Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/9796 E. 2022/12450 K. 13.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9796
KARAR NO : 2022/12450
KARAR TARİHİ : 13.10.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :

Dava, hizmet ve prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde 02.05.2011 – 16.08.2014 tarihleri arasında çalıştığının ve maaşının net 2500,00.-TL + yemek yardımı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP:
Davalı …. Tic. San. Ltd. Şti. vekili, davacının iddiasının doğru olmadığını, müvekkili şirkette 18.2.2010 tarihinde işe girmiş olup, müvekkili şirketin işlerinin bozulması nedeniyle işçi çalıştırmaya son verdiği 02.05.2011 tarihine kadar çalıştığını, iş akdinin 02.05.2011 tarihinde feshedildiğinde işçilik alacaklarının belge mukabili ödendiğini ve 02.05.2011 tarihinden müvekkili şirketin yeniden işçi çalıştırmaya başladığı 16.08.2014 tarihine kadar tüm işlerin müvekkili şirket ortakları tarafından yürütüldüğünü, müvekkili şirkette 02.05.2011 – 16.08.2014 tarihleri arasında işçi çalıştırılmasının kesinlikle söz konusu olmadığını, davacının son ücretinin net 1367,49 TL olduğunu ve ücretlerinin bankaya yatırıldığını, davacının ücret bordrolarını bugüne kadar ihtirazi kayıt ileri sürmeden imzaladığını, dolayısıyla ücretinin net 2500,00 TL olduğunu HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince yazılı ve eşdeğer belgelerle ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Fer’i müdahil Kurum vekili, davada 5 yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının iddiasını yazılı belgeler bağlamında somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
A.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk Derece Mahkemesince “davanın reddine” karar verilmiştir .
B.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince ,”… 14. İş Mahkemesi’nden verilen 26.12.2019 tarih, 2017/64 Esas ve 2019/215 Karar sayılı kararının kaldırılmasına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b.1 hükmü gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından rapora emsal gösterilen Yargıtay ilamlarının yıllar içerisinde değişmiş olup, hükme esas alınamayacağını, emsal ücret tespiti taleplerinin reddedilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada ,davalı şirkete ait birden fazla işyerinin bulunduğu, davacının 15.02.2010 – 02.05.2011 tarihleri arasında 03.03.2004 ile 31.05.2011 arası kapsamda olan … sicil nolu davalı işyerinden bildiriminin bulunduğu, 16.08.2014 – 13.01.2017 tarihleri arasında ise 16.08.2014′ ten itibaren kanun kapsamında bulunan … sicil nolu davalı işyerinden bildirimleri bulunduğu, tanıkların beyanlarının yeterli olmaması karşısında, mahkemece özellikle davalı işyerlerinden ihtilaflı dönemde çalışması bulunan bordrolu tanıkların (davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan davalı işyerlerinden) yeteri kadarının (hizmet döküm cetvelleri ikmal edilerek) beyanına başvurulmalı, çalışmanın geçtiği işyeri/işyerlerinin kapsama alınma tarihleri irdelenmeli, gerektiğinde vergi kayıtları, işyeri ruhsatları getirtilerek işyerlerinin fiilen varlıkları konusunda denetim sağlanılmalı, davacının çalıştığını iddia ettiği işyerleri arasındaki bağlantı da irdelenerek varsa çalışmanın geçtiği işyeri/işyerleri net olarak tespit edilerek bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.