Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/13421 E. 2023/12943 K. 18.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/13421
KARAR NO : 2023/12943
KARAR TARİHİ : 18.12.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1313 E., 2023/1797 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 21. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/227 E., 2021/139 K.

Taraflar arasındaki ödeme emri iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ödeme emrinin konu prim ve gecikme zammına ilişkin borçların ödeme emrinin tebliğ tarihi itibari ile tüm alacakların zamanaşımına uğraması nedeni ile ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, ödeme emrine konu prim borçlarının zamanaşımına uğramadığı beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın yasal sürede açılmadığını, zamanaşımını kesen hususların 6183 ve 5510 sayılı Kanun’da sayıldığını, borcun zamanaşımına uğramadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın yasal sürede açılmadığını, zamanaşımını kesen hususların 6183 ve 5510 sayılı Kanun’da sayıldığını, borcun zamanaşımına uğramadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
506 sayılı Kanun’un 80 inci maddesi hükmünün, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanun’la değiştirilmesinden önceki dönemde; prim alacağı ve gecikme zamları yönünden Kurum’un alacağı Türk Borçlar Kanunu 125 inci maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımının başlangıç tarihi ise yine Türk Borçlar Kanunu’nun 128 inci maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Türk Borçlar Kanunu’nun madde 132 ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir.

506 sayılı Kanun’un 80 inci maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile, Kurum’un süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 6183 sayılı Kanun m.102 ve devamı maddeleri uyarınca zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenmiştir.

06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılmış, Kurum’un süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi ile birlikte 102 nci maddesinin uygulanmayacağı hükme bağlanarak 3917 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 10 yıllık zamanaşımı dönemine geri dönülmüştür.

506 sayılı Kanunun anılan maddesi 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmış, konuya ilişkin düzenlemenin yapıldığı 5510 sayılı Kanun’un 93/1 inci fıkrasında, Kurum’un prim ve diğer alacaklarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, sürenin başlangıcının ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başı olduğu belirtilmiştir. Madde de, özel durumlardan doğan prim ve diğer alacaklar yönünden zamanaşımının başlangıç tarihi ayrıca düzenlenmiş, Kurum’un prim ve diğer alacaklarının; mahkeme kararı sonucunda doğması halinde ise, mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurum’un denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğması halinde, rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğması halinde, bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğması halinde, bilgi ve belgenin Kurum’a intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı süresinin başlatılması gerekeceği belirtilmiştir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Ödeme emrine konu 2007/6 dönemlere ilişki prim alacaklarına ilişkin davacı süresi içinde zamanaşımı definde bulunmuştur. 5198 sayılı Kanun getirilen düzenlemenin geçerli olduğu ve davacı hakkında 6183 sayılı Kanun’un 103 ve 104 üncü maddeleri uyarınca zamanaşımını kesen veya durduran bir işlemin gerçekleşmediğinin belirgin olmasına göre, ödeme emrinin tebliğ tarihi dikkate alındığında zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.