YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1335
KARAR NO : 2023/5704
KARAR TARİHİ : 23.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Kısmen Kabul – Kısmen Red
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 18. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki iş kazasından maddi ve manevi tazminat istemlerinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ile davalılardan … ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile yeniden esas hakkında kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmiş, davacılar vekili temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmekle, duruşma yapılmak üzere tayin olunan 04.10.2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar adına Av. … ile davalılar … ve … adlarına Av. …’ın geldiği, diğer davalılar adlarına gelen olmadığı görüldükten, gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra duruşmaya son verilerek, aynı gün öğleden sonra yapılan incelemede, dosyada tespit edilen noksanların ikm…için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verildikten, noksan ikmal edilerek dosya Dairemize gelmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dosyasının 08.12.2005 tarihli dava dilekçesinde özetle; sigortalı …’in 26.03.2005 günü inşaat işyerinde asansör d…lerinin üzerine düşmesi sonucu ağır yaralandığını, inşaat sahibinin ve işverenin taşeronluğunu … ve …’ın yaptığını, iş kazasının işverenlerin kusuruyla meydana geldiğini belirterek sigortalı … lehine 5.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … …Araç Mak.İnş. İth.San.Tic.Ltd.Şti, … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı vekili yargılamanın devamında 15.05.2008 tarihli dilekçesiyle …’ın davalı olarak eklenmesini talep etmiştir.
3. Davacı vekili maddi tazminat istemini 237.616,96 TL’ye artırmıştır.
4. Davacılar vekili aynı iş kazası nedeniyle eş ……… lehine 55.000,00 TL, çocuklar …, … ve … lehlerine 25.000,000 TL’şer manevi tazminatın davalılar … …Araç Mak.İnş. İth.San.Tic.Ltd.Şti, …, … ve …’tan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 06.06.2017 tarih ve 2005/912 E – 2017/195 K. sayılı ilk kararında; asıl davanın kabulüne, 30.000 TL manevi ve 237.616,96 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 26.03.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Birleşen … 19. iş mahkemesinin 2016/263 esas sayılı davasının kısmen kabulü ile davacı ……… için 20.000,00 TL davacılar … ve ……… için ayrı ayrı 15.000,00 TL’şer manevi tazmanıtın 26.03.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacı … için ise 15.000 TL manevi tazminatın ise 11.01.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
2.Davalılardan …, …, … ve … vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2018 tarih ve 2017/4191 E- 2018/2920 K sayılı ilamında özetle; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde her ne kadar davalılar … ve …’ın taşeron olduğu tespiti ile tazminattan sorumlu tutulmuş ise de; dosyada bu şahıslar yönünden taşeron olup olmadıkları hususunda bir araştırma yapılmadığı, dosya kapsamında yapılan soruşturma ve alınan kusur raporlarında bu şahıslara kusur atfedilmediği görülmekle, öncelikle mahkemece bu şahıslar yönünden taşeron sıfatıyla sorumlu tutularak karar verilebilmesi için adlarına işyeri kaydı, vergi kaydının bulunup bulunmadığı, bu davalıların davalı işyerinde sigortalı çalışıp çalışmadıklarına ilişkin kayıtların açık ve net olarak araştırılması, buna göre taşeron sıfatları bulunduğu takdirde bu şahıslar yönünden kusur durumunun irdelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi, diğer yandan davalı limited şirketin ortakları olan davalılar … ve … hakkında davacı tarafından dava açılmış ise de gerek müfettiş raporunda gerekse yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında bu davalılara atfedilen kusur bulunmadığı, davanın işveren olan davalı şirket ile kazanın meydana gelmesinde kusur atfedilen şirket müdürüne karşı da açılmış olduğu, dolayısıyla şirket ortakları olmak dışında sıfatları bulunmayan davalıların hangi gerekçe ile sorumlu tutulduğuna ilişkin kararda açıklık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf taleplerinin kabulü ile; mahkemece davanın esasına girilerek davalı …’ın taşeron sıfatının bulunup bulunmadığı hususunda belirtildiği şekilde araştırma sonucu dosyadaki delillerle birlikte değerlendirme yapılarak davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunda bir karar verilmek üzere HMK nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; asıl ve birleşen davalar iş kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, davacı …’in 26.03.