YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1116
KARAR NO : 2023/6256
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen rücuan tazminat davasında davanın kabulüne dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının yeniden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı kurum ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, işveren …İnş. Oto. San ve Tic. Ltd. Şti işyeri sigortalılarından … 09.11.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda meslekte çalışma gücünün %41,2’sini kaybettiğini, sigortalıya kurumları tarafından 2.984,33 TL tutarında geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini, 9.196,35 TL hastane masrafı ve 93.107,45 peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, toplam 105.288,13 TL kurum zararının meydana geldiğini, iş kazası ile ilgili Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Kurulu … Grup Başkanlığının 02.07.2007 tarih sayılı tahkikat raporunda 4.7182.01.01.104908.027.09.46 sicil sayılı işlem gören …İnş. Oto. San ve Tic. Ltd. Şti. işyeri işvereni …’ya ait sigortlaı işe giriş bildirgesinin yasal süre içerisinde kuruma bildirmmesi nedeniyle hakkında 506 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin tatbik edilmesinin gerektiğini belirtildiğini, TMO Genel Müdürlüğü ve işyeri işvereni …İnş. Oto. San ve Tic. Ltd. Şti’nin işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı haraketi nedeniyle 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi 1 inci fıkrasına göre sorumlu olduğunun belirtildiği, sigorta müfettişi … tarafından verilen raporda meydana gelen kazanın iş kazası olduğu, işçi sağlığı ve iş güvenliği hükümlerine aykırı davranışları sebebi ile iş kazasının meydana gelmesinde davalılardan TMO Genel Müdürlüğünün %40, davalı … İnş. Oto. San ve Tic. Ltd. Şti’nin %30, işçi …’nın %30 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, kurumun bu iş kazası nedeni ile uğramış olduğu 105.288,13 TL’nin %85’i olan 89.494,91 TL’den sorumlu oldukları, bu nedenle 105.288,13 TL kurum zararının 10.000,00 TL’sini davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, geçici iş göremezlik ödeneği olan 2.984,33 TL’nin yasal faizi ile birlikte, 9.196,35 hastane masrafının sarfın yasal faizi ile birlikte, bağlanan peşin sermaye değerini oluşturan 93.107,45 TL’sinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesesilen alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı TMO Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle, davayı kabul etmediklerini ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … İnş. Oto. San ve Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.11.2015 tarih, E.2009/667 K.2015/556 sayılı kararıyla; 09.11.2006 tarihli iş kazasında, sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi olduğunu, Mahkememizin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen 2009/254 Esas, 2014/32 Karar sayılı dava dosyasında alınan raporlar ile; sigortalının meslekte kazanma gücünü %43 oranında kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde sigortalının %30 oranında, … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti’nin %30 oranında ve TMO Gn. Müd. Nün %40 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiğini, bu dosyada alınan raporlar dosyamız açısından da güçlü delil oluşturmakta olup, dosyamızda bu raporlardan ayrılmayı gerektirecek herhangi bir delil bulunmadığını davasının kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 16.10.2018 tarih ve E.2018/5421, K.2018/8088 sayılı kararında;) Mahkemece, kusur raporu alınmaksızın tazminat dosyasında alınan kusur raporu hükme esas alınmak suretiyle sonuca gidildiği, Mahkemece; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan tazminat dosyasındaki rapor ve olayın oluş şekli de gözetilmek suretiyle yeniden kusur raporu aldırılması, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetleri usûlünce belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi,
2) Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E: 2003/10 – K: 2006/106 sayılı kararı ile 26 ncı maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gereğine karşın, artışları da içeren tüm tablonun esas alınarak hüküm kurulmuş olmasının isabetsiz olduğu,
