya bildirilen sigortalı çalışmaları dışında 1972 yılı 9 uncu ayında 20 inci gün, 1973 yılında toplam 5 Ay (30 ar gün olmak üzere ) toplam 190 gün daha hizmet aktine dayalı çalıştığı gerekçesiyle,
Davanın kabulü ile,
Davacının davalı barit maden ocağı işletmesi (…’na ait ) 4561.61 işyeri sicil nolu, isimli işyerinde;
22.07.1972 – 30.09.1972 tarihleri arasında 20 gün,
01.04.1973 – 19.08.1973 tarihleri arasında 139 gün,
olmak üzere toplam 190 günlük çalışma süresinin 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin 9 uncu fıkrası gereğince sigortalı hizmet süresi olduğunun tespitine, karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili ile feri müdahil kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
1.Davalılar Vekilinin İstinaf Sebepleri
Hak düşürücü sürenin geçtiğini, önceki hükmün istinaf aşamasında ortadan kaldırılması ile gerekli incelemenin yapılmadığını, objektiflikden uzak bir şekilde davacının yaşlı olduğundan ve bir an önce karar tesis edilmesini istediğinden bahisle hüküm oluşturulduğunu, sadece tanıklardan …’ın gerçek dışı beyanı esas alınarak karar oluşturulmasının, esasen davacının emeklilik için süreyi şeklen doldurmasını sağlamaya yönelik bir hüküm olduğunu, dinlenen şahitlerin büyük bir kısmının davacıyı tanımadığını, sözde tanıyanların da, aynı soyadı taşıyan davacı akrabaları olduğunu, yine kararda davacı tarafından ibraz edilmiş somut hiçbir belgenin olmadığını, işyeri sahibi … ‘nun ölümünden 40 yıl, davacının ölümünden 13 yıl sonra açılan hizmet tespiti davasının hiçbir yasal delile dayanmadığını, davacı eşine maaş bağlatmak için eksik kalan günleri doldurma amacıyla açıldığını, maddi vakalara aykırı bir dava olduğunu, davanın yasal hiçbir dayanağı olmadığından reddinin gerektiğini belirterek;

2.Feri Müdahil Kurum Vekilinin İstinaf Sebepleri
Davacı tarafça gösterilecek tanık ifadeleriyle yetinilmeyerek aynı işyerinde bordrolara geçmiş çalışanlar ve komşu işyerlerini çalıştıran kişiler ile bu işyerlerinde bordrolara geçen çalışanların kimlik ve adresleri re’sen araştırılarak çalışma konusunda bilgi ve görgülerine başvurulması , işyeri kayıtları ücret bordroları celp edilerek bu kayıtlarda iddia konusu çalışma ile ilgili herhangi bir yazılı bilginin bulunup bulunmadığı araştırılması, çalışma olgusunun varlığı çok yönlü değerlendirilmesi aksi takdirde dava reddedilmesi gerektiğini, Yargıtay’ın bir çok bozma ilamında belirtildiği üzere işe giriş bildirgesinin ve bordroların davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesi olduğunu, karinenin tersinin eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerekmekte olup yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemeyeceğini belirterek kararı istinaf etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1-Davacı murisinin davalı işyerinde kuruma 22.07.1972 – 09.09.1972 tarihleri arasında 48 gün, 01.04.1973 – 10.04.1973 tarihleri arasında 10 gün çalışmalarının bildirildiği, dava dilekçesinde 22.07.1972 – 30.09.1972 ve 01.04.1973 – 30.09.1973 tarihleri arasında çalıştığının iddia edildiği, davacı tarafça işe giriş bildirgelerinin verildiği tarihten sonrasına ilişkin kesintisiz çalışma iddiasında bulunulduğundan bu haliyle hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemeyeceği; Mahkemece dinlenen davacı tanıkları ve bordro tanıklarının SGK hizmet dökümleri ve dönem bordroları, işe giriş ve çıkış tarihleri tek tek değerlendirildiğinde; 1972 yılında Kasım ayına kadar çalışan tanıkların davacının murisinin kesintisiz çalışmasını doğruladığı anlaşılmakla 30.09.1972 tarihine kadar olan dönem için tespit kararı verilmesinde hata olmadığı, Mahkemece verilen ilk kararda 1973 yılında da davacı murisinin 30.09.1973 tarihine kadar çalıştığının tespitine karar verildiği, kaldırma kararı üzerine davacı vekilinin beyanı alındığında 19.08.1973 tarihine kadar tespit kararı verilmesini talep ettiği, davacı murisinin çalışmasına şahitlik eden tanıklardan …, …, …, …, … ve …’ın 1973 yılında geçen çalışmayı doğruladıkları, davacılar murisinin belirtilen sürelerle işyerinde kesintisiz çalıştığının sabit olduğu anlaşılmakla Mahkemece bu yönde karar verilmesinde hata yoktur.

2-Davacı murisinin davalı işyerinde kuruma 22.07.1972 – 09.09.1972 tarihleri arasında 48 gün, 01.04.1973 – 10.04.1973 tarihleri arasında 10 gün çalışmalarının bildirilmiştir. 1973 yılındaki çalışmaya ilişkin olarak Mahkemece 01.04 1973 – 19.08.1973 tarihleri arasında 139 gün için tespit kararı verilmiş olup, kurum kayıtlarında yer alan 10 gün dışlanmadan infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca yine infazda tereddüt oluşturacak şekilde 1972 ve 1973 yıllarında tespitine karar verilen toplam süre yanlış belirtilmiştir. Davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, davanın kabulüne karar verildiğinin belirtilmiş olması da hatalı olduğu gerekçesiyle,

Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, esas hakkında yeniden karar verilmesine,
Davanın kısmen kabulü ile;
Davacının davalı barut maden ocağı işletmesi (…’na ait ) 4561.61 işyeri sicil nolu, isimli işyerinde;
22.07.1972-30.09.1972 tarihleri arasında 20 gün,
01.04.1973-19.08.1973 tarihleri arasında 129 gün olmak üzere toplam 149 günlük çalışma süresinin 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin 9 uncu fıkrası gereğince sigortalı hizmet süresi olduğunun tespitine, karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile feri müdahil kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; kısmen kabul kararının hatalı olduğundan bahisle temyiz talebinde bulunmuştur.

Feri müdahil Kurum vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hizmet tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesinin 10 uncu fıkrası

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ile feri müdahil kurum vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgilisinden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.