Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/9962 E. 2022/15516 K. 06.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9962
KARAR NO : 2022/15516
KARAR TARİHİ : 06.12.2022

Mahkemesi :İş Mahkemesi
No :

Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına uyularak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Usuli kazanılmış hak davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrarı sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü müktesep hak, anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar “Hukuk Devleti” kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa’nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Zira usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda, davalı … San. ve Tur. Yat. A.Ş. yönünden kurulan hüküm bozmaya uygun olup, anılan davalı yönünden delillerin takdirinde bir isabetsizlik de bulunmamaktadır. Ne var ki ilk derece mahkemesince verilen 13/07/2018 tarihli kararda davacı lehine asıl dava dosyasında 202.165,43 TL maddi, 45.000,00 TL manevi, birleşen dava dosyasında 115.990,98 TL maddi tazminata hükmedilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, bu karara karşı davalı … İnş. San. Paz. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı, anılan kararın Yargıtay(Kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin 17/09/2019 tarih ve 2018/6549 Esas, 2019/5177 Karar sayılı kararı ile bozulmasından sonra ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak verilen 29/09/2020 tarihli temyiz incelemesine konu kararda ise asıl dava dosyası yönünden 184.372,72 TL maddi tazminat ile 45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen dava dosyasının ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 13/07/2018 tarihli kararın davalı … İnş. San. Paz. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle davacı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek davalı … İnş. San. Paz. Tic. Ltd. Şti.‘nin 13/07/2018 tarihli kararda hüküm altına alınan maddi tazminatlardan daha az maddi tazminat tutarlarından sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş ilk derece mahkemesince verilen 13/07/2018 tarihli kararın davalı … İnş. San. Paz. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle davacı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı gözeterek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 06/12/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.