Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/6415 E. 2023/9292 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6415
KARAR NO : 2023/9292
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2378 E., 2022/281 K.
4- … 5- … vekilleri Avukat …
DAVA TARİHİ : 27.05.2016
KARAR : Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2016/645 E., 2019/161 K.

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Kararın davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin iş kazası neticesi vefat eden …’ın desteğinden yoksun kaldıklarını, yine müvekkillerin genç yaşta babasız/eşsiz kalması ve bunun müvekkillerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, tüm bunlarla da sınırlı kalmayıp kazanın bu kadar beklenmedik zamanda ve acı biçimde gerçekleşmiş olması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşadıklarını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

II.CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile özetle; mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu dava dilekçesinde ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde “Bu iş için gerekli koruyucu tedbirler alınmalı ve gerekirse çalışanını görev yerine ulaştırmak üzere şoför görevlendirmek durumunda olan davalı …, bunun yerine mesaiden çıkan ve çok yorgun olan müvekkili gece geç saatte şehir dışı iş için görevlendirmiş ve şoför de tayin etmemiştir.” denilmişse de; ne bilirkişinin ne de mahkemenin bu beyanlarını dikkate almaksızın eksik inceleme sonucu maddi tazminat talebini reddettiğini, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 10.03.1998 tarih 1998/249 Esas ve 1998/1663 Karar numaralı kararında ve diğer bir çok Yargıtay içtihadında belirtildiği üzere; müteveffanın şoförlük mesleğindeki bilgi ve deneyimi öncelikle belirlenmeli ve işveren ile yapılan iş akdinde görev nedeniyle belli mahallere gönderildiğinde ulaşımın kimin tarafından ve nasıl sağlanacağının ortaya konulması ve sorumluluğun bu olgular ışığında tespiti gerektiğini, bu nedenle anılan yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, 22/01/2019 tarihli kusur raporunda müvekkillerinin vefat eden desteği …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, davalı … Belediyesinin ise kusurunun bulunmadığının belirlendiğini, raporun hatalı olduğu yahut eksik incelemeye dayalı olduğu açıkken işbu rapora itirazları dikkate dahi alınmaksızın maddi tazminat yönünden davanın reddedildiğini oysa raporun “İrdeleme” bölümünde, “vefat eden …’ın asli görevi Teknisyen-Atelye Ustabaşılık olup; bu görevi yerine getirmek üzere görev yerine gitmekte olduğu esnada kaza meydana gelmiştir” şeklinde irdeleme yapılmış olmasına rağmen; davalı … Belediyesinin asıl işi farklı olan ve araç kullanma konusunda uzman olmayan herhangi bir çalışandan gece geç vakitte ve yağışlı havada araç kullanarak olay yerine gitmesinin beklenmemesi gerektiğinden bahsedilmediğini, bu hususun üstünde durulmadığını, bu iş için gerekli koruyucu tedbirler alınmalı ve gerekirse çalışanını görev yerine ulaştırmak üzere şoför görevlendirmek durumunda olan davalı Belediyenin, bunun yerine mesaiden çıkan ve çok yorgun olan müvekkiline gece geç saatte şehir dışı iş için görevlendirdiğini ve şoför de tayin etmediğini hal böyle iken; davalının tam kusursuz kabul edildiği raporu ve kararı kabul etmediklerini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; davaya esas kazanın meydana gelmesinde tüm kusur ve sorumluluğun müteveffa ve Karayolları Genel Müdürlüğüne ait olduğu, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığının herhangi kusur ve sorumluluğunun bulunmadığının açık olduğunu mahkeme kararının kaldırılması ve davanın müvekkili idare açısından husumet yönü ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine dair karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili özetle; yetersiz ve eksik incelemeyle alınmış bilirkişi raporunu kararına esas alan ikinci derece mahkemesi kararının bozulmasının gerektiği gerekçesiyle temyiz talebinde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un 417 nci maddesi, 5510 sayılı Kanunun 13, 16 ve 20 nci maddeleri ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.