Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/5679 E. 2022/9252 K. 16.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5679
KARAR NO : 2022/9252
KARAR TARİHİ : 16.06.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Denizli 4. İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve feri müdahil vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 2002 yılının ocak ayından 30.05.2017 tarihine kadar davalı … nezdinde kapıcı olarak çalıştığının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ve feri müdahil vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ve feri müdahil vekili verilen kararın hatalı olduğunu belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Diğer taraftan 4857 sayılı İş Kanununun 13. maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır. Bu tür hizmet tespiti davalarında tam gün üzerinden veya kısmi zamanlı olarak çalışma olgusunun ortaya konulması önem arz etmekte olup çalışmanın kısmi zamanlı olduğu anlaşıldığı takdirde günde kaç saat hizmet verildiği ve giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli, sonrasında değinilen 63. madde kapsamında 7,5 saatlik çalışmanın 1 iş gününe karşılık geldiğinden yola çıkılarak hüküm altına alınması gereken aylık çalışma süresi belirlenmelidir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında, dava değerlendirildiğinde; davacı, davalı … nezdinde belirtilen tarihlerde kapıcı olarak çalıştığı sürelerin tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının tam gün süreyle talebi gibi hizmet akdine bağlı olarak çalıştığına karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda, öncelikle davacı, 1479 sayılı Kanun ve 2926 sayılı kanun kapsamında zorunlu sigortalılıklarına ilişkin alınan beyanında, anılan sigortalılıkların eşine ait olduğunu belirtmiş ise de, yapılan araştırmalar neticesinde davacının eşinin kuruyemiş ticareti ve lokanta işletmeciliği işleri ile uğraştığına dair somut bir veri elde edilememiş ve bu hususlar sübuta ermemiştir. Sadece davacının beyanına dayanılarak 4b sigortalılıkların iptali isabetsiz olup, bu hususlar yeniden araştırılarak sigortalılıkların geçerli olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ayrıca, davalı işyerinin talep konusu dönem başında iki bloktan oluşmasına rağmen, daha sonra bir bloğun yıkıldığının beyan edilmesi üzerine, binanın yıkılma tarihi, kalan bloğun kaç daire olduğu, ferdi ısınma sistemine geçiş tarihi, kapıcılık hizmeti olarak hangi hizmetlerin yerine getirildiği, tam zamanlı mı yoksa kısmi zamanlı mı çalışıldığı hususları irdelenmeli, çalışmanın kısmi zamanlı olduğu anlaşıldığı takdirde bu kez günde kaç saat hizmet verildiği, haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli, sonrasında değinilen 63. madde kapsamında 7,5 saatlik çalışmanın 1 iş gününe karşılık geldiği nazara alınarak hüküm altına alınması gereken aylık çalışma süresi tespit edilmeli, çekişme konusu dönem yönünden başlangıç ve sona erme tarihi belirlenmeli, bu amaçla ikametgah kayıtları getirtilmeli, civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar diğer apartmanların kapıcıları ve yöneticileriyle, başta komşu market işleten ve çalışanları ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı veya azaları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmalıdır. Kabule göre de, davacının 4b sigortalılıklarının iptaline dair hüküm kurulmadan anılan davanın kabulü yerinde değildir. Açıklanan tüm maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, davalı ve feri müdahil kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.