Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/5305 E. 2022/9240 K. 16.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5305
KARAR NO : 2022/9240
KARAR TARİHİ : 16.06.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : … 2. İş Mahkemesi

Dava, yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 1. İş Mahkemesinin 2015/136 Esas ve 2015/464 Karar Sayılı Kesinleşen (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2015/21955 E. ve 2018/1567 K. Sayılı onama kararıyla) ilam hakkında HMK 375/ç maddesindeki sebebin varlığının hasıl olması nedeniyle yargılamanın iadesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum ve davalı işveren vekilleri davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi özetle; dosya kapsamında; davacı …’ın 10.04.2001 tarihinde davalı işyerinde Terörle Mücadele Kanunu kapsamında açıktan atama yöntemiyle çalıştırılmaya başladığı, davacının işe başladığı tarihte 2001 yılı birinci dönem sigorta primi bordrosunda 15.03.2001-14.04.2001 tarihleri arasında 5 gün ve 15.04.2001-14.05.2001 tarihleri arasında 30 gün sigorta primi tahakkukunun yapılmış olduğu, bu primlerin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olduğu, …Silahsan Hafif silah San. Ve Tic. AŞ Genel Müdürlüğü’nün 05/2001 tarihli ve Vazife malulü İşçiler başlıklı yazısında … ile davacı …’ın iş başı yaptırıldıkları tarihlerde, her iki çalışandan da bütün sigorta kollarına tabi sigorta primlerinin kesilerek %35,3 – %34 üzerinde prim tahakkuk ettirilerek işlem yapıldığına dair kaşe ve imzalı yazının bulunduğu görülmüş olup davacının işe başladığı tarihte uzun vadeli sigorta primlerine tabi tutulduğu anlaşılmıştır. Dava dosyasında yer alan bütün kayıt ve belgelerin incelenmesi ve benzer konularda daha önce Yerel Mahkemelerce ve Yargıtay’ca verilmiş ve onanmış bulunan kararların incelenmesi sonucunda; davacının 506 Sayılı yasanın 3/II-C maddesi kapsamında yazılı olarak uzun vadeli sigorta kollarından yararlanma talebi yok ise de işe giriş tarihinden itibaren tüm sigorta kollarına tabi olarak primlerinin kesilmiş olmasının yazılı irade talebi yerine geçeceği ve davacı için müktesep hak yaratacağı davacının davalı işyerinde uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak çalışmaya başladığı tarihin 10.04.2001 olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki tüm tespit, belgeler ve ilgili Yargı Kararları birlikte ele alındığında; davacının davalı işyerinde uzun vadeli sigorta primlerine tabi tutularak çalışmaya başladığı tarihin 10.04.2001 olduğu, davacı tarafından yazılı olarak bu tarihten itibaren uzun vadeli sigorta primlerinin kesilmesi işverenlikten talep edilmemiş olsa da, işverenlikçe davacının çalışmaya başladığı tarih itibarı ile uzun vadeli sigorta primlerinin davacının ücretinden kesilmiş olduğu belirlenmiş olduğundan, davacının 10.04.2001 tarihinden itibaren tüm sigorta kollarına tabi olarak çalıştırıldığı, davacının 10.04.2001-31.07.2005 tarihleri arasındaki dönemde çalışmalarının tüm (uzun vadeli) sigorta kollarına tabi olarak çalıştığı anlaşılmış olup davacının davasının kabulüne karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi özetle, “… Somut olayda, davacı tarafından … 1. İş Mahkemesi’ nin 2015/136 E.-2015/464 K. sayılı ilamı ile davalı aleyhine açılan davada verilen ret kararının Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 01/03/2018 tarih, 2015/21955 Esas sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, dava dilekçesine iliştirilmiş 2001 yılı birinci dönem sigorta primi bordrosunda (14.05.2001 dört aylık Sigorta Primleri Bordrosunda); davacının 15.03.2001 – 14.04.2001 tarihleri arasında 5 gün ve 15.04.2001 – 14.05.2001 tarihleri arasında 30 gün sigorta primi tahakkukunun yapılmış olduğu, ilgili bordroda “malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar için düzenlenmiştir” ibaresinin yer aldığı, ilgili bordronun kesinleşen dosyada bulunmadığı, davacı tarafça iş bu belgeye sonradan vakıf olunduğunun bildirildiği, dosya kapsamında aksini ispatlayacak bilgi ve belge bulunmadığı dikkate alındığında 6100 sayılı Yasanın 375. maddesinde sayılan yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden ç bendindeki ” yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” nedeninin varlığı gözetildiğinde yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü kararı yerindedir.” “… Somut olayda, davacının davalı işyerinde uzun vadeli sigorta primlerine tabi tutularak çalışmaya başladığı tarihin 10/04/2001 olduğu, davacı tarafından yazılı olarak bu tarihten itibaren uzun vadeli sigorta primlerinin kesilmesi işverenlikten talep edilmemiş olsa da, işverenlikçe davacının çalışmaya başladığı tarih itibarı ile uzun vadeli sigorta primlerinin davacının ücretinden kesilmiş olduğu belirlendiğinden 506 Sayılı yasanın 3/II-C maddesi kapsamında yazılı olarak uzun vadeli sigorta kollarından yararlanma talebi yok ise de işe giriş tarihinden itibaren tüm sigorta kollarına tabi olarak primlerinin yatırıldığı gözetildiğinde davacının 10/04/2001 tarihinden itibaren tüm sigorta kollarına tabi olarak çalıştırıldığı, 10/04/2001 – 31/07/2005 tarihleri arası dönemdeki çalışmalarının tüm (uzun vadeli) sigorta kollarına tabi çalışma olduğu, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, verilen kararın hatalı olduğunu belirtip ilgili kararın bozulmasını istemiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hukuk yargılamasında kural olarak kesin hükme bağlanmış bir davaya yeniden bakılamaz ise de, bunun en önemli istisnasını yargılamanın yenilenmesi oluşturmaktadır. Bazı ağır yargılama hatalarından ve eksikliklerinden dolayı, maddi anlamda kesin hükmün ortadan kaldırılmasını ve daha önce kesin hükme bağlanmış bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir yasa yolu niteliğindeki yargılamanın yenilenmesi nedenleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374–381. (dâhil) maddelerinde düzenlenmiş ve Kanunun 375’inci maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup, kıyas yolu ile bunların genişletilmesi olanaksızdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinin 1. fıkrasının ç) bendine göre; “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilmeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” belirtilmiştir. Buna göre eldeki dava yargılamanın yenilenmesi davasıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu sınırlı sayıda yargılamanın yenilenmesi nedeni öngörmüştür. Davacının yargılamanın yenilenmesine konu ettiği, davacı tarafından açılan … 1. İş Mahkemesi’ nin 2015/136 E.-2015/464 K. sayılı ilamına konu ve Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 01/03/2018 tarih, 2015/21955 Esas, 2018/1567 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen dava dosyasında; Dava konusu dönemde yürürlükte olan 506 Sayılı Kanunun 3/ll-C maddesinde ” Kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarından malullük veya emekli aylığı almakta iken bu Kanuna tabi sigortalı bir işte çalışanların 78 inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançları üzerinden 63 üncü madde hükmüne göre Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilir. Bunlardan kendi kanunlarına göre görev malullüğü aylığı bağlanmış olanlar Kurumdan yazılı talepte bulunurlarsa, bunlar hakkında talep tarihini takip eden aybaşından itibaren, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları da uygulanır.” hükmü bulunmaktadır. Buna göre 10.04.2001 tarihinden 31.07.2005 tarihine kadar davacıdan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmiş olup, 506 Sayılı Kanun’un 3/ll-C Maddesi gereği davacının, uzun vadeli sigorta primlerine tabi olarak çalışma isteğini yazılı olarak bildirmekle bu haktan yararlanacağı, davacının ücret bordrosunda kendisinden Sosyal Güvenlik Destek Primi kesildiğini görmesi ve bu uygulamaya itiraz etmemesinin yanında, Kanun hükmü gereği kuruma yönelik tüm sigorta kollarına tabi çalışma isteğinin de bulunmadığı gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 01/03/2018 tarih, 2015/21955 Esas ve 2018/1567 Karar sayılı ilamıyla ilgili mahkeme hükmü ve gerekçenin benimsenerek onandığı anlaşılmaktadır. Bilhassa onamaya konu gerekçe ve mahkeme ilamı, mevcut davanın konusunu oluşturan yargılamanın yenilenmesi talebiyle birlikte değerlendirildiğinde; davacının davasına konu ettiği kayıtların anılan kararın esasına etkili olmadığı ve kanunda sınırlı sayıda sayılan, değiştirilmesi ve genişletilerek yorumlanması da mümkün olmayan yargılamanın yenilenmesi şartlarının eldeki dava dosyası bakımından oluşmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.