Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/7639 E. 2023/1214 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7639
KARAR NO : 2023/1214
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1184 E., 2022/474 K.
DAVALILAR :1- … vekili Avukat …, 2-… vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 13.01.2016
KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 16. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/17 E., 2020/107 K.

Taraflar arasındaki maluliyet tespiti ve aylık bağlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 21.05.2007 tarihinde % 58 malulüğü ile Vakıflar Bankası’nda operasyon bölümünde çalışmaya başladığını, vergi indiriminden yararlanmak üzere raporunun % 43’e düşürüldüğünü, bunun üzerine Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Nefroloji Bölümüne müracaatı sonucunda verilen raporda % 90 özürlü olduğunun tespit edildiğini, haftada 3 gün diyalize girerek 7 yıl boyunca çalıştığını, emekli olmak için SGK İl Müdürlüğü’ne 27.11.2014 tarihinde başvurduğunu, işyerine maluliyetini gerektiren arıza ile girdiği gerekçesi ile emeklilik talebinin reddedildiğini belirterek, davacının SGK’ya başvurduğu tarihten maluliyetinin tespitine, tespit edilecek maluliyet oranına göre malulen emekliliğe ve emekli aylığına hak kazandığına, SGK’dan malulen emeklilik maaşına mahsuben şimdilik 500,00 TL.nin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı T. Vakıflar Bankası Yardım Sandığı Vakfı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hastalığı nedeniyle raporlarının bulunduğunu, malullüğünün değerlendirilmesi için Kuruma başvurulduğunu, Kurum tarafından 05.03.2015 tarih 6287 sayılı “Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespitine İlişkin Sağlık Kurulu Kararı” raporuna göre, davacının işyerine maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile işe girdiğinden, maluliyet sigortası yardımlarından yararlanamayacağına karar verildiğinin bildirildiğini, davacının emeklilik talebinin reddedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı, hak düşürücü süre, derdestlik, husumet, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, davacının talebi ile ilgili Kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu, herhangi bir eksiklik bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; davacının işe giriş tarihinden sonra 31.10.2007 tarihinde çalışma gücünün en az % 60’ını kaybettiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek, kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı T.Vakıflar Bankası Yardım Sandığı Vakfı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Vakıf senedinin 46/B maddesinde 506 sayılı Kanun’a paralel hükümler yer almakta olup sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızasının bulunması durumunda aylık bağlanamayacağını, öte yandan dava açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, “Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 5510 s.k. 4/a-b-c sigortalılığının olmadığı, 21.05.2007- 23.01.2020 tarihleri arasında davalı vakıf çalışanı olduğu, davalı vakıf tarafından davacının malulen emeklilik talebinin 01.04.2015 tarihli karar ile davacı 506 sk. 53 üncü md.nin A fıkrasına göre malul durumda sayılmış ise de aynı Kanuna tabi işyerine maluliyetini gerektiren arıza ile girmesi nedeniyle aynı maddenin B fıkrası gereğince malullük sigortası yardımından yararlanamayacağı gerekçesiyle reddedildiği,, Kocatepe Sağlık Güvenlik Sosyal Merkezi’ nin 05.03.2015 tarihli kararı ile davacının maluliyet aylık talebinin davalı vakıf ile aynı gerekçe ile reddedildiği, 08.05.2015 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu kararına göre davacının 506 sk. a tabi işyerine maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile girdiğinden aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin B fk. hükmü gereğince maluliyet sigortası yardımından yararlanamayacağının bildirildiği, 06.07.2019 tarihli Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’ nun kararı ile davacının ilk işe girdiği 21.05.2007 tarihinde çalışma gücünün az %60 ını kaybettiğini gösterir tıbbi belge olmadığı, diyalize girdiği tarihin 31.10.2007 tarihli sağlık kurulu raporunda belirtildiği, bu tarihten itibaren 31.05.1985 tarihli Sağlık İşlemleri Tüzüğü ne göre beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü 31.10.2007 tarihinden iibaren kaybettiği, 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre beden çalışma gücünün en az %60 ını 31.10.2007 tarihinden itibaren kaybettiğinin belirtildiği, 06.09.2018 tarihli Adli Tıp 2. İhtisas Üst Kurulu kararının da aynı yönde olup ek olarak davacının 03.08.2013 tarihli ilgili yönetmeliğe göre de çalışma gücünün en az %60 ını kaybettiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda, davacının maluliyet aylık talebi kurumca, işten ayrılma koşulu yerine getirilmediği gerekçesiyle reddedilmiş olup, Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının çalışma gücünün en az %60’ını 31.10.2007 tarihinden itibaren kaybettiği anlaşıldığından, davanın maluliyet ve başlangıç talebi yönünden kabulü, aylık bağlanması talebi yönünden reddine yönelik mahkeme kararı yerindedir.” gerekçesiyle, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı Vakıf vekili temyiz dilekçesinde;istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacınn maluliyetinin bulunup bulunmadığı ile maluliyet aylığı bağlanıp bağlanamayacağının tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Geçici 2 nci maddesi, 506 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi, Geçici 20 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 31.10.2007 tarihinde yürürlükteki mevzuat uyarınca davacının beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybettiğine dair tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

3.Davalı Kurumun söz konusu davada taraf sıfatının bulunmadığı, zira davacının hizmetlerinin davalı Vakıf bünyesinde geçtiği ve aylığı bağlayabilecek tarafın davalı Vakıf olduğunun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalılar vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının, (2-a) bendi silinerek yerine “Davalı SGK yönünden davanın husumetten reddine” ibaresinin yazılmasına,

4.İlk Derece Mahkemesi kararının, (1-a) bendi silinerek yerine “Davacının işe giriş tarihinden sonra 31.10.2007 tarihinden itibaren beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybettiğinin tespitine,” ibaresinin yazılmasına,

5.İlk Derece Mahkemesi kararının, (3-a) bölümündeki “davalılardan müteselsilen” ibaresinin silinerek yerine “davalı Vakıftan” ibaresinin yazılmasına,

6.İlk Derece Mahkemesi kararının, (4) numaralı bendi tamamen silinerek yerine;
” 4-a)Davacı vekil ile temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücreti tarifesi gereğince 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı vakıftan alınarak davacıya verilmesine,

b)Davalı Kurum vekil ile temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücreti tarifesi gereğince 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine,

c) Davalı Vakıf vekil ile temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücreti tarifesi gereğince 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Vakfa verilmesine” ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.