Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/8350 E. 2022/11868 K. 05.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8350
KARAR NO : 2022/11868
KARAR TARİHİ : 05.10.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :

Asıl dava, yersiz aylıklara ilişkin yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı; birleşen dava ölüm aylığının kesilmesi yönündeki kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması, ödenmeyen aylıkların tahsili; birleşen dava yersiz sağlık giderlerine ilişkin yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl dava dosyası yönünden; davanın reddine; birleşen 2015/234 Esas ve 2016/323 Karar sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine; birleşen 2015/363 Esas ve 2016/75 Karar sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne dair verilen karara karşı … ve … vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince …’nın istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına ve davacının … 13. İcra Müdürlüğünün 2015/105524 esas sayılı dosyasından davalı kuruma borçlu olmadığı talebinin reddine, davacı yersiz sağlık giderinin tahsili için gönderilen borç bildirim belgesi yönünden davacının Kuruma borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin reddine dair karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, … Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Asıl dava dosyasında, davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalıya, davacı kurum tarafından yetim aylığı bağlandığını, daha sonra yapılan kontroller sırasında hak sahibinin muvazaalı olarak boşandığının tespit edildiğini, bu nedenle 01/11/2008-28/02/2014 tarihleri arasında ödenmiş olan istihkakların tahsili için … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105524 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız ve yersiz olarak itiraz ettiğini, 5510 sayılı Yasanın 59. maddesi hükmü gereğice sigorta yoklama memurları ile sigorta müfettişleri tarafından tutulan rapor ve tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğunu ve bu belgelerin aksinin ancak eş değerde yazılı belgelerle ispatı gerekeceğinden, davacının aksini eş değerde yazılı belgelerle ispat etmesi gerekeceğini beyan ederek, … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105524 Esas sayılı dosyasından itirazın iptaline, takibin devamına % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2015/234 Esas sayılı dosyasında, davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı kurum tarafından tesis edilen dava konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, kurumun davacının muvazaalı olarak boşanmış olduğunu iddia ettiğini, ancak boşanmanın gerçek bir boşanma olduğunu, davacının ve boşandığı eşinin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/09/20002 tarih 2002/752 Esas ve 2002/643 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, kurumun muvaazalı boşanma iddiası ile yersiz sağlık giderlerinin tahsilini istediklerini beyan ederek, kurum işleminin iptali ile başlatılan icra takibinin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2015/363 Esas sayılı dosyasında, davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalıya, davacı kurum tarafından yetim aylığı bağlandığını, daha sonra yapılan kontroller sırasında hak sahibinin muvazaalı olarak boşandığının tespit edildiğini, bu nedenle 01/11/2008-28/02/2014 tarihleri arasında ödenmiş olan istihkakların tahsili için … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105492 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız ve yersiz olarak itiraz ettiğini, 5510 sayılı yasanın 59. maddesi hükmü gereğice sigorta yoklama memurları ile sigorta müfettişleri tarafından tutulan rapor ve tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğunu ve bu belgelerin aksinin ancak eş değerde yazılı belgelerle ispatı gerekeceğinden, davacının aksini eş değerde yazılı belgelerle ispat etmesi gerekeceğini beyan ederek, … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105492 Esas sayılı dosyasından itirazın iptaline, takibin devamına % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Asıl dosyada davalının cevap dilekçesini mahkemeye sunmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK’nun 322. maddesi delaletiyle 128. maddesi uyarınca, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı mahkememizce dikkate alınmıştır.
Birleşen 2015/234 Esas sayılı dosyasında, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının babasından dolayı haksız yere aylık aldığının anlaşıldığını, kurumca yapılan tahkikat neticesinde, kurum müfettişi tarafından rapor düzenlendiğini, iş bu raporda davacı ile boşandığı eşinin fiilen çocuklarıyla beraber yaşadıklarının tespit edildiğini, 5510 sayılı Yasanın 59. maddesi hükmü gereğice sigorta yoklama memurları ile sigorta müfettişleri tarafından tutulan rapor ve tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğunu ve bu belgelerin aksinin ancak eş değerde yazılı belgelerle ispatı gerekeceğinden, davacının aksini eş değerde yazılı belgelerle ispat etmesi gerekeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2015/363 Esas sayılı dosyasında, davalı asil cevap dilekçesini mahkemeye yasal süresi içerisinde sunmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK’nun 322. maddesi delaletiyle 128. maddesi uyarınca, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı mahkememizce dikkate alınmıştır.

