Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/6905 E. 2023/1230 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6905
KARAR NO : 2023/1230
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/593 E., 2022/1022 K.
DAVALILAR :1-…
vekili Avukat …
2-Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 16.12.2016
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/10 E., 2021/278 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Grup Başkanlığının 08.03.2013 tarihli ve 944 sayılı görev yazısı gereğince “Bankacılık Sektöründe Çalışanların Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi” programlı teftişi kapsamında, 2013 Mart ayından itibaren Banka Şubelerinin çalışma koşullarının tespitine yönelik olarak başlatılan inceleme sonucunda, davacı bankanın çeşitli il ve ilçelerinde bulunan 44 şubesi incelenmiş ve 16.09.2013 den 28.11.2013 tarihine kadar aralıklı olarak da davacı bankanın genel müdürlüğünde inceleme yapıldığını, bu incelemelerden birisi de … Sanayi Şubesi nde yapılan 27.08.2015 tarihli tespit olduğunu, inceleme kapsamında üç sayfalık 27.08.2015 tarihli tespit tutanağı düzenlenmiş olduğunu, bu tutanak kapsamında oluşturulan 02.11.2015 tarihli 9660/INC/22 sayılı inceleme raporuna istinaden de personel listesi çıkartılarak, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından söz konusu çalışanların kazançlarının eksik bildirildiği gerekçesiyle aylık prim ve hizmet belgeleri talep edildiğini, bu yazıya karşı davacı bankaca 10.05.2015 tarih 3874807 sayılı dilekçe ile itiraz edildiğini ancak … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü 18.11.2016 tarihli yazı ile itirazı reddettiğinde prim borcu gecikme zammı ile birlikte 9.244,73 TL’ nin ihtirazi kayıtla ödenmek zorunda kalındığını, söz konusu tutarın iadesi ile tahakkuk edilen prim borçlarının iptali için dava açma zorunluluğu doğduğunu, davalı Kurum tarafından tanzim edilen Prim Borcu Kabahatler Kanunu’nun 25 inci maddesine aykırılıklar içermekte olup esasa girilmeden usuli eksiklikler göz önüne alınarak iptali gerektiğini, dava konusu prim borcu tahakkuk edilmesinde noksanlık ve mevzuata aykırılık olarak yapılan tespitler 4857 sayılı İş Kanunu ve İş Teftiş Tüzüğü ile bağdaşmayacak şekilde usul ve yasaya aykırı olduğunu, fazla çalışmaların işçinin sözleşme ile belirlenmiş ücretine dahil edilmesi halinde yerleşik Yargıtay Kararları doğrultusunda 270 saate kadar olan fazla çalışmalarda personelin ayrıca fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, davacı bankanın fazla çalışma ücretini eksik ödediğine ilişkin tespitin personele yapılan prim ödemelerinin göz ardı edilerek gerçekleştirildiğini beyanla, 30.03.2016 tarihli 30711655/4875091 sayılı yazı ile eksik olduğu gerekçesiyle prim ve hizmet belgelerini talep eden kurum yazısına istinaden 15.11.2016 tarihinde 30711655/15622462 sayılı ile davacı bankaya eksik ödendiği bildirilen prim borçlarının iptaline/kaldırılmasına, müvekkil şirket tarafından cebri icra tehdidi altında ihtirazi kayıtlı olarak davalı Kuruma 28.11.2016 tarihinde ödenmek zorunda kalınan 9.244,73 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsi edilerek davacı şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 20.03.2017 tarihli dilekçesi ile taraf değişikliği yaptıklarını, her ne kadar Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nü davalı olarak göstermiş iseler de sehven maddi hata yaptıklarını, davalı Kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu olarak kabul edilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu rapor sonucunda davacıya idari para cezası verilmiş olduğundan, işbu davanın yargılaması idari yargının görev alanına girdiğini, bu nedenle Mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiğini, işbu davanın adli yargının yargılama alanına girdiği düşünülse bile, … ilinde Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilgili açılacak olan davalar konusunda … 1. ve 2. İş Mahkemeleri görevlendirildiğinden, yine Mahkemenizin görevsizliğine karar verilmesi gerektiğini, Kurum kayıtlarının incelenmesinden, … sicil nolu dosyada işlem gören Finansbank A.Ş. ile ilgili olarak … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 10.03.2016 tarih 3506740-660-8101 sayılı yazı ekindeki Müfettiş Raporunun Sosyal Güvenik Kurumu Başkanlığına Bildirilecek Hususlar bölümünde belirtilen çalışanların müvekkil Kuruma bildirimlerinin eksik yapıldığı anlaşıldığını, bu nedenle ilgili kişiler adına işverenden belge talep edildiğini, müvekkil kurumun belge istem yazısı işverene tebliğ edilmiş olmasına rağmen, belgelerin bir aylık süre içinde müvekkil Kuruma ibraz edilmediği için kurumcu belgelerin resen düzenlendiğini, İşverene raporda belirtilen çalışanların 2015/04-05-06-07 dönemi, aylık kazançlarının müvekkil Kuruma eksik bildirilmesinden dolayı 5510 sayılı Kanun’un 102 c/4 maddesi gereği her bir dönem için asgari ücretin iki katı olmak üzere idari para cezası uygulandığını, beyanla mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini, aksi halde haksız ve yersiz açılan yasal dayanaktan yoksun olan davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.

