Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/7948 E. 2022/12408 K. 13.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7948
KARAR NO : 2022/12408
KARAR TARİHİ : 13.10.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 01.08.1993 tarihinden dava tarihi olan 18.04.2016 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ve feri müdahil vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı apartmana ait işyerinde 01.03.2012 tarihinden dava tarihi olan 18.04.2016 tarihine kadar kısmi süreli olarak ayda 12 gün olmak üzere 595 gün hizmet akdi ile ve asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
İstinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı ve feri müdahil vekili verilen kararın hatalı olduğunu belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu davada, davacı, 01.08.1993 tarihinden dava tarihi olan 18.04.2016 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı apartmana ait işyerinde 01.03.2012 tarihinden dava tarihi olan 18.04.2016 tarihine kadar kısmi süreli olarak ayda 12 gün olmak üzere 595 gün hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Dosya kapsamına göre söz konusu hizmet akdinin 01.09.1993 tarihinde davacının eşi ile kurulduğu, davalı apartmanın karar defterinde alınan kararlarda davacının eşinin isminin bulunduğu, yine gider makbuzlarında davacının eşinin isminin bulunduğu veya davacının eşi adına ödemelerin davacıya yapıldığı anlaşılmakla mahkemece, hizmet akdinin davacının eşi ile devam edip etmediği belirlenerek, devam etmiş ise süresi ve niteliğinin ne şekilde olduğu araştırılmalı, ayrıca davacının apartmanda yapmış olduğu işlerin tam olarak neler olduğu, hangi saatlerde yerine getirildiği ve kim tarafından yerine getirildiği belirlenmeli, şayet davalı apartmanda hizmet akdiyle asıl çalışan davacının eşi olduğu anlaşılırsa, bilhassa davacının hizmetlerinin eşine yardım niteliğinde olup olmadığı tüm talep konusu süre yönünden irdelenmeli, söz konusu hususlar araştırılırken komşu iş yerlerinde çalışan veya ikamet eden kişiler tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, ve bu beyanlar ile dosya kapsamındaki diğer beyanlar arasındaki çelişkiler giderilerek uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, davacının çalıştığı iddia edilen süreler tereddütsüz belirlenerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacı ve feri müdahil kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,13.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.