Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/7390 E. 2023/7737 K. 10.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7390
KARAR NO : 2023/7737
KARAR TARİHİ : 10.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/675 E., 2022/544 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 12. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/198 E., 2021/689 K.

Taraflar arasındaki iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde çalışırken 10.07.2015 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğradığını beyan ederek , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 15.12.2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat istemini 143.205,22 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ,davanın kabulü ile, net 143.205,22 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 10.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, net 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı adli yardımdan faydalansa dahi ıslah harcının yatırılması gerektiğini, maluliyet durumunun Adli Tıp Kurumu tarafından tespiti gerektiğini, aylık ücretlerde asgari ücrete uygulanan artış oranın dışına çıkılarak her yıl için %10 artış oranı belirlenmesinin hatalı olduğunu, meydana gelen kazada asli kusurun davacıya ait olduğunu, davacı işçinin sağlık ve tedavisine yönelik olarak yapılan 40.000,00-TL’lik ameliyat masrafı ile davacı işçiye raporlu olduğu dönemde çalışmadığı halde ödenen 8 aylık maaş ücretinin hükmedilecek toplam tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile , davalı işyerinde dikişçi olarak çalışan davacının 10.07.2015 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda sol el 2-3-4-5 parmaklarında ampute oluştuğu, 02.06.2017 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre işgöremezlik oranının %17 olduğu ve kontrol kaydının bulunmadığı, davalı tarafından cevap dilekçesinde her ne kadar işgöremezlik oranının Adli Tıp Kurumunca tespit edilmesi talep edilmiş ise de 5510 sayılı Kanun’un 95 inci maddesi doğrultusunda işgöremezlik oranın tespitinin yasaya uygun olduğu, SGK tahkikat raporu ve işgöremezlik raporunun 29.08.2018 havale tarihi ile dava dosyasına intikal ettiği, son duruşmaya kadar davalı tarafından işgöremezlik oranına yönelik bir itiraz ileri sürülmediği gibi, davacıda oluşan maluliyetin niteliği itibariyle iyileşme olacağına yönelik iddianın somut olarak davalı tarafından ispatlanamaması nedeniyle ATK dan rapor alınmasına gerek bulunmadığına yönelik ara kararın dosya kapsamına uygun olduğu, olaya ilişkin iş güvenliği uzmanı ve makine mühendisi bilirkişi heyetinden oluşan iki ayrı heyetten alınan kusur raporunun dinlenen davalı tanık anlatımları ve tahkikat raporuna göre dosya kapsamına uygun olduğu, iş kazasından kaynaklanan davalarda ATK tarafından kusur incelemesinin yapılmadığı, davacıya istirahatli olduğu dönemde geçici işgöremezlik ödeneğinin ödenmediği, bu dönemde işverence yapılan ödemelerin maaş adı altında yapıldığı gibi ameliyat masrafının da ifa amaçlı yapıldığı hususunun ispatlanamadığı yardım amaçlı yapıldığının kabulünün gerekeceği, hesap bilirkişisi tarafından davacının asgari ücret ile çalıştığının kabulüne göre kökleşmiş Yargıtay kararları doğrultusunda %10 artırma %10 eksiltme yöntemi ile hesaplama yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, HMK 335/1 maddesi uyarınca adli yardım talebi kabul edilen davacının yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muaf olduğu ve 339/1 maddesi uyarınca da adli yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avansların dava veya takip sonunda haksız çıkan kişiden tahsil olunacağı, bu nedenle 14.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi nedeniyle davacının ıslah harcı yatırma yükümlülüğü bulunmadığı gibi bu harcın Devlet tarafından karşılanmasının da söz konusu olamayacağı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, davacının adli yardımdan faydalansa dahi ıslah harcının mahkemece alınmasının gerektiğini, davacının sürekli iş göremezlik oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, hesap raporunda %10 artış uygulanmasının hatalı olduğunu, davalıya atfedilen %80 kusur oranının fazla olduğunu, kazanın meydana gelmesinde asli kusurun davacıya ait olduğunu, davacıya ameliyat bedeli ve raporlu olduğu dönemde yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan mahsubu gerektiğini belirterek temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un 417 inci maddesi, 5510 sayılı Kanun’un 13, 16, 20 ve 21 inci maddeleri ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 4 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgiliye yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.