Mahkemenin 09.04.2021 tarihli celsesinde taraf olmaktan çıkartılan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 30711655/4875091 ve 30711655/15622462 sayılı yazılar vekil eden tarafından gönderilmiş yazılar olmadığını, kurumca müfettiş raporu hazırlandıktan sonra müfettiş raporunda işverene uygulanması gereken bir İdari Para Cezası bildirilmiş ise bu ceza uygulandığını, ayrıca işbu raporda Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi gereken husular tespit edilmiş ise bunlar da Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiğini, davacının dava konusu yaptığı kurum işlemleri Sosyal Güvenlik Kurumunca takibinin yapılması gereken ve bu sebeple davacıya eksikliklerin giderilmesi için gönderilen yazılar olduğunu, yapıldığı iddia edilen ödemedenin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapıldığını, yani yapılan işlemler 5510 sayılı Kanun’dan kaynaklı hizmet prim borçları ile ilgili olduğunu, vekil eden kurum işlemi olmadığını, bu sebeple öncelikle davanın vekil eden yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davanın esasına girilmesi halinde davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Fazla mesaisi ödenmeyen …’ın iş sözleşmesinin başlangıcının 01.12.2019, …’ın sözleşme başlangıcının 07.10.2010, … ‘ün sözleşme başlangıcının 21.06.2010, … ‘nın 25.02.2008, … ‘ın 22.03.2010 olduğu ve 5 sözleşmenin tamamının 8 inci maddesinde fazla mesainin ücretin içinde yer alması karşısında, bu koşul geçerli kabul edildiğinde işçilerin fazla mesai alacaklarının olmadığı, öte yandan iş müfettişi tarafından belirlenen fazla mesai tutarları ödenmemiş olduğundan ve asıl ücret dışında işçilik haklarının prime esas kazanca esas alınabilmesi için ödeme koşulu gerçekleşmediğinden, alacak hakkı olsa bile ödenmedikçe prime tabi tutulamayacağından davacının 28.11.2016 tarihinde ödediği 9.244,73-TL primin SGK’dan ödeme tarihinden yasal faizi ile iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle;
Davanın kabulü ile,
Davacının 28.11.2016 tarihinde ödediği 9.244,73-TL primin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, karar vermiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
1.Davalı Kurum Vekilinin İstinaf Sebepleri
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesine istinaden aynı Kanun’un 102/c-4 maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu idari para cezasının tahakkuk ettirilmesine dair Kurumca yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Taraf Olmaktan Çıkarılan Türkiye İş Kurumu Vekilinin İstinaf Sebepleri
İşbu dava ile ilgili taraf sıfatı taşımadıklarını, cevap dilekçesinde bu hususu bildirdiklerini ancak 3 yıl boyunca süren davayı takip etmek zorunda kaldıklarını daha sonra mahkemece taraf olmaktan çıkarıldıklarını ama lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, bu nedenle kararın kaldırılarak uyap kayıtlarının silinmesi ve lehlerine vekalet ücreti takdir edilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
İş kur tarafından davacı iş yerinde yapılan denetimle bir kısım iş yeri çalışanlarının fazla çalışma yaptıkları tespit edilmiştir. Davalı Kurumda bu tespite dayanarak eksik işçilik bildiriminden dolayı dava konusu işlemi tesis etmiştir. İtiraz ve dava yönünden yasal sürelere uyulmuş olduğu,
Gerek fazla çalışma yaptığı belirlenen işçilerin sözleşmelerinde fazla çalışmaların ücrete dair olduğuna ilişkin hüküm bulunması gerekse bu tespite bağlı olarak fazla çalışma ücretlerinin ödendiğinin sabit olmaması sebebiyle kurum işlemi yerinde olmadığı,
Bu nedenle davalı SGK nın istinaf başvurusunun reddinin gerektiği tespit edildiği,
Hasım olmaktan çıkarılan İş Kurumu Genel Müdürlüğünün istinafına gelince bu taraf aleyhine yargılama uzun bir süre devam ettirilmiştir. Hasım olmaktan çıkarılma kararı yerinde olmakla beraber bu sıfatla karar başlığında yer verilmemesi ve HMK’nun 124 üncü maddesine aykırı olarak lehine ücreti vekalet verilmemesi doğru olmamıştır. Bu tarafın istinaf başvurusunun kabulü ve yukarıdaki düzeltmelerin yapıldığı yeniden karar verilmesi gerektiği anlaşıldığı gerekçesiyle;
Davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi nin 1 numaralı alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar ile temyiz talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; 30.03.2016 tarihli 30711655/4875091 sayılı yazı ile eksik olduğu gerekçesiyle prim ve hizmet belgelerini talep eden kurum yazısına istinaden 15.11.2016 tarihinde 30711655/15622462 sayılı ile davacı bankaya eksik ödendiği bildirilen prim borçlarının iptaline/kaldırılmasına, davacı şirket tarafından cebri icra tehdidi altında ihtirazi kayıtla davalı Kuruma 28.11.2016 tarihinde ödenmek zorunda kalınan 9.244,73 TL. nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsil edilerek davacı şirkete ödenmesi istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
Husumet konusu, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.

6100 Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124 üncü maddesinde “…maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…” hükmü uyarınca, hak alanlarını ilgilendiren sigortalılara usulüne uygun şekilde husumet yöneltilmesi gerekir.

3.Değerlendirme
Somut olay incelendiğinde, öncelikle, eldeki davada verilen kararın dava dışı …,…,…’ın hak alanını da ilgilendirmesi nedeniyle, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124 üncü maddesinde “…maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…” hükmü uyarınca, …,…,…,… ve … ‘a usulüne uygun şekilde husumet yöneltilmeli, gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 gününde oybirliğiyle karar verildi.