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün %64’ünü kaybettiği … Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 28.12.2009 tarihli raporunda sabit olduğu, Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında uzman bilirkişi kurulundan alınan 20.04.2010 tarihli rapora göre iş kazasının meydana gelmesinde davalı şirketin %100 oranında kusurlu olduğu, davacının tedavi sürecinde bir süre şuuru kapalı kaldığı, ameliyatlar geçirdiği ve sakat kaldığı dikkate alındığında bu durumun hem asıl davada davacı olan … yönünden maddi ve manevi zarara yol açtığı, davacının duyduğu büyük acı ve üzüntünün giderilmesi gerektiği, yine davacı …’in maluliyet oranı dikkate alındığında 237.616,96 TL maddi zararın bulunduğu, oluşan maddi ve manevi zararın davalı şirket ve davacı şirketin ortağı ve aynı zamanda olay tarihindeki fiili yöneticisi ve müdürü olan …ve … tarafından giderilmesi gerektiği sonucuna varıldığından asıl davanın kabulü ile 30.000 TL manevi ve 237.616,96 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan tahsiline, yine davacının eşi ve çocukları olan birleşen davanın davacıları …, …, … ve…’nın eşi ve babaları olan …’in geçirdiği iş kazası ve %64 oranındaki maluliyeti ve uzun tedavi süreçleri nedeniyle büyük bir acı ve üzüntü duydukları bir gerçektir. Bu acının kısmen de olsa giderilmesi için davacı … için 20.000 TL, davacılar …, … ve… için ayrı ayrı 15.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalı şirket, … ve …’tan tahsiline, birleşen dava yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Ayrıca davacılar vekili her ne kadar davalılar …, … ve … hakkında da maddi ve manevi zararın tazmini için dava açmış ise de, gerek … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/11 esas sayılı dava dosyasındaki beyanlar, gerekse … 19. İş Mahkemesi’nin birleşen 2010/263 esas sayılı dosyadaki dava dilekçesinde şirketin fiilen … tarafından yönetildiğini belirtilmiş olması dikkate alınarak bu davalılar hakkındaki asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Aynı zamanda kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sırasında, davalılar … ve …’ın olay tarihinde işyeri kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmış ve iş yeri kayıtlarının olmadığı, yargılama sırasında alınan kusur raporunda, bu davalıların olayın meydana gelmesinde kusurlu olmadıkları belirlendiğinden davalılar … ve …’ın oluşan zarardan sorumlu tutulamayacakları sonucuna varıldığından bu davalılar hakkındaki asıl ve birleşen davaların da reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar ve davalılardan … ve … … vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile çelişen hüküm kurduğunu, davalı …’nin ilk karara karşı istinaf başvurusu yok iken mahkemece bahsi geçen davalı hakkında yeni kararda ret kararı verilemeyeceğini, dosya kapsamındaki belgelere göre davalılar Hasan ve Bekir’e ait kaza tarihine yakın işveren olduklarına dair kayıtlar bulunduğunu, yine ortadan kaldırma kararında davalı …‘in sorumluluğunun kabul edildiğini, ret kararının gerekçesiz olduğunu, davalı …’nin iflas durumunu saklayarak davacıların zararına sebep olduğunu, ayrıca mahkemece davalı … bakımından yöneticilik yaptığı kabul edilen belgenin davalı … bakımından delil olarak kabul edilmemesinin çelişki olduğunu, HMK nın 339/son maddesine göre davacılar eleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, … şirketinin iflas ettiğine dair iflas dosyasının celbini talep ettiklerini belirterek mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalılardan … ve … vekili stinaf dilekçesinde özetle; davalı müvekkillerinin şirket ortağı olmadıklarını, davalı … tarafından bir kısım resmi işlerin yürütülmesi bakımından davalı …’ye vekaletname verilmiş olduğunu, müvekkillerinin işveren sıfatı bulunmadığını, şirketi yönetmeye yetkili tek kişinin davalı … olduğunu, T.T.K.’nun 573 üncü maddesine göre şirket ortaklarının dahi şirket borçlarından sorumlu tutulamayacağını, aynı zamanda müvekkillerinin ortak dahi olmadıklarını, kusur raporunda da kaza sebebiyle müvekkillerinin kusurlarının bulunmadığı sonucuna varıldığını, yargılamada müvekkillerine usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davacının davalılar Bekir ve Hasan tarafından yardım etmek üzere çağrıldığını, davacının davalı şirket işçisi olmadığını, davacıya hiç kusur atfetmeyen rapora itibar edilemeyeceğini, davacının d…ci ustası olarak kabul edilip ücret belirlenmesinin de hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; asıl dava dosyası bakımından davacı işçi tarafından davalılar… …Araç Mak.