III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından “Mahkememiz asıl dava dosyası yönünden; davanın reddine,
Mahkememiz asıl dosyası ile birleşen Mahkememiz 2015/234 Esas ve 2016/323 Karar sayılı dosyası yönünden; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı kurumun, 12.335,65 TL asıl alacak, 3.874,71 TL faiz tutarlı borç bildirim belgesine dayanak kurum işleminin ve bu doğrultuda davalı kurum tarafından davacı aleyhine başlatılan … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105524 Esas sayılı icra takibi ile takibe dayanak ödeme emrinin iptaline, davalı kurumun, 67.379,87 TL asıl alacak, 21.612,35 TL faiz tutarlı borç bildirim belgesine dayanak kurum işleminin ve bu doğrultuda davalı kurum tarafından davacı aleyhine başlatılan … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105492 Esas sayılı icra takibi ile takibe dayanak ödeme emrinin iptali taleplerinin reddine,
Mahkememiz asıl dosyası ile birleşen Mahkememiz 2015/363 Esas ve 2016/75 Karar sayılı dosyası yönünden; davanın kabulü ile, davalının, … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105492 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, takibe konu asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “Somut olayda; dosyada mevcut adres kayıtları, dinlenen tanıkların anlatımları, … denetmen raporu ve diğer tüm deliller ile davacının … denetmen raporunun çevresel soruşturma yaptığı boşandığı eşi ile yeniden evlendiği nazara alındığında, davacı ile boşandığı eşinin boşanma tarihinden sonra fiilen birlikte yaşadıklarına kanaat getirilmiştir. Bu nedenle, davacının … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/105524 Esas sayılı dosyasından davalı kuruma borçlu olmadığı talebinin reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararı oluşa ve mevzuata uygun bulunmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi ve sair itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Diğer taraftan ilk derece mahkemesi tarafından yersiz sağlık giderlerinin davacıdan talep edilemeyeceğine hükmedilmiş ise de, konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2019 tarih 2015/10-2743 E. – 2019/275 K. sayılı kararında; eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eşin, 4721 sayılı Kanun’un 2’nci maddesi kapsamında hakkını kötüye kullandığı, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 45. maddesinden yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı belirtilerek, Kurumun bu kişilerden sağlık yardımını talep edebileceği belirtiltildiğinden aksi yöndeki mahkeme kararı hatalı bulunmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi kabul edilmiştir.
HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendinde yazılı, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceğine ilişkin düzenleme dikkate alınmak sureti ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca kaldırılması ve gerekçesi düzeltilerek yeniden karar verilmesi gerekmiştir.” Gerekçesiyle; “1-)Davacı birleşen dava davalısı … vekilini istinaf başvurusunun kabulüyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca … 1. İş Mahkemesi 16/10/2018 tarih, 2015/362 Esas – 2018/322 Karar sayılı ilamının kaldırılarak, düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi suretiyle;
2.a)Davacının … 13. İcra Müdürlüğünün 2015/105524 esas sayılı dosyasından davalı kuruma borçlu olmadığı talebinin reddine, davacı yersiz sağlık giderinin tahsili için gönderilen borç bildirim belgesi yönünden davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
… Başkanlığı vekili özetle; nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini öne sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Öncelikle mahkeme tarafından kurulan hükmün usule uygun olup olmadığı, hukuken geçerli bir hükmün var olup olmadığı sorununun irdelenmesi gerekmektedir.
Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesi benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 149. (HMK’nun 28.) maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. (HMK’nun 294.) maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafları iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 388. (HMK’nun 297.) maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde : “(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 389. (HMK’nun 298.) maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Bir başka ifade ile mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi, verilen kararla, ne şekilde tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması zorunludur. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür.
Mahkeme kararı kanunda açıkça belirtilmiş unsurları ihtiva etmeli ve belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararda bulunması gereken hususlar HMK 297. maddede ayrıntılı olarak tek tek sayılarak gösterilmiştir. Bunun sebebi, kararın açık ve gerekçeli olması, infazı kabil olması ve hukuki dinlenilme hakkının yerine getirilmesidir. 298. maddeye göre de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacaktır.
Kararda yazılması gereken en önemli unsurlardan birisi de hüküm sonucudur. Zira hüküm sonucu, davacının somut talepleri hakkında infaz edilebilecek ve kesin hükme konu olabilecek şekilde kaleme alınmalıdır. Madde 297/2 “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”
Bölge adliye mahkemesince, yukarıda açıklanan usul ve esaslar çerçevesinde bir karar tesis edilmemiştir. Ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut değildir. Zira yersiz sağlık giderlerine ilişkin olan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemli asıl dava ile davalı kurum tarafından tesis edilen işlemin iptali istemli 2015/234 Esas sayılı birleşen dava hakkında hüküm kurulup, yersiz aylıkların tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemli 2015/363 Esas sayılı birleşen dava hakkında hüküm kurulmadan yazılı şekilde karar verilmiştir. Verilen karar, İnfazda şüphe ve tereddüt yaratacak nitelikte olduğu gibi madde 297’ye aykırı olarak tesis edildiğinden, verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı, sair hususlar incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.