3) Mahkemece davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerine ilişkin istem kabul edilmişse de dosyada mevcut belgelerde 9.156,86 TL tutarında tedavi gideri olmasına rağmen talep doğrultusunda 9.196,35 TL üzerinden hesaplama yapılarak hüküm kurulmuş olması karşısında mahkemece davacı Kurum tarafından yapılan tedavi giderleri miktarının belirlenmesi ile sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğu belirtilerek söz konusu karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kazalı …’nın asıl işveren … Kilis Şubesinde buğday yükleme işinde çalıştığı esnada iş kazası sonucu yaralandığı ve malul kaldığı, alt işverenin … İnşaat Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti olduğu, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda alınan ve itibar edilen denetime elverişli 29.05.2019 tarihli iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişi heyeti raporuna göre; kazanın oluşumunda davalı … Ofisinin %35 davalı … İnşaat Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin % 40 oranında kusurlu olduğu anlaşılmış davacı hak sahibine ödeme yapan davacı kurumun nihai ve gerçek zararları aktüerya tazminat hesabı uzmanı raporu ile ortaya konulmuş; Toprak Mahsulleri Ofisinin ilk PSD gelir 32.457,80 TL …İnşaat Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 37.094,63 TL, geçici iş göremezlik ödemesi olarak Toprak Mahsulleri Ofisinin 1.044,52 …İnşaat Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 1.193,73 TL, tedavi giderlerinden Toprak Mahsulleri Ofisinin 3.204,90 TL …İnşaat Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 3.662,74 TL toplamda %35 kusur oranına göre Toprak Mahsulleri Ofisinin toplam 36.707,22 TL ‘den % 40 kusur oranına göre …İnşaat Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin toplam 41.951,10 TL’den sorumlu olduğu belirtilerek davacının ıslah talebi değerlendirilerek ve ıslah ile bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. 2’nci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 23.09.2020 tarih, E.2020/1711, K.2020/4800 sayılı kararında; 1) Mahkemece, bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı TMO asıl işveren kabul edilerek %35, davalı … şirketi ile dava dışı … alt işveren kabul edilerek %40, kazalı ise %25 kusurlu bulunmuş, kesinleşen tazminat dosyası ile iş müfettiş raporunda davalı TMO %40, davalı … şirketi %30, kazalı ise %30 kusurlu bulunmuş olup kusur raporlarında çelişki oluştuğu, diğer taraftan, Mahkemece verilen ilk kararı temyiz etmeyen davacı kurum yönünden kararı temyiz eden davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın (davalıların toplam kusurunun %70’i aşamayacağı) da gözetilmediği, bu açıklamalar doğrultusunda davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözönünde bulundurularak, davalıların kazanın oluşunda iş sağlığı ve işçi güvenliği mevzuatı yönünden kusurunun tespit edilmesi, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden oluşa uygun rapor alınarak, varılacak sonuca göre hüküm kurulması,
2) … somut olayda, dava dilekçesinde davacı kurumun müştereken ve müteselsilen talepte bulunduğu, ıslah dilekçesiyle davalılar yönünden taleplerini ayrıştırdığı ancak Mahkemece davalıların teselsül hükümleri uyarınca sorumluluklarının hatalı belirlendiği, ilk peşin sermaye değerli gelir 78.769,66 TL olduğu halde davacı lehine toplam 83.840,07 TL gelire hükmedildiği, bu haliyle %100 kusur karşlığının dahi aşıldığı anlaşılmakla; Mahkemece ıslah talebi de gözönünde bulundurularak teselsül hükümleri uyarınca 506 sayılı Kanun’un 2 nci fıkrası kapsamında yapılacak değerlendirmeye göre davalıların sorumluluğunun belirlenmesi,
3) Bozma sonrasında alınan bilirkişi raporuyla, dava dışı … hakkında da kusur izafe edilmişse de kusurlu bulunmasının nedenlerinin ortaya konulmadığı, soyut ifadelerle kusur izafe edildiği anlaşılmakla; Mahkemece dava dışı …’in sıfatının ne olduğunun belirlenmesi, ortak olmasının tek başına kusur izafe edilmesi için bir neden sayılamayacağı gözönünde bulundurularak, olayın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığının araştırılması ve hangi önlemleri alması gerektiğinin tespiti gerektiğinden, dava dışı …’in de sıfatı ve olayla ilgisi araştırılarak kusur durumunun irdelenmesi gereğine işaret edilerek İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmuştur.