Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/1397 E. 2023/1338 K. 17.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1397
KARAR NO : 2023/1338
KARAR TARİHİ : 17.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3248 E., 2022/2927 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/435 E., 2022/374 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali, Tarım Bağ-Kur sigortalılığın tespiti ve borçlarının yapılandırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin geçimini herhangi bir işverene bağlı olmaksızın kendisinin olan tarım arazilerinde yetiştirdiği hayvanlarını ve elde ettiği süt ve et ürünlerini kendi adına ve hesabına satarak yürütmekte olduğu hayvancılık işleriyle sağlamakta olduğunu, buna göre müvekkilinin 2926 sayılı mülga Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca, adı geçen yasa kapsamında sigortalı sayılacaklar arasında olduğunu, müvekkilinin 01.12.2007 ila 28.02.2016 tarihleri arası 2926 sayılı Kanuna göre tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamına alınması ve borçlarının yapılandırılması için 27.09.2021 tarihinde Denizli SGK İl Müdürlüğüne müracaat ettiğini, SGK Denizli İl Müdürlüğünün 12.10.2021 tarihli cevabi yazısında; “…Genelgelere dayanarak sigortalılık hizmeti verilememektedir.” denilmek suretiyle taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin yürütmekte olduğu hayvancılık faaliyeti sonucu elde etmiş olduğu hayvansal ürünlerini, 30.11.2007 – 28.02.2016 tarihleri arasında kesintisiz olarak … Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne sattığını, ilgili kurumlarca satışı bedelinden Bağ-Kur prim kesintisi yapıldığını, buna ilişkin kayıtların dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, müvekkilinin hayvansal faaliyet yürüttüğüne ilişkin olarak ilgili Kuruma tapu kayıtlarını da sunduğunu, müvekkilinin … Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üyesi olduğunu, Pamukkale İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün müvekkilinin işletmesindeki mevcut hayvanları gösterir 01.11.2021 tarihli raporunun da olduğunu, 2926 sayılı mülga Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca, adı geçen kuruluşlarla müvekkil arasındaki söz konusu ilişkinin kurum kayıtlarının tetkikinden tespit edilebileceğini, SGK’nın ret cevabının yerinde olmadığını, genelgelerin ve yönetmeliklerin yasaya aykırı düzenlenemeyeceğini, bunların yasanın uygulamasını daraltamayacağını, ilgili yasaya göre müvekkilinin tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunu beyanla; müvekkilinin zorunlu 01.12.2007 – 28.02.2016 tarihleri arasındaki tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine, kurum kayıtlarının düzeltilmesine ve SGK’ya yapılan 27.09.2021 tarihli başvuruları doğrultusunda 7326 sayılı Yapılandırma Kanunu gereğince müvekkilinin 01.12.2007-28.02.2016 tarihleri arasındaki borçlarının yapılandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı SGK vekili, davanın haksız ve yersiz açılmış bir dava olup reddi gerektiğini, Kurumun 2013/11 no.lu Genelgesinin 2.1. “Tevkifata istinaden sigortalılığının başlatılması ve bildirimi” başlıklı kısmı ve 2013/27 no.lu Genelgesinin 15. maddesinin “01/10/2008 tarihinden itibaren Yapılan Tarımsal Kesinti Nedeniyle Tescil işlemleri” başlıklı bölümü ile Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak hazırlanan 12/05/2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 11 inci maddesinin 4 üncü fıkrasının (d) bendi hükümleri gereğince bir yıllık bildirim süresi içinde bildirimleri yapılanların sigortalılıklarının odaya kayıt edildikleri tarihten, bu süreyi geçirenlerin sigortalılıklarının ise bildirimlerinin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlatılmakta olup bir yıldan daha uzun süre için geriye dönük olarak sigortalılık