Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/9546 E. 2022/14328 K. 16.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9546
KARAR NO : 2022/14328
KARAR TARİHİ : 16.11.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıya ait … plakalı ticari taksi işletmesinde 01.06.2003 tarihinden 31.05.2016 tarihine kadar … olarak kesintisiz bir şekilde çalıştığını beyan etmiş; 01.07.2016 tarihli beyan dilekçesinde ise dava dilekçesine ek olarak müvekkilinin 09.06.2014 tarihinden itibaren zorunlu … sigortalısı olduğundan, bu dönemle ilgili bir tespit taleplerinin bulunmadığını, davalıya ait aracın Yeşilyurt Devlet Hastanesi Taksi Durağında olup, müvekkilinin çalışmasının 01.06.2003 tarihinde başlamasına ve kesintisiz olmasına karşın, davalı işveren tarafından müvekkilinin çalışmalarının 01.02.2007 tarihinden itibaren Kuruma bildirildiğini, müvekkilinin hizmet dökümüne bakıldığında, 2005 – 2007 yılları arasında … tarafından sehven yapıldığını düşündükleri ve iptal edilmiş kayıtların olduğunun görüldüğünü ancak bu kayıtların müvekkili ile ilgisi olmayıp, müvekkilinin davalı yanında anılan dönemlerde de kesintisiz bir şekilde çalışmaya devam ettiğini, günlük hasılat üzerinden ücret aldığını beyanla, müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 01.06.2003 tarihinden 08.06.2014 tarihine kadar kesintisiz olarak geçen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, davacının, müvekkilinin vefat eden abisi …’nin oğlu ve müvekkilesinin öz yeğeni olup, … kayıtlarından da görüleceği üzere 2003 – 2006 tarihleri arasında farklı iş kollarında çalıştığını ve 2007 yılı itibariyle çalıştığı işyerleri ile yaşadığı sorunları ve ailesinin mağduriyetini müvekkili ile paylaştığını, bunun üzerine, müvekkiline ait işyerinde 1.2.2007 tarihinden itibaren sigortalı olarak çalışmaya başladığını, bu tarihten önceki çalışma iddiasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacının müvekkiline ait işyerinde 1.2.2007 – 8.6.2014 tarihleri arasında bilfiil ve kesintisiz olarak çalıştığını, bu çalışmalarının Kuruma bildirilip primlerinin ödendiğini, öte yandan, davacının 9.6.2014 tarihi itibariyle 5510 sayılı Yasanın 4/1-b kapsamında zorunlu … sigortalısı olduğunu, bu nedenle, 9.6.2014 – 31.5.2016 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında çalışma iddiasının yerinde olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Fer’i müdahil Kurum vekili, cevap dilekçesinde, Kurum kayıtlarının incelenmesinde, diğer davalıya ait ….35 sicil sayılı taksi işletmesi işyerinin 1.2.2007 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığını ve halen faal olduğunu, bu işyerinden davacı adına 1.2.2007 tarihi itibariyle çalışma bildirimlerinin başladığını ve 8.6.2014 tarihinde sona erdiğini, bu çalışmalarının tamamının Kuruma bildirildiğini, daha sonra davacının 9.6.2014 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında zorunlu sigorta kapsamına alınma talebinde bulunarak, zorunlu sigorta primi ödemeye başladığını, ayrıca, davacı adına Kurumda 2015 yılında kapsama alınan yolcu taşımacılığı işyerinin bulunduğunu, öte yandan, davacının 1.6.2003 – 1.2.2007 tarihleri arasında dava dışı işyerlerinden çalışma bildirimlerinin bulunduğunu, ancak, bu çalışmalarının söz konusu işyerlerinin sahte işyeri veya şüpheli işyeri olması nedeniyle davacının fiilen bu işyerlerinde çalışmadığı belirlenerek, adına yapılan çalışma bildirimlerinin iptal edildiğini, bu nedenlerle, davacının, davalıya ait işyerinde 1.6.2003 – 31.5.2016 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız çalıştığının tespitini istemekte ise de, adı geçenin 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında zorunlu sigorta primi ödemesi karşısında kesintisiz ve aralıksız çalıştığı iddiasının yersiz olduğunu, davacının iddiasını yazılı belgeler bağlamında somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kabulü ile;
……………… plaka sayılı Ticari Taksi İşletmesi” işyerinde;
– 01.06.2003 – 08.06.2014 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 3968 gün çalıştığı,
– 2648 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği,
– 1320 günlük çalışmasının bildirilmediğinin tespitine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“1-) … 1.İş Mahkemesi’nden verilen 29.11.2017 tarih, 2016/294 Esas ve 2017/464 Karar sayılı kararına yönelik feri müdahil vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, eksik araştırmaya dayalı kararın bozulmasını talep etmiştir.
Fer’i müdahil kurum vekili, eksik araştırmaya dayalı kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1) Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, verilen hükmün eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki davada, davacının 01.02.2007-08.06.2014 tarihleri arasındaki sigorta bildirimlerinin davalı adına kayıtlı işyerinden tam ve kesintisiz olarak bildirildiği, 09.06.2014-31.05.2016 tarihleri arasındaki dönemde ise davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu … sigortasının bulunduğu, davacı vekilinin bilahare sunduğu dilekçe ile 09.06.2014 tarihinden sonrası için hizmet tespiti talebinde bulunmadığını açıkladığı anlaşılmakla; uyuşmazlık konusu 01.06.2003- 01.02.2007 tarihleri arasında davacının davalı adına kayıtlı … sicil numaralı taksi işletmesi işyerinde sürekli ve kesintisiz şekilde hizmet akdine tabi … olarak çalışıp çalışmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, davacı adına işe giriş bildirgesi düzenlenen 01.06.2003 tarihinden 01.02.2007 tarihine kadar olan dönemde hizmet tespitine karar verilmişse de bu dönemde davacının 01.07.2005- 01.08.2006 tarihleri arasındaki bir kısım çalışmalarının başka işverenler tarafından bildirimlerinin yapıldığı, bu bildirimlerinin ……………… Malz. Ltd. Şti. işyerlerinden yapıldığı ve dava dışı işyerlerinin sahte veya şüpheli işyerleri olarak kayıtlı oldukları anlaşıldığından; söz konusu sigorta bildirimlerinin iptal edilip edilmedikleri araştırılarak iptal edilmediyse bu dönemler yönünden mükerrer sigortalılık verildiği hususu gözetilerek, bu çalışmalarla ilgili olarak davacının beyanı alınmalı, gerçek çalışmaya dayalı olup olmadıkları, gerçek değilse iptalini talep edip etmediği sorularak iptali isteniyorsa bu işverenlerin de hak alanını ilgilendirdiğinden davaya dahil edilerek ve davacının çalışma süresi ve kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 16.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.