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı işçi …’nın 09.11.2006 tarihli iş kazası neticesinde yaralandığı ve davacı kurumca kendisine ödemede bulunulduğu, işçinin alt işvereninin davalı … İnşaat Ltd. Şti, asıl işvereninin ise Toprak Mahsülleri Ofisi olduğu ve davacı kurumun yaptığı ödemeler dolayısıyla davalılara rücu hakkının bulunduğu; SGK tarafından düzenlenen raporda işçiye %30, alt işverene %30 ve asıl işverene %40 kusur izafe edilmiş, bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporunda ise işçiye %25, alt işveren ile birlikte dava dışı …’e %40 ve asıl işverene %35 kusur izafe edildiği, Mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın A sınıfı iş güvenliği uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi yoluna gidildiği; düzenlenen raporda dava dışı …’in herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığı görüş ve kanaatinin bildirildiği, bununla birlikte işçi ile asıl işverenin “ihmallerinin”, alt işverenin ise “ağır ihmal ve ihlalinin” bulunduğunun tespit edildiği, SGK raporuna katılmama ve dava dışı …’in kazadaki durumu gerekçeleri açıklanarak raporlar arasındaki çelişkilerin giderildiği, her ne kadar düzenlenen raporda bilirkişilik bölge kurulu uygulaması nedeniyle yüzdelik kusur kanaati mahkemeye bildirilmemiş ise de; mahkemece bozma öncesi aldırılan 29.05.2019 tarihli rapor ile “…’e kusur izafe edilmesi haricinde” değinilen rapordaki kanaat ile yüzdelik kusurların uyumlu olduğunun bildirildiği nazara alındığında mahkememizce de dava dışı …’in meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı, nihai olarak 29.05.2019 tarihli rapor ile 19.04.2021 tarihli raporların göz önüne alınması ile dava dışı işçinin %25, alt işverenin %40 ve asıl işverenin ise %35 oranında kusurunun bulunduğunun mahkemece sabit kabul edildiği, Kaza nedeniyle davacı 92.736,57 TL PSD geliri, 2.984,33 TL geçici iş göremezlik ödemesi ve 9.014,00 TL tedavi gideri olmak üzere ödemede bulunmuş olup, davalılar lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın gözetilmesi ile %70’lik kusur oranı üzerinden 64.915,60 TL PSD geliri, 2.089,03 TL geçici iş göremezlik ödemesi ve 6.309,80 TL tedavi gideri rücu edilebileceği, davalılar lehine oluşan usulü kazanılmış hak nedeniyle rücu edilebilecek tutarlar bu şekilde olmakla birlikte; davalılardan hangisinin hangi tutardan sorumlu olduğuna yönelik olarak yapılan değerlendirmede; mahkemece sabit kabul edilen kusur oranları alt işveren için %40 ve asıl işveren için %35 olmakla, yukarıda belirtilen 64.915,60 TL PSD geliri, 2.089,03 TL geçici iş göremezlik ödemesi ve 6.309,80 TL tedavi gideri şeklindeki rücu edilebilecek tutarların da davalılar arasında alt işverene 40/75, asıl işverene ise 35/75 şeklinde dağıtılması ile ve nihai olarak davacı tarafın ıslah etiği tutarların da gözetilmesi ile 64.915,60 TL PSD gelirinin 30.293,95 TL’sinin asıl işverenden, 34.621,65 TL’sinin alt işverenden; 2.089,03 TL geçici iş göremezlik ödemesinin 1.193,52 TL’sinin asıl işverenden, 778,15 TL’sinin alt işverenden ve 6.309,80 TL tedavi giderinin 2.944,57 TL’sinin asıl işverenden, 2.758,91 TL’sinin alt işverenden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kurum, …şirketinin kusur oranının %35 olması gerektiğini, önceki raporda %40 a çıkan kusur kısmının dikkate alınmadığını, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda denetime elverişli rapor düzenlenirken yine iki seçeneğe göre hazırlandığını, Mahkemece neden %70 kusur tercih edildiği yeterli ikna edici olarak açıklanmadığını, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinin bilirkişi raporundan ayrılarak farklı rakam verildiği ve sebebinin de açıklanmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin hatalı hesaplandığını beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı TMO vekili, müvekkilinin ihale makamı olduğunu ve davanın husumetten reddi gerektiğini, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığının kabulü halinde dâhi müvekkil Kuruma kusur atfedilemeyeceğini, kusura itiraz ettiğini, alacak kalemlerinin tamamı zamanaşımına uğramış olmasına rağmen zamanaşımı def’i değerlendirilmeksizin hüküm kurulduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı … İnş. Ltd. Şti. vekili, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulduğunu, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, kazanın diğer davalıya ait elevatörde meydana gelip olayın müvekkiliyle bir ilgisi bulunmadığını, kusuru olmadığını beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 4857 sayılı Kanun’un 77, 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgililerden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.