Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2023/1243 E. 2023/1769 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1243
KARAR NO : 2023/1769
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Adana 2. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki aidiyetin tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, ilk olarak … SSK sicil numarası ile 20.07.1978 yılında kuruma kaydolduğunu, bu kayıt ekranında müvekkilinin o tarihli kimliğinde yazılı bulunan … soyismi ile kaydının yapıldığını, 1980 darbesinden sonra verilen kimlik belgelerinde müvekkilinin soyisminin … olarak yazıldığını, müvekkilinin sigorta sicil numaralarının birleştirilmesi için kuruma dilekçe verdiğini, kurum tarafından 25.06.2015 tarihli yazı ile talebinin reddedildiğini belirterek … sicil numarası ile kuruma kaydı yapılan … ile müvekkil …T.C. Kimlik numaralı …’ nın aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkil kurumda bulunan şahsi sicil dosyasının tetkikinde, … sigorta sicil numarasıyla tescilli bulunan …’ın soyadında farklılık olduğunun tespit edildiğini, söz konusu farklılık nedeniyle Sarıçam Nüfus Müdürlüğüne 14.04.2015 tarih … varide numarasıyla şahsın soyadında tashih olup olmadığının sorulduğunu, yazı cevabında ise adı geçenin nüfus aile kütükleri ve bilgisayar ortamında yaptıkları sorgulamada şahsın soyadında herhangi bir düzeltme yapılmadığının bildirildiğini, müvekkili kurum işlemlerinin yasa ve usule uygun olduğunu, neticeten davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile getirtilen nüfus kayıtlarına göre, nüfusa kayıtlı … isminde davacıdan başka birinin olmadığının, sigortalı işe ilk giriş bildirgesindeki … adına atılı bulunan sigortalı imzasının davacının elinden çıktığının tespit edildiğini, bu nedenle davanın kabulüne, davalı kurumun … sigorta sicil numarasında kayıtlı … kızı 1955 Adana doğumlu … ile 18685131452 T.C. Kimlik numaralı … Kızı 16.01.1955 Suluca doğumlu … (evlilik soy ismi …)’ın aynı kişi olduğunun tespitine ve … SGK işyeri sicil nolu işyerinden verilen 18.07.1978 işe giriş tarihli işe giriş bildirgesinin davacıya ait olduğu ve 18.07.1978 tarihinden itibaren bildirilen uzun vadeli sigortalı hizmet bildirimlerinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili kurumun yaptığı işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığını, hak düşürücü süre geçmesine rağmen mahkemece bu hususun dikkate almadığını, aleyhlerine verilen vekalet ücretine de itiraz ettiklerine, lehlerine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, beyanlarının dikkate alınmadığını, eksik inceleme yapıldığını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile nüfus müdürlüğünün 25.05.2015 tarihli yazasından nüfusa kayıtlı … kızın 1955 doğumlu … diye bir kişinin olmadığının anlaşıldığını, … adına verilen işe giriş bildirgesi altındaki imzanın davacıya ait olduğunun tespitinin yapıldığını, tanık anlatımı, davacının 23.01.1966 tarihli daktilo belgesinde, 14.07.1975 tarihli lise diplomasından da 1980 öncesi soyadı Mazı olarak geçtiği, işe giriş bildirgesinin verildiğini ve davanın sigortalılık aidiyetine ilişkin olduğundan hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığını, Kurum yaptığı işlemle dava açılmasına sebebiyet verdiğinden aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesinin yerinde olduğunu belirterek istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesi ile aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aidiyetin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun’un 79/10 maddesi hükümleridir.
2.Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7 nci maddesi uyarınca 506 sayılı Kanunun 79 uncu maddesidir. Anılan Kanunun 6 ıncı maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduklarından özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, nüfus müdürlüğünün yazıları, işe giriş bildirgesi üzerindeki imzanın bilirkişi incelemesi sonucu davacının eli ürünü olduğunun ortaya çıkmasına göre dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.