İnş. İth.San.Tic.Ltd.Şti., …, …’a husumet yöneltilerek iş kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat talebinde bulunulduğu, yargılamanın devamı sırasında ise davalı şirket ortağı ve müdürü sıfatına sahip …’ın dahili davalı olarak davaya kabul edilerek adı geçen hakkında da tazminat talep edildiği, usul hukukumuzda “dâhili davalı” şeklinde bir düzenleme yer almadığı, Mahkemece, ancak davada taraf olan kişiler hakkında karar verilebileceği, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslah suretiyle dahi mümkün olmadığı, sorumlu olanlardan biri hakkında dava açıldıktan sonra diğer bir sorumlunun davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması olanağı olmadığından asıl dava dosyasında taraf olmayan … hakkında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, Bilirkişi heyetinden alınan raporda iş kazasının meydana gelmesine %100 işveren şirket kusurunun sebep olduğu bu işveren şirket kusurunun %5lik kısmının ise şirket ortağı ve müdürü olan …’a ait olduğunun mütalaa edildiği, kusur raporunun oluşa uygun olduğu kusur raporunda davalı şirket ortağı olarak değil şirket müdürü olarak eylemleri ile kazanın oluşmasına sebebiyet verdiği sonucuna varılan …’ın birleşen dava dosyasında manevi tazminat talebinden davalı şirket ile birlikte müştereken müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği kanaatine erişildiği anlaşılmıştır.
2.Asıl dava dosyası bakımından … ve …’a yöneltilen bir dava bulunmadığı, bahsi geçenler hakkında maddi manevi tazminatlardan sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu, birleşen dava dosyası bakımından davacı tarafça … ve …’ın davalı şirketin gerçekteki ortak ve yöneticisi olduğu bu nedenle taleplerden sorumlu tutulmaları gerektiği bu iddiayı ispat bakımından bir kısım deliller ibraz edilmiş ise de söz konusu şahısların resmi kayıtlarda şirket ortağı olmadıkları gibi bir an için fiili ortak olarak düşünülmeleri halinde dahi şirket tüzel kişiliği nazara alındığında ortakların tazminatlardan sorumluluğunun doğmayacağı, dosya içerisindeki teftiş raporu ve kusur raporunda da davalılar …ve …’in işlem ve eylemleri ile kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiklerine ilişkin de bir tespit bulunmadığı bu nedenle davalılar … ve …’e yöneltilen davanın reddine karar verilmiştir.
3.Davalılar … ve …’ın alt işveren olduklarına dair davacının ceza soruşturmasındaki ifade tutanakları dışında bir delil bulunmadığı, olay tarihinde işveren olduklarını gösteren üzerlerine kayıtlı işyeri bulunmadığı, anılan davalıların davacı işçi gibi kendilerinin de kazanın gerçekleştiği inşaatta işçi olarak çalıştıklarını ileri sürdükleri, SGK kayıtlarında davalıların kaza tarihi itibariyle işçi olarak adlarına prim ödemesi yok ise de, davacının da kaza tarihinde sigortasız çalıştığı düşünüldüğünde bu durumun tek başına davalı gösterilen … ve …’ın alt işveren oldukları sonucunu doğurmayacağı kanaatine varılmış, ana dava dosyasında husumet yöneltilen davalılar … ve … hakkındaki davalar bakımından davanın reddi gerekeceği sonucuna varılmış, ancak mahkemece ilk kararda asıl davanın kabulüne ve 30.000,00 TL manevi tazminatın ve 237.616,96 TL maddi tazminatın davalı …’in de aralarında bulunduğu davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiş olmakla ve davalı …’in ilk karara karşı istinaf başvurusu bulunmamakla davacı taraf lehine oluşan usuli müktesep hak sebebiyle yeni kurulan hükümde ana dava dosyası bakımından davalı … maddi manevi tazminattan sorumlu tutulmuştur.
4.Davalı şirket hakkında dosya içinde bulunan iflas kaydına dair ticaret sicil gazetesi içeriği sebebiyle oluşan tereddüt nedeniyle ticaret sicil müdürlüğüne yazılan yazıya şirketin aktif olduğu şeklinde cevap verilmiştir.