başlatılamadığını, gerek 5510 sayılı Kanunda gerekse Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde tarımsal kesintiye istinaden tescil yapılmasını düzenleyen bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle tarımsal faaliyette bulunanların 01.10.2008 tarihinden itibaren sattıkları ürün bedelleri üzerinden yapılan kesinti belgelerine istinaden sigortalılık tescilinin yapılmayacağını, 2013/27 no.lu Genelgenin 15 inci maddesi gereği 01.10.2008 tarihi sonrası satılan ürün bedelleri üzerinden yapılan kesintilere ilişkin belgelere istinaden sigortalılık hizmeti verilemediğini, bahse konu sigortalının 11/2007, 12/2007, 01/2008 aylarına ilişkin tevkifat listelerinin Kuruma intikal ettiğini, ancak listelerde ismine rastlanmadığını, ayrıca 08/2010, 09/2010, 10/2010, 04/2011, 05/2011, 12/2011, 07/2012, 01/2013, 02/2013, 03/2013, 04/2013, 05/2013, 08/2013, 09/2013 aylarına ilişkin listelerin Kuruma intikal etmediğini, sigortalının süt kesinti tutarlarının … Bağ-Kur numarasına aktarılmış olup sigortalının tescilinin ziraat odası üyelik kaydına istinaden 29/02/2016 başlatılıp 05/04/2017 tarihinde muafiyet terki işlenerek sigortalıya 1 yıl 1 ay 6 gün hizmet verildiğini, 7326 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilecek Bağ-Kur prim borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararda belirtilen yasa hükümleri çerçevesinde, davacının sigortalılığının tespitine karar verilen 01.03.2010 – 31.12.2014 tarihleri arası döneme ilişkin olarak tahakkuk ettirilecek prim borcu, 2021 yılı Nisan ayı öncesi aylara ilişkin olup 7326 sayılı Kanun’un 7/1-a bendi kapsamında kaldığı, ayrıca davacının Kanunda öngörülen sürenin sona erdiği 31.07.2021 tarihinin öncesine rastlayan 28/09/2021 tarihinde anılan Kanuna dayalı olarak yapılandırmadan yararlanma talebiyle başvuruda bulunduğu, davacının yasal süresi içerisinde davalı Kuruma başvuruda bulunduğu hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, öte yandan, eldeki davada davacının tespiti talep edilen 30.11.2007-28.02.2016 tarihleri arası sigortalılık süreleri, başvuru tarihi itibarıyla kayıt ve tescil edilmemiş ise de açıklanan kabule göre davacının söz konusu sigortalılık sürelerinin tescilinin gerektiği, bu bağlamda, mahkemenin kararının var olan sigortalılık sürelerinin tespitine yönelik olduğundan tespitine karar verilen sigortalılık sürelerinin davacının yapılandırma başvurusunda bulunduğu tarih itibarıyla var olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu itibarla, davacının başvurusu doğrultusunda, tespitine karar verilen sigortalılık süreleri sebebiyle tahakkuk ettirilecek prim borcunun 7326 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yapılandırılmasının yasal zorunluluk olduğu, açıklanan sebeplerle, talep doğrultusunda davacının tarım sigortalılığının tespiti talep edilen sürelerden, sigortalı olarak kabulü gerektiği saptanan sürelerde tarım sigortalısı olduğunun tespitine, bu doğrultuda kurum kayıtlarının düzeltilmesine ve davacının tespitine karar verilen sigortalılık süreleri sebebiyle tahakkuk ettirilecek prim borçlarının 7326 sayılı Kanun gereğince yapılandırılmasına, fazlaya ilişkin süreler yönünden ise davacının sigortalılığının tespiti, kurum kayıtlarının düzeltilmesi ve prim borçlarının yapılandırılması taleplerinin reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin ilk Bağ-Kur kesintisinin 30.11.2007 tarihinde yapıldığını, dosyaya sunulan deliller ve tanık anlatımlarının müvekkilinin hayvansal faaliyetinin süreklilik gösterdiğini kanıtladığını, müvekkilinin hayvancılık faailiyetlerinin 28.02.2016 tarihine kadar devam ettiğini, yine SS … Tarımsal Kalkınma koop kaydının 28.02.2016 tarihinde sona erdiğini, bu nedenle 01.12.2007 tarihinden 28.02.2016 tarihleri arası Bağkur kapsamına alınması