YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4605
KARAR NO : 2022/15243
KARAR TARİHİ : 30.11.2022
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : …..
Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile 14.06.2008-30.11.2010 tarihleri arasında sigortalı sayılmayan ve bu nedenle yaşlılık aylığı şartlarını kaybettiğinden bahisle aylığın kesilmesine dair Kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine, karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 01/11/2016 tarihli bozma ilamında “ Eldeki davada, 2829 sayılı Yasa gereğince hizmet birleştirmesi yapılmak suretiyle 01.12.2011 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa gereğince yaşlılık aylığı alan davacı hakkında 2014 yılında yapılan denetim ile davadışı … San. Ltd. Şti.’ne ait işyerinden davacı adına 14.06.2008-30.11.2010 tarihleri arasındaki sürelerde yapılan bildirimlerin fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile iptali nedeniyle yaşlılık aylığı şartlarını da 2829 sayılı Yasa kapsamında kaybettiği anlaşılan davacının aylıkları başlangıç tarihi itibari ile iptal edilerek yersiz ödeme kabul edilerek Kurumca borç çıkarıldığı anlaşılmakta olup, davaya konu uyuşmazlığın anılan dönemlerde davacı adına yapılan sigortalı bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı hususunda toplandığı, buna göre davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesi olduğu anlaşılmaktadır.
Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, eldeki gibi sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada ise, Mahkemece, davacının Kurumca iptal edilen bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olmadığı, Kurum işleminin yerinde olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; çalışmaları ile ilgili tüm belgeler davalı kurumdan; puantaj kayıtları ve ücret tediye bordrolarının asılları işverenden ve dava konusu dönem içerisinde davacı çalışmalarını Kuruma bildiren işverenden getirtilmeli, iş bu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın aidiyeti davacı tarafından kabul edilenler ile inkâr edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı; davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, eldeki davaya yönelik olarak, Mahkemece, davalı kurumca yapılan teftiş nedeniyle davadışı işyerinde 5 kişinin fiilen çalıştığının kabul edildiği anlaşılmasına göre fiili çalıştığı kabul edilen bu kişilerin de ifadelerine başvurulmalı, ayrıca davacının davadışı şirketin Cumhuriyet Mahallesindeki diğer işyerinde çalıştığına dair beyanına göre böyle bir işyerinin varlığı ve kapasitesi araştırılmalı ve davacının iptal edilen çalışmalarınn bildirildiği adresine komşu işverenlerin bulunup bulunmadığı hususu kolluk aracılığıyla tespit edilerek buralarda davacının çalışmalarını bilebilecek şekilde tarafsız komşu işyeri çalışan veya işletenlerin bulunup bulunmadığı irdelenmeli ve böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.” şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma sonrasında toplanan deliller ile davanın reddine dair verilen kararın temyizen incelemesinde, Dairemizin 22/02/2022 tarihli geri çevirme kararında “ Eldeki davada, davacı hakkında … adına maaş ödemeleri yapılıp yapılmadığı hususunun sorulduğu, alınan cevabi yazı ile, davacı adına 23.02.2009-01.06.2010 tarihleri arasında ve en son 31.12.2009 tarihinde işlem gördüğü anlaşılan hesap ekstresinde “maaş” adı altında yapılan bir takım ödemelerin varlığının anlaşılması ve tarih aralığının verilmesi halinde ödemelerin kim tarafından yapıldığının belirlenebileceğinin belirtilmesi karşısında;
Mahkemece … davacı (…) adına açılan hesapta 23.02.2009-01.06.2010 tarihleri arasında yatan miktarların kimin tarafından ne amaçla nasıl yatırıldığı dekont üzerlerinde açıklama kısmında maaş ibarelerinin bulunup bulunmadığı hususlarının da sorulması ile bankadan alınacak açıklayıcı cevabi yazının iş bu dava dosyasına eklenmesinden sonra gönderilmek üzere, dosyanın geri çevrilmesine” karar verildiği, verilen karar gereğince banka tarafından gönderilen CD nin dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, bozma ilamı ve geri çevirme ile sorulan banka kayıtları ve gerekirse şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle 23.02.2009-01.06.2010 tarihleri arasında yatan miktarların kimin tarafından ne amaçla nasıl yatırıldığı, dekont üzerlerinde açıklama kısmında maaş ibarelerinin bulunup bulunmadığı, araştırılmak suretiyle çalışmanın varlığı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.