YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7558
KARAR NO : 2022/16753
KARAR TARİHİ : 27.12.2022
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : …..
Dava, rücuan alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı kurum ve davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşıldıktan, noksan ikmali için dosyanın mahalline iadesine karar verilip, noksanın ikmal edilerek Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/09/2018 tarih ve 2018/9-584 E- 2018/1332 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 1982 Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36’ncı maddesi uyarınca, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Ayrıca Anayasanın 90’ıncı maddesinin son fıkrasında usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olduğu, bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı, temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı ifade edilmiştir.
Bu bağlamda ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6’ncı maddesinde adil yargılanma hakkı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olup, gerek Anayasa’da gerekse AİHS’ndeki düzenlemelere karşılık gelmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27’nci maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir.
HMK’nın 27’nci maddesi uyarınca;
“(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir”.
Hukuki dinlenilme hakkı çoğunlukla “iddia ve savunma hakkı” olarak bilinmektedir. Ancak bu hak iddia ve savunma hakkı kavramına göre daha geniş ve üst bir kavramdır.
Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Bunlardan ilki “bilgilenme hakkı” dır. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerek karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hak sahibinin kendisi ile ilgili yargılama ve yargılamanın içeriği hakkında tam bir şekilde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Tarafın bilgi sahibi olmadığı işlemler, belge ve bilgiler yargılamada esas alınamaz. Bilgilenmenin şekli bakımından, hukuki dinlenilme hakkına uygun davranılmalı, ilgilinin bilgilenmesi şeklen değil, gerçek anlamda sağlanmaya çalışılmalıdır.
Bu hakkın ikinci unsuru, “açıklama ve ispat hakkı”dır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum “silahların eşitliği ilkesi” olarak da ifade edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6’ncı maddesinin birinci bendinin ilk cümlesinde yer alan silahların eşitliği ilkesi, yine AİHS’ne göre, mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler bakımından taraflar arasında tam bir eşitliğin bulunması ve bu dengenin bütün yargılama boyunca korunmasıdır. Başka bir deyişle, silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarından birini diğeri karşısında avantajsız bir duruma düşürmeyecek şekilde her iki tarafın deliller de dâhil olmak üzere, iddia ve savunmasını ortaya koymak için makul bir olanağa sahip olması, tarafların denge içinde olması demektir.
Hukuki dinlenilme hakkının üçüncü unsuru, “tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesi”dir. Bu değerlendirmenin de karar gerekçesinde yapılması gerekir (6100 sayılı HMK’nın gerekçesi m. 32). Yargılama bakımından, sadece bir tarafın dinlenip diğerinin dinlenmemesi, tek yönlü karar verilmesi demektir. Yargılamada yer alan taraflar yargılamanın objesi değil, süjesidir. Hukukî dinlenilme hakkı doğru karar verilmesinin garantisidir; bu nedenle, haksızlığa karşı koyabilme imkânı tanır. Bu hak, hukuk devletinin, insan onurunun korunması ve eşitlik ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının bir gereğidir.
Somut olayda, dava dilekçesinde davalı olarak “Millî Savunma Bakanlığı” gösterildiği halde, mahkemece, anılan davalı yönünden söz konusu Bakanlığın bilinen adresi yerine, iş bu bakanlığı temsile yetkili olmadığı açıkça anlaşılan “… Tersane Komutanlığına” dava dilekçesi ve takip eden tebligatların yapılmak suretiyle davalının davadan ve yargılama aşamalarından usulüne uygun olarak haberdar olması sağlanmadan yargılama yapılıp karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkına aykırı olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş davalı …’na dava dilekçesinin ve giderek dosya kapsamındaki delillerin usulüne uygun tebliğ edilip, davadan haberdar olması sağlanıp, iş bu davalı tarafça gösterilecek deliller de toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın esası hakkında hüküm tesisi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın özellikle taraf teşkili sağlanıp davalı tarafa savunma hakkı verilmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları gözetilerek, bu aşamada bozma sebebine göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazları incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 27.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.