Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/4950 E. 2022/6697 K. 09.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4950
KARAR NO : 2022/6697
KARAR TARİHİ : 09.05.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi :… 2. İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen kararın, feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanında özetle; davacının davalı iş yerinde 2008 yılının 11. ayından 30/03/2016 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, ancak sigortasının yapılmadığını belirterek davacının davalı iş yerinde 2008 yılının 11. ayından 30/03/2016 tarihine kadar çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Feri Müdahil SGK vekili cevap dilekçesindeki beyanında özetle, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kabulüne dair karar tesis edilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu çerçevesinde yapılan inceleme sonucu ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, feri müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurusunun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine; dair karar verilmiştir.
Fer’i müdahil Kurum vekili; hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğini, bu nedenle davalı işverenin kabul beyanı dahi kurum açısından bağlayıcı kabul edilemeyeceğini, belirtilen nedenlerle mahkemece masrafı davacı tarafından yatırılan avanstan karşılanmak suretiyle, tüm kayıt ve belgeler, işveren nezdindeki sigortalı hizmet dosyası, ücret ödeme belgeleri, banka kayıtları, diğer davalıdan istenilmeli, davalı işverene ait işyeri aylık prim hizmet kayıtları celbedilmesi, dava konusu edilen tarihler arasındaki aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı kişiler arasından seçilecek kamu tanıkları tespit edilerek tanıklıklarına başvurulması, davacının çalışmalarının mahiyeti, davacının çalışmalarının kesintili olup olmadığını, aldığı ücret ve hizmet akdini zorunlu diğer unsurlarının var olup olmadığı resen tespit edilmesi gerektiğini, çalışma olgusu şüpheli kalıyorsa açılan dava reddedilmesi gerektiğini, fakat yerel mahkeme tarafından dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları ve deliller kapsamında çalışma olgusu netleşmemesine rağmen yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Feri Müdahil SGK vekili temyiz dilekçesindeki beyanında özetle, eksik inceleme ve araştırma ile; gerekçesiz hükmün bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Eldeki davada, davacının talebinin 2008/ 11 ile 30.03.2016 arası tam ve kesintisiz çalışmanın tespiti olduğu anlaşılmakla; davacının hizmet cetveli irdelendiğinde talep konusu dönem içerisinde kalan 02.06.2015 ile 15.06.2015 tarihleri arasında 1137738 sicilli işyerinde işkur kursiyeri olarak bildiriminin bulunması karşısında; iş bu dönemler yönünden herhangi bir irdeleme yapılmaksızın; Mahkemece hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak; temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 09.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.