gerektiğini, bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı vekili tarafından müvekkili kuruma 7256 sayılı yasa gereğince başvuruda bulunulduğunu, davacının başvurusu üzerine 20.,02.2016-05.04.2017 tarihleri arasında yapılan tevkifat kesintilerinin bağ-kur numarasına aktarıldığı, 08/2010, 09/2010, 04/2011, 05/2011, 12/2011, 07/2012, 01/2013, 03/2013, 04.2013, 05/2013, 08/2013 ve 09/2013 tevkifat listelerinin Kurum kayıtlarına intikal etmemesi sebebiyle hizmet verilemediğinin tespit edildiğini, kurum kayıtlarının esas olduğunu, kuruma yüklenecek bir kusurun bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
” Dava davacının 01/12/2007-28/02/2016 tarihleri arasında tarım bağ-kur (4/1-b-4) sigortalılığının tespiti ve yapılandırmadan yararlanma hakkı bulunduğuna verilmesi isteklerinden ibarettir.

İlk derece mahkemesince 01.03.2010 – 31.12.2014 tarihleri arası dönem yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar her iki taraf vekilince istinaf edilmiştir.

İstek geriye doğru sigortalılığın tespiti davası olmakla tescil başvurusu, iradi prim ödemesi ve/veya prim tevkifatı olgusuna dayalı olarak karar verilebilir. Somut davada ilk derece mahkemesince geçerli ürün teslimi ve tevkifat belgelerine dayalı olarak karar verilmesi yerindedir. Davacı daha fazlasını ispatlayamamıştır. Davacının ürün teslimini beyan ettiği kooperatifin o tarihte üyeleri olmadığı için 2007-2008 yıllarında davacıdan mal alımı yapılmadığı beyanı karşısında fotokopi mahiyetindeki belgelere itibar edilmemesi de yerinde olmuştur.

Bu itibarla ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı” belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, hayvansal ürünlerini, 01.12.2007 tarihinden 28.02.2016 tarihleri arasında kesintisiz olarak … Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi sattığını, ilgili kurumlarca Bağkur prim kesintisi yapıldığını, Mahkemece yapılan araştırmada, … Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden aldıkları Bağ-Kur kesinti listesinde, 30.11.2007, 31/12/2007 ve 31.01.2008 tarihli tevkifatın da geçtiğinin anlaşıldığını ancak Kooperatifin 09.12.2021 havale tarihli yazısı ekinde sunulan belgelerin arasında söz konusu tarihlere ilişkin bilgi veya belgeye rastlanmamış, mahkemece bu hususun sorulması üzerine Kooperatifin 08.02.2022 havale tarihli yazısına göre yazı ekinde sunulan karar defteri fotokopilerine göre davacının Kooperatifte ortaklık başlangıç tarihi 25.02.2010 olup bitiş tarihinin ise 01/03/2016 olduğu, bu sebeple 2007-2008 yıllarında davacıdan mal alımı yapılmadığının bildirildiğini, oysa Mahkemece … Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden alınan belgede prim kesintilerinin olduğunun açıkça görüldüğünü ancak Mahkemece imzalı ve mühürlü bu belgeye itibar edilmediğini, müvekkilinin ilk Bağkur kesintisinin 30.11.2007 tarihinde yapıldığını, hayvancılık faaliyetlerinin ve SS … Tarımsal Kalkınma koop. kaydının 28.02.2016 tarihinde sona erdiğini, bu nedenle 01.12.2007 tarihinden 28.02.2016 tarihleri arasının Bağ-Kur kapsamına alınması gerektiğini beyanla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı kurum vekili temyiz dilekçesinde, tevkifat kesintilerinin kuruma aktarıldığının tespit edildiği dönemlerin kurumca kabul edildiği, kalan dönemin reddolunduğu, kurum işleminin yerinde olduğunu beyanla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ve yapılandırma talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Davanın yasal dayanağı olan 2926 sayılı Kanun’un 2 inci maddesinde, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, 3 üncü maddenin (b) bendinde, bu Kanunda geçen “tarımsal faaliyette bulunanlar”ın, kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya özgü yerlerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan