Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/9231 E. 2022/12964 K. 24.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9231
KARAR NO : 2022/12964
KARAR TARİHİ : 24.10.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
No :

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 16.09.1997 tarihinden 10.09.2012 tarihleri arasında davalı …’ın yanında haftada dört gün boyunca hizmetli olarak sürekli çalıştığını, mesai saatlerinin 09:00-18:00 arasında olduğunu fakat iş yoğunluğuna göre 2-3 saat ilave mesai yaptığını, son aylık ücretinin net 1.400,00 TL olduğunu, ancak davalı tarafından SGK’ya hiç bir bildirimde bulunulmadığını, sigorta primlerinin yatırılmadığını beyan ederek davalı yanında çalıştığı sürelerin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP
Davalı ve feri müdahil Kurum davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın reddine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“ Davacının istinaf başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, davacının haftada 4 gün çalıştığını beyan ettiklerini, haftada 3 gün çalışılmış olsa dahi davanın kabulü gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Mahkemece, her ne kadar işçilik alacakları davasında davacının haftada 3 gün çalıştığının kabul edildiği, tanıkların da haftada 3 veya 4 gün çalışmış olduğunu beyan ettikleri gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmişse de verilen karar isabetsizdir.
5510 sayılı Kanun m.6/c bendinde, ev hizmetinde çalışanların sigortalı sayılmayacakları belirtilmiş ise de 5510 sayılı Kanun Ek m.9/2 kapsamında (isteğe bağlı veya kısa vadeli sigorta kollarından) sigortalı olanlar ile ücretle aynı işveren yanında ay içinde 10 günden fazla çalışanlar, bu hükümden hariç tutulmuştur. Buna göre ay içinde 10 günden fazla çalışanlar zorunlu 4/a sigortalısı olacaklardır.
506 sayılı Kanunun ilk halinde, ev hizmetindeki çalışmalar kanun kapsamına alınmamıştı. Sonradan 24.11.1977 gün 2100 sayılı Kanun değişikliği ile ev hizmetlerinde ücretli ve sürekli çalışanlar, zorunlu sigortalı sayılmışlardır (506 sayılı Kanun m.3/D). 506 sayılı Kanuna göre ev hizmetlerindeki çalışmanın, sigortalı çalışma sayılabilmesi için, ücret ve süreklilik unsurlarının ayrı ayrı kanıtlanması gereklidir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, süreklilik olgusunun tespiti için çalışmanın yoğunluğu ve devamlılık arz etmesi üzerinde durulmuştur. Çalışma yoğunluğunun, haftanın en az yarısı kadar gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmiştir. Böylece haftanın en az üç gününü ev hizmetinde çalışanlar bu yoğunluğu sağlamış olacaklardır. Ayrıca çalışmanın belirli bir süre düzenlilik arz etmesi de gereklidir. Yani ev işlerinde haftanın üç gününden az çalışma hâli ile çalışmanın düzenlilik arz etmemesi hâllerinde (belirsiz aralıklarla yapılıyorsa, çağrı üzerine yapılıyorsa v.b) çalışma süreksiz sayılacak ve sigortalı çalışma niteliği kazanmayacaktır.
Somut olayda davacının haftada en az 3 gün çalıştığı belirlendiğinden hem 506 sayılı Kanun dönemi için hem de 5510 sayılı Kanun dönemi için zorunlu sigortalılık koşulları oluşmuştur. Bu durumda mahkemece kısmi süreli çalışma dönemleri belirlenerek bu dönemler için davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tamamen reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 24.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.