Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/7701 E. 2022/11010 K. 22.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7701
KARAR NO : 2022/11010
KARAR TARİHİ : 22.09.2022

Mahkemesi : Eskişehir 1. İş Mahkemesi

Dava, 2330 sayılı Kanun kapsamında malül sayılması ve tüm mali hakların bu kapsamda ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

I-İSTEM:
Davacı 2016 yılında Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü emrinde ekip amiri olarak görev yaparken hafif zırhlı araçla yol güvenliği ve asayiş uygulaması için Diyarbakır kontrol noktasında görev yaparken, aracın çalıştıkları merkezden geri istenmesi üzerine Elazığ’a dönerken yolda meydana gelen trafik kasası sonucu yaralanarak malül kaldığını, tarafına 5510 sayılı Kanunun 47. maddesi kapsamda aylık bağlandığını, oysa 2330 sayılı Kanun kapsamında görev yaparken yaralanarak malül kaldığından 2330 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanarak anılan kanun kapsamında nakdi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili davacıya 2330 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanabilmesi için kazanın bu kanun kapsamında sınırlı olarak sayılan vazifelerden birini yaparken meydana gelmesi gerektiğinden, dava konusu olayın görev dönüşü trafik kazası şeklinde gerçekleştiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemesince “… Dosyaya getirtilen bilgi ve belgeler, tanık anlatımı, sunulan bilirkişi raporu ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının göreve servis ile gidip geldiği, davacının yaralanmasına neden olan olayın görev sonrası hafif zırhlı aracın müdürlüğe götürülmesi sırasında yaşandığı, yol güvenliğinin sağlanması (görevin ifası) sırasında meydana gelmediği, bu itibarla da somut olayda 2330 sayılı Yasanın 1 ve 4 maddeleri kapsamında aylığın yükseltilmesinin koşullarının oluşmadığı mahkememizce kabul edilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile,”…1-Davanın reddine,…” karar verilmiştir.
IV-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, “…Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,…” karar verilmiştir.
V-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili özetle davacının amirleri tarafından verilen talimat nedeniyle zırhlı aracı geri götürürken kaza yaptıklarını, bu işin de 2330 sayılı Yasanın 1. maddesinde sayılan görevin devamı niteliğinde olduğunu, davacının özel bir yolculukla kaza yapmadığını beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı olan 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve aylık Bağlanması Hakkında Kanunun “ Amaç “ başlıklı 1. maddesi, “Bu kanunun amacı; barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya engelli hâle gelmeleri halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir.”,
“ Kapsam “ başlıklı 2/1. maddesi, içgüvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki veya trafik ve yol güvenliğini sağlamak konularında görevlendirilen “…Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelini,…” kapsar şeklinde düzenlenmiş olup, bu kanun kapsamında malül sayılacak kamu görevlisine aynı kanunun 3. maddesinde, ödenecek nakdi tazminata ilişkin düzenleme, 4. maddesinde ise bağlanacak aylığa dair düzenleme bulunmaktadır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, 06.08.2016 tarihinde polis memuru olarak göreve başlayan davacının Emniyet Genel Müdürlüğü Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğünde çalışıyor iken 07.11.2016 saat 08:00 dan 08.11.2016 saat 08:00 ‘a kadar, “1. Birlik 1. Tim” olarak “Bingöl yolu uygulama“ noktasında asayiş ve güvenlik için görevlendirilmiş olduğu, Elazığ’dan çağrılmaları üzerine görevi sonlandırıp dönerken saat 07.11.2016 tarihinde saat 18:55 de binmiş olduğu şortland denilen hafif zırhlı araçla trafik kazası geçirerek yaralandığı, tedaviyi takiben 02.11.2017 tarihinde vazife malülü olarak emekliye sevk edildiği, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 12.04.2017 tarih 1890 sayılı sağlık kurulu raporunun davalı Kurumun sağlık kurulunca değerlendirilmesi sonucu 06.09.2017 tarih 9283 sayılı kararı ile 07.11.2016 tarihli kaza sonucu meydana gelen omurga yaralanması nedeniyle malül olduğuna, 1053 sayılı Nizamnameye göre derecesinin (6) olduğuna, 24.04.2018 tarihinde kontrol muayenesi gerektiğine ve başkasının yardım ve desteğine muhtaç derecede malül olmadığına karar verildiği, vazife malüliyetinin 09.10.2017 tarihinde onaylanması ile de 5510 sayılı Yasanın 47/1. maddesi kapsamında (6) derece vazife malülü kabul edilerek 15.11.2017 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4/1-c ve 47. maddesi kapsamında 6 ıncı derece vazife mallüllüğü aylığı bağlandığı, kontrol muayenesi sonucu malüliyet derecesinin değişmediği ve malüliyetin sürekli olduğuna karar verilmesi üzerine aylığı devam ederken, 5510 sayılı Yasanın 4/1-c kapsamda göreve başlaması nedeniyle 15.05.2019 tarihi itibariyle aylığın kesildiği, eldeki dava ile 07.11.2016 tarihinde meydana gelen kaza sonucu 2330 sayılı Kanun kapsamında vazife malülü kabul edilerek bu kanun kapsamında emekli aylığı bağlanmasına ve nakdi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece maluliyete sebep olan yaralanmanın 2330 sayılı Yasanın 1. maddesinde sayılan görevi ifa ederken değil, görevin bitmesi ile geri dönerken geçirilmiş olması nedeniyle davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
Polis olarak Emniyet Genel Müdürlüğü mensubu olarak çalışan davacının, 07.11.2016 günü güven ve asayişi korumak üzere yol güvenliği için kontrol noktasındaki görevinden dönerken kaza geçirerek yaralanıp malul kalması ve işin bitimi veya talimat gereği kaçınılmaz olarak yeniden çalıştığı merkeze dönülmesi işin devamı niteliğinde olduğundan bu hususun gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 22.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.