YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6554
KARAR NO : 2022/12647
KARAR TARİHİ : 18.10.2022
Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
No :
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacılar, davalı…. ve Tic. A.Ş. ve davalı …. ile fer’i müdahil … …. San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının kabulüne ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar, davalı…. ve Tic. A.Ş. ve davalı …. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar … için 181.848,56-TL maddi, 200.000,00 TL manevi, anne … için 90.000,00 TL manevi, kardeşlerden … için 60.000,00 TL manevi, diğer kardeşler için ise 40.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmişlerdir.
II-CEVAP
Davalılar davaya cevaplarında özetle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince davacı eş lehine 95.715,61 TL maddi, 130.000,00 TL manevi, davacı anne lehine 60.000,00 TL manevi, davacı kardeşler lehine de 12.500,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacılar, davalı…. ve Tic. A.Ş. ve davalı …. ile fer’i müdahil … ……….. San. ve Tic. A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurularının vekalet ücretleri yönünden kabulüne ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davacı eş lehine 95.715,61 TL maddi, 130.000,00 TL manevi, davacı anne lehine 60.000,00 TL manevi, davacı kardeşler lehine de 12.500,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davalıların istinaf dilekçeleri ile vekalet ücretine itiraz etmediklerini, yine davalılardan … … Ltd. Şti.‘nin ise yerel mahkeme kararına karşı istinaf yoluna dahi başvurmadığını, bu durumların kendileri lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğunu, bu sebeplerle davalılar lehine yerel mahkemece hükmedilen vekalet ücretinden daha fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, her bir davacı yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, hesaba esas ücretin hatalı tespit edildiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda da, kararda belirtilen 25.500,00 TL lik ödemenin, 20.000,00 TL lik kısmınının hatalı bir şekilde dikkate alındığını, ödemelerin oranlama yöntemi ile maddi tazminattan düşülmesinin açıkça usule ve hukuka aykırı olduğunu manevi tazminatların az olduğunu,
Davalı…. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle, müteveffanın adi ortaklığın işçisi olmadığını, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, feri müdahil … firması tarafından imal edilen kalıp iskelesine ilişkin olarak kendileri tarafından ve diğer davalı … … tarafından da haricen alınmış olan raporlar bulunduğunu, … Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/78 E. Sayılı dosyasında mevcut olan bu raporlarda iskelenin sözleşme hükümlerine aykırı olarak imal edilmiş olduğunun ortaya çıktığını, adi ortaklığın asıl işveren olmadığını, diğer davalı … firmasına anahtar teslimi iş verildiğini, kendilerine kusur verilmesinin doğru olmadığını, tek kusurlunun feri müdahil … firması olduğunu, o firmanın ağır kusurunun illiyet bağını kestiğini, ceza dava dosyasında kusur durumunun eldeki dosyadan farklı olduğunu, kusurun aidiyeti ve oranlarının hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmadığını, maddi ve manevi tazminatların fazla olduğunu,
…. temyiz dilekçesinde özetle, müteveffa işçinin adi ortaklığın işçisi olmadığını, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kaza sebebiyle kendilerine veya kendilerinin ortağı olduğu adi ortaklığa kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, tek kusurlunun feri müdahil … firması olduğunu, o firmanın ağır kusurunun illiyet bağını kestiğini, … şirketinin diğer davalı … firması ile sözleşmesel bir iş ilişkisi içinde olduğunu ve … şirketini denetim ve gözetleme ödevinin … şirketine ait olduğunu, müteveffanın asgari ücretle çalışması nedeniyle asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, manevi tazminatların fazla olduğunu ileri sürmüştür.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından davalılar … şirketlerinin oluşturduğu adi ortaklığın … Bakanlığı’ndan yap işlet devret modeli ile … 3. Köprü yapım işlerini aldığı, bu iş kapsamında bulunan V32 ilâ V36 viyadüklerinin yapım işlerinin adi ortaklık tarafından davalı … şirketine verildiği, davacılar murisi sigortalının davalı … şirketi sigortalısı olduğu ve anılan viyadük yapım işinde kalıpçı ustası olarak çalıştığı, mahkemece hükme esas alınan 09/07/2018 tarihli bilirkişi kusur raporunda müteveffa sigortalının kazanın meydana gelişinde bir kusuru bulunmadığı, davalılar … şirketlerinin birlikte %10, davalı … şirketinin %70, feri müdahil … şirketinin ise %20 kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, aynı olayla ilgili olarak … Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ninm 2015/78 Esas sayılı ceza dava dosyasında yapılan yargılama neticesinde davalı ………., feri müdahil … şirketinin ortağı ve genel müdürü …, feri müdahil … şirketinin iskele kurulumu konusunda kendilerinden iskele satın alan firmalara eğitim veren süpervizörü … ile son olarak … adi ortaklığının proje finansman yönetiminde görevli işçisi …’ın sanık olarak yargılandıkları, sanıklar …, …’in ceza mahkemesince alınan kusur raporunda kendilerine tali kusur verilmiş olmasına karşın beraatlerine karar verildiği, ilk derece ceza mahkemesi karar gerekçesinde …’ın beraat etmesinin nedeninin proje yöneticisi olmadığının anlaşılması olarak gösterildiği, sanıklar …’in beraat etmelerinin nedenlerinin ise “söz konusu ağır yük iskelesinin olaydan 10 gün önce kurulmaya başlanması ve olaydan 1 gün önce kurulum işinin tamamlanmış olması, olay günü sabah saatlerinden itibaren bu iskele ile beton dökme işe başlanmış olması, iş güvenliği uzmanı olan her iki sanığın yine raporda belirtildiği üzere uzmanlık seviyesi çok tehlikeli olan iş yeri için aslında yetkili olmaması, söz konusu iskelenin standartlara uygun imal edilip edilmediği konusunda bilgi birikimleri olduğu ve bu konuda yasal olarak da sorumlu olacaklarına ilişkin yasal düzenlemenin bulunmaması, iskelenin kurulumundan bir gün sonra bu olayın meydana gelmesi, keza sanıkların iskeleye onay verdiklerinin de belge ile kanıtlanmış olmaması nedeniyle her iki sanığın bu nedenle bu suçtan beraatlerine karar verilmiştir.” şeklinde gösterildiği, diğer sanıkların tamamının asli kusurlu bulunup cezalandırılmalarına karar verildiği, kazalı işçilerin ise kusursuz bulundukları, ilk derece ceza mahkemesi kararının cezalandırılmalarına karar verilen sanıklar, o dosyanın katılanları ve cumhuiyet savcısı tarafından istinaf edildiği, … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi’nin 2018/229 Esas sayılı kararı ile hak yoksunluklarına ilişkin fıkranın hükümden çıkarılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Somut olayda yukarıda açıklanan ceza dava dosyasında haklarında verilen mahkumiyet kararları kesinleşen gerçek kişilerin kusur durumları konusunda herhangi bir değerlendirme içermeyen bilirkişi kusur raporu hükme esas alınmak suretiyle sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Bölge adliye mahkemesince yapılacak iş, iş kazasının meydana geldiği iş kolunda yetkin iş güvenliği uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden; haklarında verilen mahkumiyet kararları 04/04/2018 tarihinde kesinleşen dava dışı gerçek kişilerin kusur durumlarını da değerlendiren yeni bir bilirkişi kusur raporu almak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bölge adliye mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davalılar ile davalılar…. ve Tic. A.Ş. ve …. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 03/06/2020 tarih, 2019/4089 Esas, 2020/758 Karar sayılı kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılar…. ve Tic. A.Ş. ve ….’nın sair temyiz itirazları ile davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.