5. Hesap bilirkişi raporunun, maluliyete ve kusura ilişkin raporlara uygun hazırlandığı denetime elverişli, bilimsel verilere ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmış, bu nedenle karara esas alınması gerekmiştir.
6. Ana dava dosyası bakımından olay tarihi, işçinin maluliyet oranı, olayın özelliği, kusur durumu, tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiştir. Birleşen dava dosyası için de davacılar kazazede işçinin eşi ve çocukları olup; maluliyet oranı, kusur durumu, tedavi süreçleri ve sonrasında duyulacak acı, üzüntü dikkate alındığından hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
7. Anılan gerekçelerle, davacılar vekili ve davalılar … ve …vekilinin istinaf talepleri sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca hükmün ortadan kaldırılarak:
1)Asıl davada;
a- Davalı … hakkındaki davanın reddine,
b- Davalılar … ve … Motorlu Araçlar Ltd. Şti. hakkındaki davanın kabulüne,
30.000,00 TL manevi tazminatı ile 237.616,96 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 26.03.2005 tarihinden itibaren davalılar … ve … Motorlu Araçlar Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
2) Birleşen … 19. İş Mahkemesinin 2016/263 esas sayılı davasında;
a) Davalılar … ve … hakkındaki davanın reddine,
b) Davalılar … ve … Motorlu Araçlar Ltd.Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulü ile davacı … için 20.000,00, davacılar …, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26.03.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılar … ve … Motorlu Araçlar Ltd.Şti.’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar ve davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemenin ilk kararında asıl davadaki tazminat istemlerinden dahili davalı olarak sorumlu tutulan …’ın kararı istinaf etmemiş olması nedeniyle müvekkili lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edilerek Bölge Adliye Mahkemesince bu davalı usulüne uygun hakkında açılmış bir dava olmadığından bahisle verilen karar hatalı olduğunu, dahili dava dilekçesinin taraf değilişkiliği talebi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yargılama sırasında şirketin iflas ettiğinin davalı tarafça gizlendiğini, Davalı … ve …’ın bu inşaatta taşeron olarak iş kazasından sorumlu tutulmaları gerektiğini, dosyadaki işveren kayıtlarının bunu açıkça gösterdiğini, tıpkı davalı … Şirketinin müvekkil …’i kaza tarihlerinde kayıt dışı çalıştırıp, kazada parasal sorumluluklarını azaltmak için kayıt altına almaları gibi, bu iki davalının da müvekkil …’in bu inşaatta iş bulmasını sağlamaları ve …’in çalıştığı grubun kontrol ve çalışma usulünü belirleyip gözlemlemeleri gayrı resmi taşeronluk yapmalarının işveren olduğuna açık karine oluşturduğunu, birleşen davada da … ve …’ın sorumlu tutulmaları gerektiğini, Adli yardımdan karşılanan yargılama giderlerinin müvekkilinden tahsilinin HMK 339/son gereği müvekkilinin mağduruyetini artıracağını, müvekkilinden tahsil edilmemesi gerektiğini, aleyhine ret vekalet ücreti takdirinin de hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında ret olan talepler nedeniyle nispi ret vekalet ücretlerine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı maktu vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu beyanla kararın bu yönden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle sigortalının maddi ve manevi tazminatlara, sigortalının yakınlarının yansıma suretiyle manevi tazminatlara hak kazanıp kazanamadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 818 sayılı (Mülga) Borçlar Kanunu’nun 332 ve 98 inci maddeleri gereğince uygulanan 41,42,43, 44,46 ve 47 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunun 77 nci maddesi, 506 sayılı Kanun’un 11,12 ve 20 nci maddeleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz edenlerin sıfatları ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre; hükme esas alınan kusur raporunda; kusur oran ve aidiyetlerinin dosya kapsamına, ilgili mevzuat ve Dairemizce benimsenen ilkelere uygun olarak belirlenmiş olmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de usule uygun olarak belirlenmiş olmasına, tarafların ileri sürdüğü temyiz itirazlarının istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar gerekçesinde açıklandığı şekilde karşılanmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olan karara yönelik davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından ileri sürülen temyiz nedenlerinin reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik davacılar ve davalı … vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kararın ONANMASINA,
2.Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
3.Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.