yararlanmak suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından korunmasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanları ifade ettiği açıklanmıştır. Ayrıca 5 inci maddede, yasal süresinde kayıt ve tescillerini yaptırmayanların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi izleyen aybaşından itibaren başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6 ıncı maddede, bu Kanuna göre sigortalı sayılanların sigortalılıklarının tarımsal faaliyetlerine son verdiklerinde sona ereceği, 7 inci maddede, kişilerin bu Kanuna göre sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç 3 ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorunda oldukları, 9 uncu maddede, bu zorunluluğa uymayanların tescil işlemlerinin Kurumca kendiliğinden yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan davanın diğer yasal dayanağı niteliğindeki 5510 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinde tarımsal faaliyet, 2926 sayılı Kanun’un 3/b maddesinde öngörüldüğü şekilde tanımlandıktan sonra 4 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, 7 inci maddede sigorta hak ve yükümlülüklerinin, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, 1 yıl içinde bildirilmesi durumunda kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı öngörülmüştür.

02.08.2003 günü yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun’un 56 ıncı maddesi ile yürürlükten kaldırılan 2926 sayılı Kanun’un 36 üncü maddesi ve 4956 sayılı Kanun’un 27 inci maddesi ile değişikliğe uğrayan 1479 sayılı Kanun’un 53 inci maddesi hükümlerinde kanun koyucu, Kurumun prim alacaklarının Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilebilmesine imkan tanımıştır. Buna göre, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla ilgili sigorta primlerinin, ilgiliye ödenmesi gereken ürün bedellerinden kesilerek o kişi adına Kurum hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilmesi durumunda, kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi belirtilen şekildeki prim ödeme olgusunun, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan kişinin kayıt ve tescil konusundaki iradesini ortaya koyduğunun kanıtı olarak kabulü gerekmektedir. Tarımsal faaliyet olgusunun kanıtlanmış olması, tescilli sigortalılar yönünden tescil tarihinden, tescili bulunmayanlar yönünden ise ilk prim ödemesinin veya tevkifatın gerçekleştirildiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olumlu sonuç doğurmaktadır. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan Kanunlarda 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu ve 5510 sayılı Kanunun 86/9 uncu maddesinde açıklanan hizmet tespiti davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemesi ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının öngörülmesi karşısında, tescil veya iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı öncesine ait dönem yönünden tarımsal faaliyet ve buna dayalı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti söz konusu olamayacaktır. Ayrıca belirtilmelidir ki, tarımsal faaliyete kabul edilebilir süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır.

3. Değerlendirme
1.Eldeki davada, dava dilekçesi ekinde sunulan ve SS…. Tar. Kal. Koop. Bağ-Kur kesinti listesinde görülen 30.11.2007 tarih ve 351 sayılı, 31.12.2007 tarih ve 381 sayılı, 31.01.2008 tarih ve 422 sayılı makbuzların kayıtlı oldukları liste ile makbuz koçanları ve bu numaraların altında ve üstünde kayıtlı olan kişilerin ürün teslim listelerinin celbi, kurumdan da tüm tevkifatlar yönünden kuruma intikalin sağlanıp sağlanmadığının sorulması ile ilgili belgelerin celbedilmesi ve 7326 sayılı Kanundan yararlanma şartları da bu belgelerin celbinden sonra varılacak sonuca göre değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.